KÖYÜM BÜYÜKKARAPINAR Hasan ŞİMŞEK

  • Skip to content
  • Ana menü bloğuna geç ve giriş yap.

Blok arama görünümü

Dolaşım

Arama

Buradasınız: Home

Ana Menu

  • Anasayfa
  • Büyükkarapınar Yazıları
  • Büyükkarapınar Kitabı
  • Basında Büyükkarapınar
  • Biyografik Eserlerim
  • Eğitim Danışmanlığı
  • Genel Yazılarım
  • Köyümüzden Haberler
  • Kim Kimdir?
  • Fotoğraflar
  • İletişim
  • Teşekkür

FAKİRİZ AMA GÖNLÜMÜZ ZENGİN

  • Yazdır
  • E-posta
Detaylar
Kategori: Köşe Yazılarım
Yayın tarihi: Pazartesi, 24 Haziran 2013 20:32
Yazar: hasan-simsek
Gösterim: 4117

 

FAKİRİZ AMA GÖNLÜMÜZ ZENGİN

 

28 Haziran 2013 Cuma günü Sarıveliler ilçe merkezinde olacağız. Yöremiz Taşeli adı üstünde çok taşlık, kayalık ve dağlık bir yerdir. Göksu nehrinin kolları Orta Torosları baştan başa yararak derin ve aşılması güç vadiler oluşturmuştur. Bu nedenle ulaşım yolları, sarp dağlardan, inilmesi güç vadilerden, hızı kesen virajlardan Sarıveliler’e  gidilir. Biz de Konya’dan ilçeye giderken bu derin vadilerden ve aşılması güç geçitlerden ve zaman zaman düz yollardan geçerek ilçeye varacağız. Sarıoğlan’dan sonra bozkırın doğallığını, Hadim’de katran ağaçlarının güzelliğini, Taşkent’te yeşilliklerle  birlikte, güzel çam kokularını,soğuk suları,  derin ve sarp kayalıkların hemen  sonrasında aşılması güç Belpınarı ( 1890 m ) Geçidi’ni ve Gömüldürüm Alanı’nda da aracımızın km/hız olarak 120’ye vuruşunu Yörük ve Barcın yaylalarındaki ketirlerde ayağını basacağı yeri seçerek dolaşan çobanları,ağır aksak çalışan insanları göreceğiz. Daha sonrası, Karasin Gediği ve Sarıveliler…

 

Bu yol güzergâhında, özelliklei Hadim ve Taaşkent’te  şüphesiz evlerini çatısındaki güneş enerjisinden yararlanılarak kurulan ısıtma sistemlerini,vadilerdeki barajları ve HES’leri, 30-40 sene öncesi sadece mera amaçlı kullanılan meyve bahçelerini, yaylaya göçen Yörükler ve diğerlerinin yaşamlarındaki değişiklikleri  görecek ve not etmeye çalışacağız. Ayrıca yöremiz insanına ekonomik yönden büyük katkı yaptığını düşündüğümüz küçükbaş hayvan varlıklarımızdaki son durumu anlamaya çalışacağız.

 

28- 29 Hazira 2013 günleri arasında yapılacak olan Karacaoğlan’ Anma  ve Yayla Şenlikleri çerçevesinde Sarıveliler Belediye Başkanı Sayın Hayri Samur’un bize sağladığı imkânlar çerçevesinde, bir bilim ve yazarlar heyeti olarak:

 

Karacaoğlan’ı  Prof. Dr Kemal YAVUZ,

 

Kaygısız Abdal’ı Habip ÇALIŞKAN

 

Aşık Ömer’i,   Doçent Dr. Orhan YAVUZ

 

Ümmi Sina’yı, Prof. Dr. Azmi BİLGİN

 

Ahmet Tufan Şentürk’ü, şair Mustafa CEYLAN

 

Mehmet ÇINARLI’yı, Prof. Dr. Kemal YAVUZ

 

Mehmet Zeki AKDAĞ’, Ahmet ÖZDEMİR-Hasan ŞİMŞEK

 

Sami TUNCA, Hasan ŞİMŞEK

 

Taşeli’nde Sanatı, Halit BARDAKÇI

 

Arşivlerlerde Sarıveliler’i, Doç. Dr. Ali Yılmaz

 

Ahmet Düzenli nam-ı diğer Fil Ahmet  Zafer ÖZER

 

tarafından anlatılıp genç kuşaklara tanıtılacak. Ses kayıt ve görüntü düzenini Ali KORKMAZ sağlayacak.

