KARAMAN 2016 NÜFUSUNUN ANLATTIKLARI
- Detaylar
- Kategori: Köşe Yazılarım
- Yayın tarihi: Çarşamba, 08 Mart 2017 18:32
- Yazar: alidokur
- Gösterim: 2114
KARAMAN 2016 NÜFUSUNUN ANLATTIKLARI
31 Aralık 2016 TÜİK verilerine göre Türkiye nüfusu 79.814.871’dır. Kilometre kareye düşün insan sayısı 102’dır
İlimiz Karaman’ın TÜİK verilerine göre 31 Aralık 2016 sonu itibarı ile nüfusu 245.610’dur. Bir önceki 2015 sayımında ise 242.196’dır. Artış 3414’tür.. Kilometre kareye düşen insan sayısı yaklaşık olarak 28 kişidir.
Merkezin nüfusu 2015’te 184.493 iken, 2016 yılında 188.221 olmuştur. Merkezde 3728 kişi artmıştır.
İllerin nüfus büyüklüğü sıralamasına göre Karaman 2014 sayımında 66. sırda, 2015 sayımında da sıralama değişmemiştir. Karaman, illerin nüfus yoğunluğu sıralamasında 73.sıradadır.
Nüfusu en büyük İl İstanbul 2016 sonu itibarı ile 14 milyon 804.116’dır. İstanbul’da kilometre kareye düşen insan sayısı 2786 kişidir.
İlimiz merkezi ve ilçelerinin nüfus hareketlerine şöyle bir bakarsak;
Ayrancı 2014 yılında 8713, 2015 yılında 8497 ‘tür.2016’da 8534’ tir. Bir yılda 152 kişi ,bir yıl öncesi ise 221 kişi azalmıştır.
Başyayla 2014 yılında 3861, 2015 yılında 3706, 2016’da 3662’dir. Bir yılda 44 kişi, bir yıl öncesi ise 115 kişi azalmıştır.
Ermenek 2014 yılında, 29.957, 2015 yılında 29.558, 2016 da 29.475’tir. Bir yılda 83 kişi,bir önceki yılda ise 399 kişi azalmıştır.
Sarıveliler 2014 yılında 12.146, 2015 yılında 11.622, 2016’da 11.428’dir. Bir yılda 194 kişi azalmıştır. Bir önceki yıla göre göçte ciddi ölçüde bir azalma/duraklama var. Bir önceki yıl nüfus kaybı 524 kişidir.
Kazımkarabekir 2014 yılında 4302, 2015 yılında 4327, 2016’da 4479’dur. Bir yılda artış 159 kişidir. Bir önceki yılda ise yılda 25 kişi çoğalmıştı.
Kazımkarabekir ilçelerimiz dışındaki bütün ilçelerde merkez hariç nüfus azalırken bu ilçede tedricen bir artış izlenmektedir.
Karaman merkezin köyleriyle birlikte nüfusu 2013 ‘te 177.685 iken, 2014 yılında 181.383, 2015’te 184.493 olarak belirlenmiştir. 2016 yılında merkezin nüfusu 188.221’dir. Karaman merkezde nüfus 2016 yılında 3728 kişi olarak artmıştır, bir önceki yıla göre artış farkı 30 kişidir. Bir önceki yıl 3.698 kişilik bir artış vardır. Merkezde nüfus arışının normal bir seyir izlediği görülmektedir.
Karaman genelinde nüfusun 2016’da 245.610 olduğunu yukarıda ifade etmiştik. Bu nüfusun % 49,73’ nü teşkil eden erkelerin sayısı 122.153’tür. Nüfusun % 50.27’sini teşkil eden kadınların sayısı 123.457’dir. il genelinde kadın fazlalığı 1304’tür. Merkezde bu far daha da açılır. Erkekler 93.294 iken kadınların sayısı 94.927’dir. Kadın fazlalığı 1633’tür.
