ELMA ÜRETİCİSİ PERİŞAN
- Detaylar
- Kategori: Köşe Yazılarım
- Yayın tarihi: Perşembe, 05 Kasım 2009 00:00
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 2187
ELMA ÜRETİCİSİ PERİŞAN
Son birkaç yıldır yöremizde yetiştirilen ne kiraz ne de elma para etmiyor. Hâlbuki yöre halkının çoğu geçimini bu iki meyve üzerine endekslemiş gibi.
Halkımız alternatif ürünler geliştirip yetiştiremiyor desek, bu da olmuyor. Yörede erik, şeftali, vişne ve kayısı da yetişiyor ama onların da fiyatı ortada, alan yok, meyve ağaçta ve dibinde çürüyor. Yaş üzüm ne durumda bilmiyorum. Bildiğim tek şey Taşeli Yöresi’ndeki meyve üreticilerinin bahçelerine yaptıkları yıllık giderleri karşılayamaz hâle geldikleridir. Yıl boyu verilen emekleri ( işçiliği ) saymıyoruz.
Zor coğrafya şartlarında doğa ile mücadele edilerek hasılanın meydana geldiği ortada iken, üreticinin pazar bulamadan mallarını tarlada, bağda ve bahçede, evlerinin altındaki depolarda bekletmesi ve bir ümit kapısı araması ve bulamamanın şaşkınlığını yaşaması aşikârdır.
Toplanan elmaların, ağaçların diplerinde ve yol kenarlarında sürünmesini nedenlerini şöyle sırlayabiliriz:
1.Üreticiden tüketiciye kadar ulaşan zincirde maliyetin yüksekliği ve tüketicinin satın alma gücünün kırılması, daha açık bir deyimle nakliye fiyatlarının mazot vs. gibi sebeplerle yüksek olması nedeniyle talep düşüklüğü,
2. Elma üretimin Türkiye genelinde yaygınlaşması, üretim bolluğu nedeni ile arz talep dengesinin üreticiler aleyhine işlemesi
3. İstanbul, Kocaeli, Bursa, Ankara, İzmir, Samsun, Trabzon, Mersin, Antalya gibi büyük tüketim merkezlerinin yakınlarında elma üretim alanlarının çokluğu ve maliyetlerin taşıma vs. nedenlerle yöremize göre daha düşük olması
4. Büyük şehirlerde elma tüketimini yaşlılar kadar gençlerin yapmaması, genç şehirli nüfusta elma tüketiminin azlığı
5. Bildiğimiz nedenlerle büyük tüketici merkezlerindeki halkın satın alma gücünün zayıflaması gibi çeşitli nedenler sayılabilir.
6. Son olarak şunu da ilave etmeliyiz. Elma ve kiraz ağaçlarının çoğu yaşlandı ve üzerindeki meyveyi büyütüp besleyemez duruma geldi.
Yöremiz insanının emeği, alın teri olan elmayı nasıl değerlendirebiliriz?
Bugün İstanbul’da vasat golden ve stargin elmaların kilogram fiyatı marketlerde 1,75 kuruşla 3,50 kuruş arasında değişmektedir. Yerden toplama ve defolu elmaların pazar yerlerindeki fiyatı 100 kuruş ile 1,50 kuruş arasında değişmektedir. Büyük tüketici merkezlerinde insanlar elmayı ucuz yemiyor, yiyemiyor. Her gün için iki elma yiyeceğine bir ya da yarım elma yiyebiliyor. Varlıklı kesimlerde ise elma tüketiminin yerini başka gıda maddeleri almaktadır. Obje olarak elma okullardaki eğitim programlarından çıkarılmıştır. Eskiden okula yeni başlayan çocuklara okuma yazma öğretilirken, ilk okuma yazma kitaplarında güzel güzel elma ağaçları, elma sepetleri ve elma toplayan çocuklar olurdu. Çocuk okumaya teşvik edilirken, elma da önemli bir obje olarak okumanın odağında olurdu:
Elma elma, tatlı elma,
Al elma, iri elma
Ekşi elma, sulu elma.