 

Yukarıda ifade ettiğimiz gibi yöremiz Taşeli kayalık, dağlık, tarıma elverişli olmayan ve toprağı son derece kıt ve fakir bir yer olmasına rağmen şairlerinde  gönül  zenginliğini doğaya olan düşkünlüklerini bolca görürüz. Yöremiz  şairi M. Zeki Akdağ’dan küçük bir örnek:

 

“ Dükkânımız bilge gönül,

 

Vitrinimiz yoktur bizim,

 

Dili, duygumuzdan döktük,

 

Yüreğimiz paktır bizim. “

 

Karamanoğlu Mehmet Bey’in diyarında, Türk dilinin uzmanları ile Türk dilini en iyi kullanan yöre şairlerimizi anmak ve tanıtmak çok güzel bir duygu olsa gerek. Toprağımız kıt ve verimsiz olup insanlarımız fakir olsa da, gönlümüzün insan ve tabiat sevgisi ile dopdolu  olduğunu  şairlerimizin çokluğundan anlamak mümkündür.

 

28 Haziran  Cuma günü anacağımız şairlerimizin oturumunu Sayın Prof. Mehmet AKGÜN ve Prof. Dr. Adnan KAYNAK hocalarımız yönetecek. Aksaray üniversitesi Rektörü Sayın Mustafa ACAR onur konuğumuz olacak.

 

 Taşeli topraklarına gönül bağı ile bağlı olan herkes Sarıveliler Belediyesi tarafından  Karacaoğlan ve Yayla Şenlikleri’ne davetlidir. 22.06.2013. Hasan ŞİMŞEK

 

 

 

SARIVELİLER’İN KİMLİĞİ

  • Yazdır
  • E-posta
Detaylar
Kategori: Köşe Yazılarım
Yayın tarihi: Salı, 18 Haziran 2013 00:00
Yazar: hasan-simsek
Gösterim: 1957

SARIVELİLER’İN KİMLİĞİ

İli                                          : Karaman

Yüzölçümü                             :343 kilometre kare

Rakım                                   : 1650-1850

Nüfusu                                  : 12.463

Kadın nüfusu                         : 6202

İl’e Ermenek’ten uzaklığı         : 205 km

İl’e Sarıoğlan’dan uzaklığı       : 165 km ( üç saat )

Konya’ya uzaklığı                   :  170 km ( üç saat )

Alanya’ya uzaklığı                   : 80 km  ( 2 saat )

Belediye Başkanı                     :Hayri Samur

İlçeye bağlı belde                    : Göktepe:

Köyleri                                    : Civandere,Cilver, Çevrekavak, Daran, Dumlugöze, Işıklı, Koçaşlı,Uğurlu.

İlçe merkezinde iklim karasal, Işıklı ve Muzvadi’ye ( Dumlugöze ) doğru Akdeniz iklimine  geçiş iklimi hissedilir.

Çam, sedir, ladin, meşe bilinen orman ağaçlarıdır.

Halkın geçim kaynağı meyvecilik, hayvancılıktır. Meyvelerden  elma, kiraz, ceviz, üzüm halkın önemli geçim kaynağıdır. Son yıllarda arıcılık ve küçükbaş hayvancılığına da önem verilmeye başlanmıştır.

Doğal hayat bakımından korunmaya muhtaç bir yerdir: Geyik, dağ keçisi, kartal, ayı …gibi yaban hayvanlarına rastlanır. Dağlık, ormanlık ve sarp bir arazi yapısına sahiptir. Göksu’nun kolları Taşeli Platosunun ilçedeki bölümlerinde de kendini gösterir.

İlimizin en yüksek yeri olan Geyik dağı 2300 m,  Karaman, Konya, Antalya sınırının birleştiği yer) Sarıveliler sınırı içinde kalır. İlimizin Ermenek’ten sonra ikinci büyük ilçesidir.

Göç yolları üzerinde bulunur. Ünlü Yörük ve Barcın yaylaları bu ilçededir.

Dağlık olması ve tarım arazilerinin yetersizliği nedeni ile geçim sıkıntısı çeken ilçe halkından özellikle gençler çevre illere göç edip iskân tutmaktadırlar. Kilometre kareye düşen insan sayısı Türkiye ortalamasın çok altında 36 kişidir. Zaten Taşeli Platosu ülkemizin en tenha yerlerinden biridir. Aynı problemler çevre ilçelerde de vardır.

Son yıllarda moda olan HES’ler ve sulama ağırlıklı göletler ve barajlar da bu ilçemizde de kendini göstermeye başlamıştır. Özellikle Çevlik ve Akbendi baraj gölleri sulama amaçlı yapılmış ve yapılmakta olan barajlardır. Bu barajlar az da olsa halkın sulama derdine deva olacak niteliktedir.