Toplam il geneline bakıldığında 2014 yılında nüfus 240.362 iken, 2015 yılında 242.196, 2016 yılında245.610 olarak sayılmıştır. Artış 3414’tür. Bir önceki yıla gere belirgin bir artış görülüyor. Bir önceki yıl artış farkı 1834 kişi olarak tespit edilmiştir
SONUÇ OLARAK: 1.Merkez ve Kazımkarabekir ilçesi hariç geçmiş yıllara göre nüfus azalır gibi olsa da diğer ilçelerde her yıl birnüfus kaybı görülüyor.
2.Karaman merkez, gıda sanayinin merkezi olarak görülüp anılsa da merkeze sanayiden kaynaklanan bir nüfus akışının olmadığı görülüyor.
3. Üniversite’nin merkez ve ilçe nüfuslarını ne kadar olumlu olarak etkilediğine ilişkin elimizde bir veri yok.
4. .Taşeli Yöresi’nin nüfus 40-50 yıldır aynı sayılarda 40- 50 civarında (2015’te:44.886;2016 44.565 kişi ) seyreder. Üç ilçedeki son bir yıllık nüfus kaybı ortalama 321 kişidir.
- 5. Nüfus artışını karşılayacak geçim alanları kıttır. Nüfusun statik bir yapıda olması ticari hayatı, inşaat sektörünü olumsuz olarak etkilemektedir.
6. Nüfusu kaybı, yerel yöneticileri ciddi anlamda kaygılandırmakla birlikte, nüfusu yörede tutacak projelerin gerçekleştirilmesi de zor görünmektedir.
7. Karaman’da işsizliğin olmadığı vurgusu yanlış bir övünme payıdır. Nüfusun artmadığı ve mevcut iş alanlarının yanında küçük ölçekte açılan iş yerlerinin açılmış olması ile o yerde işsizlik söz konusu edilemez.
8. Bir ülkenin en büyük zenginlik kaynağı nüfusudur. İlimizde nüfus artmıyor, nerdeyse durma noktasında yaşlanmaya doğru bir seyir izlemektedir.
9.Taşeli ve merkeze bağlı dağ köylerinde ekonomik faaliyetler en son işlenebilir sınırda olduğundan göçü durdurmak mümkün değildir.
10.Karaman kırsalında nüfusu tutabilecek acil önlemler ihtiyaç vardır. Kent merkezinde işsizliğin olmadığı resmi kayıtlarda belgelenen bir sanayi kentinde nüfus artışının neden olmadığı sorgulanmalıdır.
08.03.2016
Hasan ŞİMŞEK
BİR ANI, BİR YANLIŞ
- Detaylar
- Kategori: Köşe Yazılarım
- Yayın tarihi: Pazar, 05 Mart 2017 02:06
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 2082
BİR ANI, BİR YANLIŞ
Aslında anı da çok, yanlış da!...
Ama biz önce anıdan başlayalım. 1970 yılında dar bütçemle 1000,00 TL’ye aldığım SMİTH CORONA yazı makinemde özene bezene yazdığım ve ciltleterek kitap hâline getirdiğim 336 sayfalık ATATÜRK VE BASIN konulu yüksek lisans tez kitabımı ( 1986 ) hocamın önüne koyduğumda bir kitaba baktı bir de bana, daha önce kitap yazıp yazmadığımı sordu, çok yazı yazdım ama kitap yazmadım dedim. Hocam hem konuşuyor hem de kitabı inceliyordu. Ön sözde “ detay “ sözcüğünü gördü. Elindeki kalemle “detay “ sözcüğün çizerek bunun yabancı bir kelime olduğunu bunun yerine “ayrıntı” sözcüğün kullanmanın daha doğru olacağını söyledi. Sonradan İstanbul İşletme Fakültesi Dekanı da olan tez hocam Prof. Dr. Hayri ÜLGEN böyle bir uyarı geleceğini hiç tahmin etmemiştim. Kendisi havalı mavalı bir hoca idi, küçük ayrıntılarla uğraşacağını ve öğrencilerini eleştireceğini açıkça hiç düşünmemiştim. Biz tez hocamızın isteği doğrultusunda Fransızcadan alındığını öğrendiğimiz “detay “ sözcüğünü bırakıp Türkçe bir sözcük