ERMENEK TÜRKLERİ VE ERMENİ İLİŞKİLERİ

  • Yazdır

ERMENEK TÜRKLERİ VE ERMENİ İLİŞKİLERİ

Daha henüz motorlu taşıtların Ermenek’e gelmediği                                                                                                                                                ticari malların da deve, at ve katır sırtında yapıldığı dönemlerde  (1950 öncesi) özellikle kadınlarımızın erkeklere özgü kullandıkları sövgülerden bazıları:

Ermeni dölü, Ermeni’nin çocuğu,  Ermeni kâfirinin oğlu, Ermeni’nin adamı,…….böyle insanı aşağılayan ve söyleyeni rahatlatan  sözler uzar gider?

Yaklaşık elli yıl öncesi çocukluğumda büyüklerimden işittiğim hakaret amaçlı ve sövgü olarak kullanılan bu sözleri sorgulamak hiç ama hiç aklıma gelmedi. Acaba bizim Taşeli toprakları dışında başka yörelerde de bu sövgüler kullanılıyor muydu? Ülke genelinde umuma has bir sövgü mü yoksa yöresel mi ?  Yöresel ise neden, sebepleri nelerdir?

İstanbul her ilden gelen insanların yaşadığı bir metropol ( Ülkenin en büyük şehri)’dür. Her kişi doğduğu topraklardan bu kente iyi ve kötü bir şeyler taşır. Zamanla umumileşir ve diğer insanlar tarafından da benimsenir. Trakya yöresi, Sivas, Erzincan, Karadeniz kıyı insanlarının lügatında böyle bir sövgü ve hakaret yok. Ermeniler üzerinden kızdıkları insanlara yapılan öfke ve sövgüler başka hiçbir millete Yahudiler – Rumlar dahil söylenmemiştir. Öyle ise ülke geneli ile haşır neşir olmayan, kapalı bir yöreye İÇ-İL’e - Taşeli topraklarında Ermenilere karşı bu  öfke ve nefret anlamındaki bu sözler nereden  geldi?

Yaptığım küçük bir araştırmaya göre, kanaatimce, Ermenileri aşağılayan bu sözler, kişiyi öfkelendirip kızdıran kimseye karşı bir sövgü tepkisi olan“Ermeni dölü, Ermeni uşağı, Ermeni kâfirinin çocuğu “  gibi hakaret amaçlı söylemlerin başlangıcına 1228 yılına Karaman oymağının başında bulunan Nûr Sûfi’nin Türkiye Selçuklu Sultanı 1. Alaeddin Keykubâd  tarafından güneyde bir uç bölgesi olan Kamış/Balkusan topraklarına yerleştirmesi ile başlar. Bu mıntıkaya yerleşen Karamanlılar, Hristiyan beylerinden çiftçilik yapma müsaadesi isteyerek karşılığında öşür verirler.  Nûr Sûfi oymağı ile gelip buralar yerleşince yaşam alanını genişletmek için Ermeniler ile savaştı. Yalnız kendisi değil kendisinden önce Selçuklu beyleri ve sonra gelen beyler de Ermeniler ile çok savaşmıştır.( 1)

 

Şeyh Haydar-i Uryan göre “ Ermenek Karamanoğullarının yurdudur. Şimdiki Beyi Karamanoğlu Emir Mehmet’tir. Emir Mehmet bu toprakları kendi ailesinden miras olarak almıştır. Askeri, eşi-dostu çok olan zengin ve savaşçı bir ailedir. Onlara bütün dağlar yol vermiş ve baş eğmemiştir. Ermenilerle ve Tekfurlarla daimi savaş hâlindedirler.. Bey arzu ederse 40 bin asker çıkabilir. (2)

Ceneveli Balaban’a göre, “…Ermenek bir Akdeniz Beyliğidir. Ermenilerle ve onlarla beraber oturan Hristiyanlarla gece gündüz savaş hâlindedir. ( 3 )

İbn Bibi’ye göre Nûre Sûfi Kamar-al- Din (Ermenek ) ilinde, dağlardan Lârende’ye kömür taşımakla ailesini geçindiren bir kömürcü olduğunu yazar. Karaman oymağına da Ermenek Türkleri der.