Biz, Sarıvelilerli bilim adamları ve yöre yazarları ile birlikte 28-29 Haziran 2013 tarihlerinde Sarıveliler Karacaoğlan ve Yayla Şenlikleri anma nedeni ile orda olacağız. Karacaoğlan’n geçtiği yollardan, barındığı yerlerden geçip soluduğu havayı soluyacak, Güney’in yakıcı sıcağında yanacak, gecenin sert rüzgârında üşüyeceğiz. Başta Karacaoğlan olmak üzer Türk dilini ustaca kullanıp onun gelişmesini sağlayan değerli şairlerimizi anacağız. Karacaoğlan’dan Fil Ahmet’e, Fil Ahmet’ten Ertaş’a kadar olan şairler ve yazarlar zincirini hatırlayıp anacak ve genç nesillere rehberlik edeceğiz. 18.06.2013. Hasan ŞİMŞEK

TARİHİMİZİ TANIYALIM

  • Yazdır
  • E-posta
Detaylar
Kategori: Köşe Yazılarım
Yayın tarihi: Perşembe, 02 Mayıs 2013 00:00
Yazar: hasan-simsek
Gösterim: 1963

ERMENEK TÜRKLERİNİN XIII. ve XIV. YÜZYILDA TAŞELİ’NİN TÜRKLŞEMESİ’NDEKİ

ZORLU MÜCADELELERİ VE IZDIRAP DOLU YAŞMLARINIDAN KESİTLER

İranlı İbni Bibi 1280’li yılların başında yazdığı Selçukname adlı eserinde Alaeddin Keykubat’ın 1228 yılında Balkusan ve çevresine uç beyi olarak yerleştirdiği Nure Sufi ve beraberindeki Türkmen çadırlarında yaşayan insanlara  “ Ermenek Türkleri “ diye bahseder. ( 1 )

Nure Sufi kendilerinin yaşam alanlarını genişletip güvenliği sağlamak için Taşeli Yöresi’nde yönetimlerini kabullenmeyen Hristiyanları  bölgeden uzaklaştırarak İçil’in* Türkleşmesine büyük katkı yaptılar. Oğlu Karaman Bey zamanında ( 1256-1261 ) beyliğin temeli güçlenir.

Karaman Bey’in oğlu olan Şemsettin Mehmet Bey ( 1261-1277 ) Beyliği iyice güçlendirince Anadolu Selçuklu Devleti’ne verdiği vergiyi keser.

Şemsettin Mehmet Bey, Anadolu Selçuklu Sultanlarına karşı ayaklanır.  1276’da Anadolu Selcuklu- İlhanlı ordusunu bozguna uğrattı. 1277’de Mısır’da bulunan Memluk Sultanı Baybars’ın Kayseri’ye girdiği bir sırada Konya’yı işgal eder. II.. Keykavus’un oğlu Alaeddin Siyavuş ( Cimri )’u tahta çıkarıp kendisini de vezir ilan ettiğinde tarihler 1277’yi gösterir.

Konya’daki Selçuklu Sarayı’nda ve çevresinde halkın Farsça konuşup yazdığını gören Şemsettin Mehmet Bey yayınladığı bir fermanla Türkçe’yi resmi devlet dili kabul ettirerek Farsça yazışmayı yasaklattır. İbni Bibi’nin yazmış olduğu Selçukname ( Selçuklu Tarihi )’de , bugünkü Türkçeye göre ferman metni şöyle:

“ Bugünden sonra hiç kimse sarayda, divanda, meclislerde ve seyranda Türk Dili’nden başka dil kullanmaya, defterler dahi Türkçe yazıla! “

                                                                                 13 Mayıs 1277

Böyle bir özetlemeden sonra, XIII. yüzyılda Taşeli Yarımadası’nı yurt edinen atalarımızın yaşadığı büyük felaketlerden kesitler vereceğim.

Taşeli Platosunda  zor coğrafi şartlar altında yaşamlarını sürdüren atalarımız XIII. yüzyılda  iç çalkantıların yanında, tarihin iki önemli  en  büyük felâketini yaşarlar.  Bunlardan biri Doğudan gelen Moğol Akınları ve Kösedağ Savaşı (1243 )  ve Moğollar ( onların bir kolu olan ilhanlılar 1256-1336 ) tarafından yakılıp yıkılan Sivas ve Kayseri kentleri ve yerlerinden  olan binlerce insanın güvenli yer aramaları… Dalga dalga yerlerini yurtlarını terk ederek daha güvenli buldukları Batı’ya ve korunaklı yerlere  göçler…

Kösedağ Savaşı’ndan önce Moğol akıları nedeni ile yerinden yurdundan olan Türkmenler  1071 Malazgirt Savaşı sonrası olduğu gibi Anadolu’ya akın ediyorlardı. Baba İshak ( Baba Resul ) Anadolu’ya ya gelen Türkmenlerin ekonomik sıkıntılarından ve bazı huzursuzluklarından da yararlanarak onları kendi etrafında toplamayı başardı. Dini nitelik arz eden bu isyan güçlükle bastırıldı. Bu isyanın güçlükle bastırılması Selçuklu Devleti’nin eski gücünde olmadığını anlayan Moğollara cesaret verdi. Moğolların Anadolu’ya girmesi ile halk büyük acılar ve yoksulluk çekti. Anadolu Selçuklu Devleti Moğollara haraç ve vergi vererek fakirleşmişti. Buna dayanamayan halk, Memluk Sultanı Baybars’tan yardım istedi.  Sultan Baybars, Anadolu’yu Moğolların baskısından kurtarmak için 1277 yılında Elbistan’a geldi. Burada Gürcü ve Selçuklu yardımcı kuvvetleriyle takviyeli Moğol ( İlhanlılar ) ordusunu ağır bir yenilgiye uğrattı.