olan “ayrıntı”yı kullanmaya başladık. Şimdi bakıyorum TV muhabirlerine ve sunuculara herkes haberlerde “detay “ sözcüğün benimsemiş durumda. “ Şimdi detaylar!.. Haberlerin detaylarına geçelim.” şeklinde söylemlerde bulunuyorlar. Eskiden TRT muhabirleri Türkçe sözcüklerin kullanılmasına özen gösterirlerdi. Böyle bir anıdan sonra günümüzde üst düzey siyasilerin yanlış kullandığı bir sözcükten “ vatandaş “ sözcüğünden söz edeceğim. Batı Trakya’da, Bosna’da, Suriye’de yaşayan ve oraları vatan olarak seçen insanlar hitap ederken “buradaki vatandaşlarımız” ifadesini kullanıyorlar. Onlar bizim “vatandaşlarımı değil, soydaşlarımız ya da dindaşlarımızdır. “Vatandaş”, aynı toprak parçası üzerinde yaşayan dil, din, ırk, cinsiyet ayırımı gözetmeksizin mensubu olduğu ülkenin bireyidir. Türkiye toprakları üzerinde yaşayan ve yasalar önünde hiçbir ayırımcılığa tabi olmayan insanlara “ vatandaşlarımız “ diyebiliriz. Türkiye sınırları dışında olup da Türk nüfusuna kayıtlı olmayan kimseleri “vatandaş “ olarak nitelemek yanlıştır. Çünkü onlar vatandaşlık bağı ile bizim ülkemize bağlı değillerdir. Günlük yaşamda özellikle insanlarımızın yanlış olarak kullandıkları diğer bir kelime grubu “ ağaç ekmek” tir. Bas bas bağırıyorlar TV’lerde “ağaç ekildi “ diye. Ağaç ekilmez, dikilir, örneğin zeytin, elma, kiraz, çam, ekilmez fidanları ile dikilir. Tütün ve domates, biber, patlıcan, salatalık gibi sebzeler de fide olarak tohumdan, çimlenmeden sonraki aşamada dikimi yapılır. Buğday, arpa çavar, mısır, nohut, pirinç gibi taneli bitkiler ise toprağa ekilir. Ekilmek ifadesi tohumların toprağa saçılması ile oluşan bir eylemdir. Fideler ve fidanlar tohum aşamasından sonraki bitkinin türüne göre küçük ya da büyük çukurlar açılarak dikilen bitkiler için kullanılır.
Sonuç olarak, her kurum kendi içinde dil yanlışlarını denetlese de yine de ister istemez ya da, bilerek bilmeyerek yanlışlara devam edebiliyorlar. Bizim görevimiz onlara yaptıkları yanlışların doğrusunu hatırlatmak olmalı.
26.10. 2013. Hasan ŞİMŞEK
KAR TATİLİ TARTIŞMASI
- Detaylar
- Kategori: Köşe Yazılarım
- Yayın tarihi: Perşembe, 12 Ocak 2017 00:08
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 1979
KAR TATİLİ TARTIŞMASI
Eski Milli Eğitim Bakanı ve AK Parti Van Milletvekili Hüseyin Çelik, son bir hafta içerisinde 30 ilde hava koşulları nedeni ile okulların kapalı olmasını sert bir dille eleştirdi. Bundan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’yı belediyeleri ve valileri sorumlu tutan Çelik Twiter hesabından şunları söyledi:
“ Geçen bir hafta boyunca, ülkemizin yaklaşık 30 vilayetinde okullar, büyük çapta, hava muhalefetinden dolayı kapandı. Bakanlığım döneminde de en ufak hava olumsuzluğunda okulların tatil edilmesine hep karşı çıktım. Bence, valiliklerimiz kolayı seçiyorlar. En büyük sıkıntı taşımalı eğitimde yaşanır. Türkiye 70’li yılların şartlarını yaşamıyor. Her şeye rağmen ‘kapalı yol ‘ kabul edilemez. Başta Milli Eğitim Bakanımız Sayın Avcı olmak üzere valilerimizi ve eğitim yöneticilerini uyarıyorum. Zor şartlarda eğitim de eğitimin bir parçasıdır.