Tarihçi  Eb-il Fida’ya göre  “Rum beldelerinden birisi de Karaman dağlarıdır. Buralarda Türkmenler/Karamanoğulları otururlar. Türkmenler Tarsus dağları önünden, Konstantiniyye                                                                                                                                                                  sahibinin hâkim olduğu toprakların sınırına kadar gider.

İslâm Ansiklopedisi’ne göre, 1190’da 1.Frederik Barbaros Kilikya seferi esnasında Lârende’ye girmiş ve şehir 1210’da Hopitalier Patriğinin talebi üzerine Ermenistan Kralı II. Leon tarafından zapt edilerek tekrar Hristiyanların eline düşmüş ise Kral  1216’da Sultan İzettin Keykavus’a terk etmeğe mecbur olmuştur.

 

II. Kılıç Arslan zamanında Çukurova Ermenilerinin elinde bulunan bazı kent ve kaleler alındı. 37 yıllık yönetimi sırasında Anadolu’da Türk siyasi birliğini kurmayı büyük ölçüde başardı. O, adil yönetimi ile Hristiyanların da takdirini toplamış bir hükümdardı.

II. Rükneddin Süleyman Şah, Anadolu’da sarsılmış olan Türk Birliğini yeniden kurmaya çalıştı. Saltanat mücadelelerinden yararlanmak isteyen Çukurova Ermenilerini Torosların güneyine çekilmeye zorladı.(4 )

I. Alaeddin Keykubad zamanında, Çukurova Ermenileri üzerine gönderilen kuvvetler çok başarı elde etti ve vergiyi iki katına çıkardı. Sultan buralara Türkmenleri yenleştirdi. Buraya yerleştirilen Karaman oymağının başındaki kişi Nûri  Sûfi’dir. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi Nurî Sûfi’nin Türkmenler üzerinde etkisi büyüktü. Hristiyanlara karşı ( ermeni-rum ) başarı elde etti ve toprakların genişletti.  Rum ve Ermenilerle mücadele oğlu Karaman Bey ve sonraki gelen beyler zamanında sürekli devam etti.(  5 )

Sonuç olarak, Anadolu Selçuklularının Taşeli topraklarına ilk girdiği yıllarda ve Karaman Beyliği döneminde  güney komşuları olan Ermeniler ile sık sık yapılan savaşlarda onların zulmü ve kötülükleri Türk halkının  beynine öyle işlemiş ki  bu olumsuz ve kötü algı halkın hafızasında nesilden nesile  taşınarak günümüze kadar gelmiş.

Taşeli Yöresi’nde Birinci Dünya Savaşı esnasında, Adana, Maraş tarafındaki Ermeni isyanları ve taşkınlıkları ile tazelenip perçinlenmiştir. Bu nedenle Türkiye’nin çoğu bölgesinde Ermenileri eş tutarak ve onların üzerinden, yaptıkları kötülükleri, kızdığı, öfkelendiği zaman muhatabını aşağılayan başka bir benzetme unsuru yok gibidir.

Anadolu topraklarında her ırktan ve inançta insanlar vardır.  Ta Anadolu Selçukluları Dönemi’nden ve Osmanlılar zamanında devletin güçlü olduğu zamanlarda hatta Cumhuriyet Dönemi’nde yasalara uyan, yabancı ülkelerin çıkarlarına alet olmayan her ırktan ve inançtan  insanlar barış içinde mutlu bir ortamda yaşamışlardır. 16 01. 2016. Hasan ŞİMŞEK

1)MEB Yayınları, Tarih 1, Ders Geçme ve Kredi Yönetmeliği Uygulayan Okullar İçin.,Hürriyet Ofset A.Ş. 1994, s. 173-180

2) Konyalı, İbrahim Hakkı, Karaman Tarihi Ermenek ve Mut Abideleri s.13. 

3) Konyalı, İbrahim Hakkı, a.g.e. s.13 

4) MEB Yayınları, a.g.e.s.179