Moğolların Anadolu’da yaptıkları baskı ve zulme karşı çıkan Türkmenler, zaman zaman baş kaldırıyorlardı. Sultan Baybars’ın Anadolu’da olmasını fırsat bilen yiğit insan Karamanoğlu Mehmet Bey Konya’yı ele geçirdi. ( 2 ). II. Keykavüs’ün oğlu Siyavuş( Cimri) ‘u sultan ilan etti. Ancak bir müddet sonra Anadolu’ya gelen Moğol kuvvetleri  Mehmet Bey ve Sultan Siyavuş’u öldürdüler. Anadolu Selçukluları Moğol baskıları karşısında ezilirken Anadolu Selçuklularının sağladığı güven ve refah döneminden sonra Karamanoğulları Moğollar karşı mücadeleye devam etti. İlhanlı-Moğol hâkimiyeti,  Anadolu’da yüz yıla yakın sürdü. Tarihçilere göre “ Selçukluların ve Beyliklerin bu ülkeye kazandırdıkları serveti âdeta soymakla bitirememişlerdir.”  Bu dönem  Türkiye Türklerinin ızdırap dolu yılları olmuştur. İlhanlı Devleti’nın yıkılması ile birlikte Anadolu Beylikleri kendi siyasi varlıklarını pekiştirmişlerdir. Karamanoğulları Beyliği de bunların başında gelir.

Anadolu Selçuklu Devleti yalnız Baba İshak isyanları ve Moğol saldırıları ile uğraşmadı.(3) Batı’dan gelen Haçlı Saldırıları ( 1096-1270 )’na karşı koyuşun çoğu mücadelesi, Konya ve çevresindeki  topraklarda geçmiştir. Bu mücadelelerde Türkmenler çok büyük güç kaybettiği gibi ekonomik yönden de çok zayıf düşmüşlerdir. Avrupa’nın eli silah tutan insanlarından şövalyelerinden kontlarından, düklerinden meydana gelen büyük bir Haçlı Ordusu ( 500 bin olduğu söylenir ) Anadolu’ya girdi. Eskişehir yakınlarında Haçlı ordusunun önünü kesen Kılıç Arslan gelen gücün büyüklüğünü anlayarak Anadolu yaylalarında amansız bir gerilla savaşına girdi. Bu büyük saldırı karşısında Taşeli Türkmenleri de nasibin aldı. Denizden ve Karadan Küdüs’e giden yolların kesiştiği yer Taşeli çevresidir. Haçılar, Kudüs’e ulaşmak için deniz kenarından Silifke, Gazipaşa, Anamur’u tehdit ve tahribat uğratırken Konya ve Ereğli’den Gülek Boğazı yolu ile Kudüs’e  giden  Haçlı askerleri de Taşeli’nin iç kesimlerine büyük zararlar vermişlerdir. Deniz yolun takip edenler de Silifke ve Anamur içlerinde korku ve dehşet dolu yıllar yaşatmışlardır.

O dönem Ermenek Türkleri yani Türkmenler bu dev mücadelelerin yanında güneyde Kilikya’da komşuları  Ermenilerle de büyük mücadele vererek yörenin Türkleşmesini sağlamışlardır.

Taşeli Coğrafyası zor bir coğrafya, Osmanlılar’daki adı İçil,  Liva-i İçil’e bağlı kazalar (4) Ermenek, Mut, Karataş ( Silifke ),  Gülnar, Selendi (Gazipaşa)’dir. O yüz yıllarda Alanya , Türklerin denize açılan kapısıdır. Ermenek Türkleri,  X111 yüz yılda tarihin en büyük zulmüne uğramış bir halktır. Doğudan Moğol-İlhanlı saldırıları ve Batı’dan Haçlı Seferleri ve Anadolu’da yaklaşık yüz yıldan fazla süren büyük bir felaket ve ızdırap yaşamışlardır. Atalarımızın yaşam için düşmanlarına karşı kahramanca mücadeleleri, hatırlanmalıdır.

Sonuç olarak, bizim ithal ve suni kahramanlara; sözde  ühreviyatçılara  ihtiyacımız yoktur. Tarihin her döneminde vatanlarına, güçlerinin üstünde her alanda hizmet etmiş atlarımız vardır. Onlar yurt edindikleri vatanları uğruna seve seve canlarını vermişlerdir.

 Öncelikle Türk varlığına, Taşeli Yöresi’ni vatan edinen 1301 gibi  bir tarihte kendi ibadethanelerini açan ( Ulucami ) Müslüman varlığını Haçlılar ve Ermenilere karşı  koruyan ve onun için on binlerce şehit  canı veren atalarımıza  saygı duyup onların adını yüceltmemiz ve onlar adına Fatiha ve mevlid okutmamız gerekmez mi?  02.05.2013. Hasan ŞİMŞEK

_______________________________________________

1) Ermenek Vakfı’nın Sesi Bülteni, Sayı 31,Mayıs 2010.