Bizdeki bu mantığa göre İskandinav ülkelerinde, Baltık cumhuriyetlerinde, ABD, Kanada ve Rusya’nın önemli bölümünde okullar hiç açılmaz. Belediye Başkanları, yolları açık tutamıyorlarsa kendilerini sorgulasınlar. Büyük şehir statüsünde olmayan 51 vilayette eğer yolları açık tutamıyorlarsa valilikler, il özel idareleri kendilerini sorgulasınlar.”
Sayın Çelik büyükşehir statüsündeki iller için bir öneri getirmiyor. Hâlbuki büyük şehir statüsündeki illerde kış şartları ilçelere göre indirgenerek değerlendirilmeli ve buna göre tatil kararı alınmalı.
Sayın Hüseyin Çelik AK Parti Dönemi’nde en uzun Milli Eğitim Bakanlığı yapan şahsiyetlerden biridir. Müfredat Programının bir kısmı onun zamanında yeniden yazılmıştır. İlköğretim ve orta öğretim öğrencilerine 100 temel eserin okunması için tavsiye ve eserlerin seçimi ve neşriyatı onun zamanında oldu. Yardımcı ders kitaplarına okullarda okutulması için Talim Terbiye Kurulu kararının aranmaması ( ben aranmasından/incelenmesinden yanayım ) onun zamanında gerçekleşti.
Hüseyin Çelik, son yerel seçimlerden sonra sesi soluğu kesilmiş bir köşede beklerken birden bire Twiter hesabından gönderdiği açıklama gündeme bomba gibi düşmesi hiç şaşırtıcı değil. Yukarıdaki açıklamalarında haklılık payı büyüktür. Gökyüzünde sinek gibi kar tanelerinin uçuştuğu bir zamanda okulların tatil edilmesi niye? Özellikle büyük kentlerde servis minibüslerinin lobisinin bu tatillerde etkili olduğu bilinmektedir. Sayın Çelik’in açıkladığı gibi günümüz Türkiye’si 70’li yılların Türkiye’si değil! Sayın Çelik, kış şartlarının en zor en çekilmez bir yerinden Van’dan geliyor. Kış şartlarını bilerek valilere, il özel idarelerine ve belediyelere sitem ediyor. Bir anlamda da uyarıcı muhalefet yapıyor. Özellikle büyük kentlerde okullar kapatılmak suretiyle enerji tasarrufu mu yapılmak istenmiştir!
Yaklaşık bir buçuk milyon sekizinci sınıf öğrencisi Temel Eğitim Okullarından Orta Öğretim ( TEOK ) kurumlarına geçmek için bir sınava yarışı içindeler. Böyle bir yarış ortamında yaşayan öğrencilerin bir kısmın tatil ortamına sokarak okulları kar nedeni ile tatile sokmak öğrenciler arası rekabet ortamını da etkiler. Kar tatili nedeni ile işlenmeyen 6 saatlik matematik veya fen dersleri çocuğun geleceği ile çok yakından ilgilidir. Öyle anlaşılıyor ki, Sayın Çelik, yerleşim merkezleri arasındaki yolların bakımı, elektrik akımının düzenli gelip gelmediği, okulların ısı sorunu vb. etkenlerin çözümlendiği kanısında.
Son yıllarda adrese dayalı kayıt sistemi de uygulandığından çocukların bir ilçeden diğer ilçeler gitme gibi sorunları da yok denecek kadar az. Olsa bile servis araçları ile okullarına gidip gelmeleri engel değil. Sayın Çelik’in dediği gibi “ Zor şartlarda eğitim de eğitimin bir parçasıdır.” Sözüne katılmamak elde değil. Eğitim, davranışların istenilen yönde değiştirilmesi diye tanımlarsak, eğitim sistemin içinde keyfiliği değil zorlayıcılığı görürüz. Sayın Hüseyin Çelik ile ilgili ortak bir noktada buluşacağımız hiç ama hiç düşünmemiştim.