2) Tarih 1, Ders Geçme ve Kredi Yönetmeliği’ni uygulayan Orta Öğretim Kurumları, Hürriyet Ofset A.Ş. İstanbul 1994.

4) İçil: Bugünkü anlamı ile Silifke, Mut, Ermenek, Gülnar, Gazipaşa, Sarıvelilier, Başyayla ilçelerini kapsayan topraklardır.

ERMENEK’TE FAKÜLTE AÇILMA TALEBİ VAR MI?

  • Yazdır
  • E-posta
Detaylar
Kategori: Köşe Yazılarım
Yayın tarihi: Çarşamba, 12 Haziran 2013 00:00
Yazar: hasan-simsek
Gösterim: 1943

ERMENEK’TE FAKÜLTE AÇILMA TALEBİ VAR MI?

Büyüklerimiz,

“ Ermenek’e fakülte ya da yeni yüksek okul açılması hiç de ekonomik değil, hem de nüfusu yeterli değil. Bunun da ötesinde açılacak okullara hoca bulunmuyor. Bulun hocayı açalım okulları ! “  Söylemleri gayri ciddi söylemlerdir. Okulu açan irade hocayı da bulur. Siz biliyor musunuz? ODTÜ ilk açıldığı yıllarda akademisyen olmayan uzman kişiler de orada derse giriyordu. Eski cumhurbaşkanlarımızdan Süleyman Demirel ve Turgut Özal ilk akla gelen isimler arasında.

Ermenek Yüksek Okulu açılış çalışmalarında, Prof Dr. İbrahim Ceylan, Prof Dr. Tahsin Kesici, Halit Bardakçı, dönemin Ermenek Belediye Başkanı Halil Akbulut, Konya Sanayi  Odası Başkanı Hüsnü Polat, Ermenek’teki adını hatırlayamadığım bir çok sivil toplum örgütleri ve kişiler  el ele, gönül gönüle vererek Ermenek’te Yüksek Okulun açılmasını sağlamışlardı. Ermenek Yüksek Okulu’nun  açılış evreleri  bürokrasinin dikenli yollarını adım adım aşarak gerçekleştirilmiştir. Ermenek Meslek Yüksek Okulu 21 Mart 1991 tarihinde resmen eğitim ve öğretime başlamıştır.  Bu açılış çalışmalarında Selçuk Üniversitesi Rektörü Halil Cin’in adını da şükranla yâd  etmek gerek.

Ermenek’te Yüksek Okulun açılışında Emeği geçen herkese Taşeli’nin bir bireyi olarak teşekkür ederiz. Şimdi böyle bir ön hatırlatma yaptıktan sonra Ermenek’te ikinci bir Yüksek Okul veya Fakülte açılır mı açılmaz mı? Onun tartışmasını yapmadan önce Selçuk Üniversitesi’ne bağlı olarak Karaman merkezdeki yüksek okul Ermenek’ten bir yıl önce faaliyete geçmiştir. Şimdi  Karaman Merkez’de Üniversite’ye bağlı 6 fakülte vardır. Ermenek merkezde ise ön lisans ( liseden sonra iki yıllık eğitim ) eğitimi yapılan beş program vardır. Bunlar,

Bilgisayar Programcılığı

Elektrik Programı

İşletme Yönetim

Muhasebe ve Vergi uygulamaları Programı

Sağlık Kurumları İşletmeciliği Programı

Bu programları yürüten  Ermenek Meslek Yüksek Okulu’nda 15 öğretim  görevlisi, 3 okutman, 5 idari personel ve 8 hizmetli görev yapmaktadır.( 1 )

Biz fakülte açılıp açılmaması tartışmasını yapıyoruz ama daha olayların çok gerisindeyiz.  Ermenek’te lisans eğitimi ( 4 yıllık  ) yapan okul da yok.

Ermenek Meslek Yüksek Okulu’nun kendini Taşeli halkından soyutlamış bir hâli var. Halkla bütünleşemiyor. Ermenek halkı da okuluna açıkça sahip çıkamıyor ya da çıkmıyor. Yukarıda ifade ettiğim gibi Karaman Merkez’den bir yıl sonra, Ermenekliler, yüksek okulu,  engelleri  ve zorlukları aşarak  açmışlardı.  Bunların öncülerini de yukarıda yazmıştım. Şimdi Karaman’da 6  Fakülte’de ( biri yeni  açıldı )  8000 bine yakın öğrenci okuyor?  Ya Ermenek’te ,

Ey Ermenek Halkı, Ey Ahali!  Uyanınız ve çevrenize şöyle bir bakınız!