12.01.2015. Hasan ŞİMŞEK
SARIVELİLER’İ TANIYALIM
- Detaylar
- Kategori: Köşe Yazılarım
- Yayın tarihi: Pazar, 05 Mart 2017 00:00
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 2526
SARIVELİLER’İ TANIYALIM
Sarıveliler Kaymakamı Hasan Sadebıyık
Sarıveliler Belediye Başkanı Hayri Samur
İli : Karaman
İlçesi : Sarıveliler
Belediye Başkanı : Hayri Samur
Rakım : 1500-1645 ( merkezde )
İle uzaklığı : 165 km
Gazipaşa’ya : 108 km
İlçe nüfusu : 11.428 bin*
Alanı : 343 km
Sarıveliler ilçesinin doğusunda Başyayla ve Ermenek, güneyinde Antalya’nın Gazipaşa ve Alanya ilçeleri, batısında Alanya, kuzeyinde Konya’nın Taşkent ilçesi, kuzeydoğusunda Başyayla ilçelerimizle komşudur. Diğer komşu ilçeler gibi dağlık bir yapıya sahiptir. En yüksek yeri 3227 m Geyik dağlarıdır. Göksu’yun kollarındaki vadi tabanlarında Işıklı ( aşağı Fet ) yükselti 850 m kadar iner.
İlçenin güneyindeki dağlık alanlar çam ve sedir türü ağaçlarla örtülüdür. Daran 1, Daran II, Günder HES’leri faaliyete geçmeden önce bu alanlar oldukça bakir yerler olduklarından yaban hayvanlarından dağ keçileri ve geyiklerin yaşam alanları olarak bilinir ve kollanırdı. Bu HES’ler yetmiyormuş gibi şimdi bir de Ermenek Çayı’nın kollarından biri olan Gökdere üzerine HES planlandığı ve yöre halkının tarıma dayalı su ihtiyaçlarından dolayı buna karşı geldikleri bilinmektedir.
Sarıveliler ilçemizin nüfusu da Ermenek gibi her geçen yıl azalıyor. 2015 yılında ilçenin köyleri ile birlikte nüfusu 11.622 iken 2016 yılında 11.428’ düşmüştür. TÜİK verilerine göre 194 kişi bir azalma görülüyor. Toplam nüfusun 5812 si erkek, 5616’ sı kadın. Kadın nüfusunda bir azalama görülüyor. Kilometre kareye düşen insan sayısı 22 kişidir, komşu Emenek’te 18, Başyayla’da 36 kişidir., İlimiz Karaman ortalaması ise 28, Türkiye ortalaması ise 102 kişidir.
Sarıveliler ilçesinin Uğurlu, Civler, Civandere, Işıklı, Daran, Koçaşlı ve Dumlugöze olmak üzere 7 köyü vardır. Eski bir nahiye merkezi olan Göktepe Sarıveliler ilçesinin tek beldesidir. Göktepe Belediyesi nüfus kaybı nedeniyle, Esentepe ve Çukurbağ köylerini mahalle yaparak kendine bağlamış ve köy vasfına düşmekten kurtulmuştur.
Taşeli Yöresi Türkiye’nin nüfus bakımından en tenha yerlerinden biridir. Arazi yapısı dağlık, taşlık ve tarıma elverişli değildir.
Geçen yüzyılın son çeyreğine kadar ilçede arazi yapısının uygunluğu nedeniyle küçükbaş hayvancılığı halkın büyük bir kısmının geçimini sağlayacak kadar yaygındı. Günümüzde her açık alana meyve fidanı dikilerek meralar daraltılmış ve küçükbaş hayvanlarının yaşam alanı daraltılmıştır. Buna rağmen ilçede kendi ölçüleri içinde hatır sayılır büyük ve küçükbaş hayvancılığı beslenmektedir. Tarımda tahılın yerini büyük ölçüde meyvecilik ( elma, kiraz, ceviz, üzüm,..vb ) almıştır. Uğurlu ve Esentepe (Lamos)’de bağcılık tarım öne çıkar. İlçede meyveciliğin gelişmesine paralel Uğurlu Köyü’nde bir Soğuk Hava Deposu yapılmaktadır.
İlçenin çoğu yerinde kuru tarım yapılmakla birlikte, Çevlik ( gölet )Barajı’nın bitirilip sulama kanallarının yapılması ile sulu tarıma geçilince üretimin artacağı ve insanların yaşamının iyileşeceği beklentisi var.
Başkan Sayın Hayri Samur, nüfus akışını/göçü durdurmanın gayretinden ziyade, aksine nüfus artıracak kalıcı projeler üretmek için çalışmalar yapıyor, ilçe merkezinde 100 kişi kapasiteli bir tekstil üretim atölyesi kurmak için bir firma ile anlaşmış durumdadır.
Geçmiş yıllarda İzmir ve Aydın’a, yakın tarihte turizmin gelişmesiyle Antalya’ya göç veren ilçe, son 25 yıllık bir süreçte İstanbul/Okmeydanı’nda tekstil alanında istihdam yaratan atölyeler açarak, geçimlerine paralel olarak ülke ekonomisine katkı yapan bir çalışma sergiledikleri bilinmektedir.
İlçe genelindeki tarihi kalıntılara ve izlere bakılınca Ermenek ve Başyayla’daki gibi Hitit, Roma, Bizans, Karamanoğulları Beyliği, Osmanlılar ve Cumhuriyet Dönemi’ne ilişkin insan yaşamından kesitlergörmemiz mümkündür. (bkz. İnetrnette, Hasan Şimşek-Ermenek’i Tanıyalım yazısı)
Tarihi kalıntılar olarak, Uğurlu ve Fariske köristanları, Beylik döneminden kalma Esentepe’deki Musa Bey Cami ve Başdere Pazarı’ndaki Ulucami, Büğlü Baba Türbesi, Sarıveliler merkezde, Gemitepesi ilk akla gelenler,
Adiller-Kuyucak’ta kratergölü ve hemen yanında Büyükkarapınar ile sınır teşkil eden Kale Yıkığı, Küçükkarapınar yaylası gezilecek görülecek yerler arasında sayılabilir.
Karacaoğlan, Fil Ahmet, A.T.Şentürk, M.Zeki Akdağ, Mustafa Ertaş gibi ilçe sınırlarını aşmış, şair ve yazarları vardır.
İlçe, Akdeniz’e açılan Konya- Alanya karayolu üzerindedir. Sarıveliler-Mahmutlar arasındaki yol çalışmaları ( Kuşyuvası tünelleri vs.) bitirilince Yayla Turizminin gelişeceği ve ilçe ekonomisine katkı yapacağı düşünülmektedir. Diğer yandan Gazipaşa Havaalanı’nın ilçeye en yakın ( 108 km ) havaalanı olması büyük kentler arasındakilerin insanların ilçeye gidiş gelişini kolaylaştıran diğer bir etmendir.
İlçe merkezinden Taşkent’e giden yol kıyısındaki Eyne ( aslında suyu çok temiz olduğundan Ayna deresi halk dilinde Eyne olmuş) deresindeki balık lokantaları özellikle yaz sezonunda ilçeye az da olsa bir katkı sağladığı söylenebilir.
Her gün Konya’dan sabah-akşam otobüs seferleri, Alanya, Antalya’ya günü birlik seferler, yolcu trafiğini ilçenin lehine olan gelişmelerdir.
Sonuç olarak, göçün önlenmesi ve ilçe nüfusunun artması için ilçeye yüksek okulun, tekstil ve turizm meslek liselerinin açılıp eğitim ve öğretime başlamış olması, tekstil atölyelerinin açılması, projelerin hayata geçirilmesi gibi önlemler, göçü önleyeceği gibi yörede yaşayan insanlarımızın yaşam düzeyini de yükseltecektir. 05.03.2017 Hasan ŞİMŞEK
KAR TATİLİ YENİ MODA BİR EYLEM!
- Detaylar
- Kategori: Köşe Yazılarım
- Yayın tarihi: Pazartesi, 26 Aralık 2016 00:11
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 2073
KAR TATİLİ YENİ MODA BİR EYLEM!