“ Ağlamayan çocuğa meme verilmez.: Sesini yükseltmeyen kimseye hakkını vermezler. Onun için sesinizi duyurmalı ve hakkınızı aramalısınız. Size söylenen “ Hoca bulamıyoruz, hoca yok, hoca getirin hemen dört yıllık yüksek okulu ya da fakülteyi açılım! Söylemleri boş, gerçeği yansıtmayan söylemlerdir. 150 bin nüfusu olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ nde 8 tane üniversite vardır. Türkiye’nin neresinde, fakülte açılması için yöre halkına hoca bulunuz, fakülteyi hemen  açalım lafı söylenmiştir. Yok öyle bir şey, devletin okullarında hocaları devlet bulur. Hoca yok demeleri de işi savsaklama  ve ötelemeden başka bir şey değildir.

Ermenek yakın çevresi ile birlikte  nüfusu  50 bin civarında, Mut, Anamur, Gazipaşa, Karaman Merkez’in dağ köyleri ( Bucakkışla tarafları ), Taşkent, Hadim, Bozkır ve yakınları ile birlikte bu nüfus 150 bindir. Bu saydığım yerler birinci derecede öğrencilerin gelebileceği yerleşim yerleridir. İstanabul Avcılar’dan Taşkent’e okumak için öğrenci geldiği düşünülürse Ermenek’te açılacak bir Turizm ve Otelcilik Yüksek Okulu açılma projesi 76 milyonluk Türkiye’ye hitap eder. Ermenek ve çevresi  halkı işin nereden başlanacağını bilmiyor ama  Ermenek Meslek Yüksek Okul  da kılavuzluk etmiyor ya da edemiyor intibaı var. Adamların sesi çıkmıyor, tık yok. Öğrenilmek istenilen basit bilgileri de vermiyorlar.

Yaklaşık bir yıl önce Ermenek Yüksek Okulu’nun açılış öyküsünü yazarken Okul Müdürü Sayın Ali Can’ı aradım. Yemekte olduğunu söylediler, görüşemedik. Not bıraktım, dönme gereğini de duymadılar. Hâlbuki  ”Yüksek Okulun açılış öyküsü ile ilgili Sayın Halit Bardakçı’nın çalışmalarını Yeşil Ermenek’te yazmıştım. Buna paralel olarak Sayın Prof. Dr. İbrahim Ceylan ve Sayın Rektör Tahsin Kesici’den ve önceki belediye başkanlarımızdan Sayın Halil Akbulut’tan de açıklamalar geldi. Bunlar da Yeşil Ermenek’te yayınlandı. Bunların bir sentezini yapın ve okulunuzun güvenli bir tarihçesini yazdırınız.”diyecektim. okulun internet sitesine bakınca, “Basında EMYO “ başlığı altında Yeşil Ermenek’te çıkan hiçbir yazı kaynak olarak gösterilmemiştir. Bundan da anlaşılıyor ki okulla halk ve Ermenek arasında bir iletişim kopukluğu var. Ya da Yüksek Okul üzerinde Rektörlüğün ciddi anlamda bir baskısı var. Herkes tarafından bilinmesi gereken en ufak okul ile ilgili bilgileri dahi dışarıya vermiyorlar. Çevre ile bütünleşecek yerde, çevreden kendilerini soyutlamışlar gibi bir hâlleri var.

Sonuç olarak, Ermenek’te bir Maden Fakültesi ya da Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulu kuruluş çalışmalarına başlanmalıdır. Bu da Taşeli halkının gayretli çalışmaları ve KMÜ Rektörlüğü  iş birliği ile olur. Ermenek’teki aydınlara, iş adamlarına esnafa, nakliyecilere, belediye başkanlarına çok iş düşüyor. KMÜ Rektörüne, Taşeli’nin Kaf Dağın arkasında bir masal ülkesi olmadığını gidip anlatınız (2). Trilyonluk okul yatırımların bir ayağının da Ermenek’te  olmasını talep ediniz..(3 ) En zengininden en fakirine kadar Taşeli halkı Yöresi’ne sahip çıkmalıdır.  Halkımızın kurtuluşu, kız ve erkek ayırımı yapmadan çocuklarımızın okumasını sağlamaktır.  Bu da okullaşma ile olur. KMÜ’ye devletten trilyonlar aktarılıyor. Ermenek’e küçük bir yurt binasından başka bir tesisin  yapılma  çalışması yok. Taşeli’nin her partiden siyasi aktörlerine bir daha hatırlatalım. 12.06.2013. Hasan ŞİMŞEK

---------------------------------------------------------------------

Kaynak EMYO internet sites

KMÜ Rektörü 13 Mayıs 20134’teki  Balkusan   Dil Bayramı etkinliklerine bu yıl da gelmedi. Nihayet EMYO 2013  mezuniyet törenine Sayın Rektör gelme nezaketinde bulundu ama Taşeli Yöresi halkının eğitime olan düşkünlüğünü incelemeden, sorgulamadan Ermenek’ten ayrıldı.