Bugün 26 Aralık 2016 Pazartesi, ilimiz Karaman merkezde ve Taşeli ilçelerinde yer yer 30 cm ile 70 cm arasında kar var, bu nedenle ulaşım zorluğu gerekçesi ile eğitim öğretime ara verildi. Kimsenin bu idari karara itirazı olamaz. Zira olağanüstü bir kar yağışı olduğu ve yolları kapattığı görülüyor.
15 Aralık 2016’da yaptığım açıklamada, “Kar yağışı nedeni ile ikide bir eğitim öğretime yerli yersiz ara verme eylemidir. Bu eylemi yapan talep götüren öğrenciler, gençler değil, yöneticilerimizdir. Ne şiş yansın ne kebap anlayışı ile sinek uçsa kar var diye tatil yapıyorlar.” düşüncelerimi açıklamıştım.
Eğitim öğretim bir planlama ve yapılan planlamayı uygulama işidir. Bir ders yılında öğrencinin örneğin bir matematik derisini kaç saat okuyacağı ve öğreneceği konular önceden belirlendiğinden zamanla sınırlandırılmıştır.
Taşımalı eğitimin olmadığı yerlerde bugünküler gibi olağanüstü kar yağışının olmadığı zamanlarda özellikle kent merkezlerinde şöyle böyle kar yağışı nedeni ile okulları tatile sokmak bir kolaycılıktır.
Düne göre belediyeler yol açma ve tuzlama yönünden eskiye göre daha olanaklar sahip olduğu gibi çocuklar da giyim kuşam yönünden çok daha iyiler. 10-15 cm kar yağdı diye okulları tümüyle tatile sokmak çocukların lehine olan bir eylem değildir.
Diğer yandan taşımalı eğitimin doğru olmadığını, çocukların kendi okullarında ilkokul eğitimi yapmaları gerektiğinin daha yararlı olacağını düşünenlerdenim. Taşeli Yöresi’nde iki tane YİBO var.
Bu okullarda kar tatili nedeni ile aralığın ortasındaki günlerde eğitim ve öğretime ara verilmesi kabul edilemez. Adı üstünde yatılı okullar. Tam da böyle kış havasında eğitim öğretim etkinliğinin en üst seviyede olması gerektiği hava şartları yaşanırken, eğitim öğretime ara verilmesi doğru bir yaklaşım değildir. “Vakit nakittir.” Anlayışı ile derslerin işlenip pekiştirilmesi hem dersi işleyen öğretmenlerin hem de öğrencilerin lehine olacaktır.
Ermenek Fikret Ünlü YİBO’da öğrenci okuma kapasitesi 250 kız, 250 erkek öğrenci olduğu hâlde bugün bu okulun taşımalı eğitim vs gibi nedenlerle altı boşaltılmıştır.
Tam idari boşluğun ilçe kaymakamlarının görevde olmadığı ya da yeni göreve başlama aşamasında olduğu bir zamanda eğitim öğretim adına yapılan bu tatiller öğrenciler adına büyük eksikliktir. Bundan sonra göreve başlayacak kaymakamlarımızın bu konuda daha da duyarlı olacağınıdüşünüyorum. Kar tatili ve diğer nedenlerle kış mevsiminde kaybedilen günlerin telafisi sene sonunda Taşeli Platosun’nda gerçek anlamda giderilemez. Zira Yöremiz haziran ayında güneş ışınlarının en dik geldiği Türkiye’nin uç noktalarında yer almaktadır. Sıcak günlerde derslerin işlenemediği gerçeğini de hatırlamamızda yarar var. Taşımalı eğitimde, yeni moda özellikle İstanbul, Ankara gibi büyük kentlerde 2 cm kar yağdı mı hemen valiliğe ve TVa kanallarına telefon trafiği başlar.
Sonuç olarak, olağanüstü yağışların haricinde, karlı ve yağışlı havalarda, bazı öğrenciler okullar uzaklıkları nedeni ile okula gidemeyebilir ama gelebilenlerin önünü tıkamak ve okulları kar bahanesi ile kapatmak doğru bir yaklaşım değildir, kabul edilemez.
26.12.2016 Hasan Şimşek