SAYIN MURAT KOCA KARAMAN VALİSİ

  • Yazdır
  • E-posta
Detaylar
Kategori: Köşe Yazılarım
Yayın tarihi: Pazartesi, 22 Nisan 2013 00:00
Yazar: hasan-simsek
Gösterim: 1917

SAYIN MURAT KOCA KARAMAN VALİSİ

Konu: İl Müdürlerimizden Bazılarının İşlerini Eksik Yaptıkları Hakkındaki Tespitlerimidir.

Sayın Valim,

27 Mart 2013 tarihli Yeşil Ermenek gazetesinde “ Karaman İli Böyle Yönetiliyor ?“ başlıklı yazımda 14 tane il müdürümüzün işlerini vekâleten yürüttüğünü yazmıştım. Birini  atlamışım. On dört değil on beş tane il müdürü vekâleten görev yapıyor.

Vekâleten iş yapan müdürlerimizin alt kademeye ne kadar söz geçirip devletin işlerini yürüttükleri sizlerin takdiri olmakla birlikte bizler de vatandaş olarak bazı gözlemlerimizi aktarmakta fayda mülahaza ediyoruz.

14.11.2012  tarihli Yeşil Ermenek gazetesi, Ermenek Taşeli Haber, ermenek haber internet sitelerinde yayınlanan yazımda , “ Karaman İl Kültür ve Turizm Müdürü Ne İş Yapar ? “ adı altında bir yazı yayınlamış ve Sayın Müdürün yapması gereken işleri haddimiz olmayarak hatırlatmıştık. Ama içinde bulunduğumuz “Turizm Haftası’na kadar Taşeli Yöresi’nde bir etkinlik gösterip uyarılarımızı dikkate almadılar.

Aynı şey İl Müftülüğü için de geçerli, Yeşil Ermenek gazetesi ve Taşeli Haber, ermenek haber sitelerinde  yayınladığımız “ İl Müftümüz Sayın Nuri Değirmenci’ye Toplumsal Mesajımızdır “  başlığı altında yazdığımız yazı ile ilgili şikâyetlerimiz üzerine hiçbir eğilme bir düzeltme çabasına girmemişlerdir. Müftülüğün internet sitesinde de ilin bir yarısı yok hükmündedir. Ermenek Merkez’deki Sipas Camisi iki yıldır kapalıdır. Cemaat namaz kılacak yer bulmakta zorlanmaktadır. Sayın Müftünün bu konuda üst makamları uyarmaması bir görev ihmalidir.

Cami müştemilatlarının da çevresi temizlik konusunda dikkat edilmesi gereken önemli yerler olduğunu yazdık.

Yine “Taşeli Turizmi ve Tuvaletler” ile ilgili yazılarımız, çoğu kurumları ilgilendirdikleri hâlde, ilgili yöneticiler tarafından çözüm için bir çaba gösterilmemiştir. Bildiğiniz gibi Türkiye’deki iç turizm benzin istasyonlarındaki tuvaletlerin ıslahı ile bir noktaya gelmiştir.

İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün internet sitesinde “ Toplumda turizm konusunda farkındalığı artırmak, turizm bilincini geliştirmek, iç turizmi canlandırmak ve halkın turizm hareketlerine katılımını sağlamak amacıyla her yıl 15-22 Nisan tarihleri arasında Turizm Haftası  kutlanmaktadır.” deniliyor. Lakin bu kutlamaların Taşeli Yöresi’ndeki ilçelere  bir yansıması olmadı.  Bu ilçeler nazarında Turizm Haftası  yok hükmünde midir? Yoksa İl Müdürlerimiz tarafından bu ilçeler yok hükmünde midir?  İlimiz merkezinde “Turizm Haftası “ belirli bir program dahilinde kutlandı, ama Taşeli ilçelerinde kutlanmadı, Ayrancı ve Kazımkarabekir’in kutlayıp kutlanmadığı hakkında bir fikrimiz yok. Biz biliyoruz ki “ Turizm Haftası “  okullarda da kutlanır. Bizim müfredatımızda bu vardır. Eylül ayı başında öğretmenlerimiz bunun ne zaman işleneceğini bildiklerinden iş takvimlerine koyarlar. Taşeli’nde gerek eğitim kurumlarından gerek sivil toplum örgütleri ve turizmciler tarafından böyle bir etkinlik düzenlenmedi.

Karaman ilimizin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü internet sitesinde Taşeli görselleri ile ilgili bir tane obje bulamazsınız. Nitekim bu yıl kutlanan Turizm Haftası ile de ilgili bir etkinlik yoktur. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ne iş yapar doğrusu bilemiyoruz.

Karaman İl Turizmi Etkinliğinin  Çeşmeli Kilise ile  Tartan Evi arasındaki mekânlarda yapılan etkinliklerle sınırlı kalması yeterli değildir. Taşeli Yöresi’nin Turizm Haftası etkinliklerinin dışında pasif olarak kalması, bırakılması geleceği yayla, kayak, su sporları, yamaç paraşütü, av …tarih, kültür,mağara   turizmi gibi konularda potansiyeli olan yöreyi ihmal etmek büyük bir görev eksikliğidir.

İl müdürlerinin internet sitelerinde Taşeli Yöresi İliçlerinin zenginlikleri kesinlikle yansıtılmıyor. İl algısı çok eksik ve yanlış. Müdürlerimiz kızmasınlar ama il olarak yalnız Karaman merkez ilçeyi internet sitelerinde gösteriyorlar. İlimiz Karaman’ın bir yarısını yok saymak vahim bir olaydır.

Valilik internet sitesi haricindeki hiçbir sitede Ermenek Baraj Gölü daha yansıtılmış değildir. Size bağlı olmasa da KMÜ, Karaman ilinin Taşeli ilçelerini ve Karaman  merkezin Bucakkışla tarafındaki dağ köylerini görmüyor. Bu konuda bilimsel bir çalışmaları yok. Hadim’den inen Göksu üzerine Beylik Dönemi’nde yapılan Bucakkışla Köprüsü, tıpkı Ermenek Barajı altında kalan Ermenek Çayı üzerindeki  Görmel Köprüsü gibi literatüre geçen önemli köprüler arasında yer alır.

Önümüzdeki günlerde Dil Bayramı Etkinilikleri kutlanacak, geçen yıl bu etkinilkler nedeni ile 1 milyon 250 TL civarında harcama yapıldı. Bayrama konu olan Mehmet Bey’in ve atalarının ikâmet ettiği  ilçe merkezine ve köyüne  bu harcamalardan 25 kuruş harcanmadı, gelmedi, gönderilmedi. İlimizde eşitlik ve gerçekçilik ilkesi karar vericiler tarafından hep göz ardı edildi.

Sonuç olarak, il yöneticilerimiz ve il müdürlerimiz Taşeli Yarımadası içinde kalan il toprakları hakkında çok fazla bir bilgileri ve görgüleri yok. Bu yöredeki doğa güzelliklerini, tarihi varlıkları, bilinmiyorlar ve tanımıyorlar. Karaman merkez medyası da bu Yöre hakkında çok fazla bir bilgi vermiyor. Ancak cinayet ve hırsızlık olayları hakkında haberlere rastlayabiliyorsunuz. Kırsal Turizm’den söz eden Rektör Yardımcısı’nın açıklamasından da anlıyoruz ki ilin turizm potansiyeline vakıf değiller. Demeç vermekle basın açıklaması yapmakla bu işler yürümüyor. Eğer bir kurulun ve etkinliğin başında olacaksan o kurumu ve mekanizmayı çok iyi tanımak gerekiyor. KMÜ yöneticileri kusura bakmasınlar ama Taşeli hakkında yüzeysel de olsa bir bilgiye sahip değiller. Adlarını aldıkları ata yadigarı toprakların tarihi hakkında bilimsel bir çalışmaları yok.

Dağ köyleri ve Taşeli Karaman Merkez’e yabancı, Karaman Merkez de dağ köylerine ve Taşeli’ne çok yabancı. Bu yabancılığı ancak turizm etkinlikleri ile giderebiliriz. Çok küçük paralarla sadece taşıma ücreti  ile Taşelili öğrencilere Karaman Merkez en iyi şekilde tanıtılabilir. Cuma- cumartesi iki gün Karaman merkezdeki 300-400 öğrenciyi sıfır yatak ücreti ile Taşeli’ndeki  yurtlar barındırabilir. Yeter ki il yönetimindeki ilgili yöneticiler  okulları ve öğretmenleri gezip görmek için   teşvik etsin. Ermenek, Sarıveliler, Başyayla ilçeleri Karaman için Kaf Dağının Arkası’ndaki bir yer değildir. Bir öğrenci için Taşeli’ni gezip görmek yarı yarıya coğrafya dersini halletmek; Hitit, Roma, Bizans, Selçuklu ve Karaman Beyliği tarihini öğrenmek demektir.

Sayın Valimiz, dileklerimizi dikkate alarak ilgili yöneticileri ve il müdürlerini uyaracağınızı ümit ediyor, saygılar sunuyorum.

22.04.2013. Hasan ŞİMŞEK

Daha Fazla İçerik...

  1. ŞEVKİM KIRILDI
  2. İZVİTLİM’E ACİL ŞİFALAR!
  3. İL MÜFTÜMÜZ SAYIN NURİ DEĞİRMENCİ ‘YE TOPLUMSAL MESAJIMIZDIR
  4. İMAMLAR NEREYE KOŞUYOR?

Sayfa 20 / 34

  • Başlangıç
  • Önceki
  • 15
  • 16
  • 17
  • 18
  • 19
  • 20
  • 21
  • 22
  • 23
  • 24
  • Sonraki
  • Son

Gücünü veren Joomla!®