Taze elma, bal elma.
Gibi söylemlerle okula yeni başlayan çocuklara elma sevdirilirdi. Okuma yazma öğretilirken elma sevgisi ve elma yemenin önemi bilinçaltı ister istemez çocuğa verilirdi. Şimdi böyle bir şey yok. Önceki yıllarda okullarda yerli mallarını kutlarken, elma baş tacı ettiğimiz meyveler arasında yerini alırdı. Yeni programda yok denecek kadar az.
Ülkemizde elma üretimi fazla olduğuna göre dış ülkelere satım yapamazsak her sene üreticiler bu sorunu yaşayacaklardır. İlgililer tarafından bu sorunun giderilmesi için çareler aranmalı vee sorunun çözümüne gidilmelidir.
Geçmiş yıllarda fındığın ve yumurtanın üretimi fazla olunca, ya da yurt dışına ihracat tıkanınca, üreticinin elindeki malların zayi olmaması için devlet bu malları alır ve okul çocuklarına bedava olarak dağıtırlardı. Böylelikle fındık ve yumurta stokları büyük ölçüde erir ya da azalırdı. Aynı şey elmada da olabilir, Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu Hanım Efendi Karamanlı’dır. Karaman ili elma üretiminin merkezidir. Her ne kadar Sayın Bakan İstanbul milletvekili olsa da hemşehrilerine ve tüm yurttaki elma üreticilerine yardım edeceğini ümit ediyorum. Nasıl mı? Gayet basit. Mercimek profesörü olarak bilinen ve Toprak Mahsüller Ofisin’nin yığınlarla olan mercimeğinin faydalarını halka anlatıp stokların tüketilmesini sağlayan Sayın Prof. Dr. Ayşe Baysal’a elmanın faydalarını TV’de anlattırarak. İlla ki elmanın yararlarını anlatıp tanıtımını yapacak olan Ayşe Baysal olmayabilir. Gıda teknolojisinden başka bir uzman hocamız da elmanın yararlarını öğrencilere ve halka anlatarak gönüllü bir tüketim artışı sağlanarak piyasa dengeleri üretici lehine az da olsa değişebilir. Diğer yandan,
Özellikle ekim, kasım hatta aralık aylarında mandalina ve portakalın alternatif meyve olarak sofralarda az bulunduğu zamanlarda taze ve sulu olarak elmanın yenilmesinin besleyici ve aile ekonomisine katkısının önemi üzerinde durulmalı.
Karaman, Konya, Aksaray, Niğde… milletvekilleri Karaman milletvekillerinin organizesi ile Sayın Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’yu harekete geçirmeleri zor olmasa gerek. Burada az miktarda bir reklam giderinin dışında bir harcama yoktur. Sorun medyada haber konusu yapılarak da halkın bu alanda da ilgisi çekilebilir. Yılın on iki ayında tarlada bahçede gece gündüz her türlü hava koşullarında çalışarak üretim yapan insanların emeğinin karşılığını alamaması ne kadar üzücü bir olay.Yığılan ve çürümeye yüz tutacak olan elma stoklarını eritmek için TV’de reklam yapılıp tüketimi sağlanmazsa, hiç olmazsa bir genelge ile okullarda çocuklara elma tüketimi teşvik edilerek bu stok eritilebilir diye düşünüyorum.
Elma üreticilerinin çocukları da Sayın Millî Eğitim Bakanı’na internetten ulaşarak elmalarının alıcı bulamadıklarından dolayı uğradıkları mağduriyetin giderilmesi nedeniyle elma stoklarının eritilmesi için yardımcı olmalarını yazarlarsa milletvekillerimizin uygulamaya koyacaklarını ümit ettiğim yukarıdaki projeye destek vermiş olurlar.
Hatırlayalım, geçmiş yıllarda devlet, büyük bütçelerle çayda, fındıkta, yumurtada, tütünde, mercimekte yıllarca üreticiyi koruma adına destek alımları yaptı. Bizim önerimizde devletin üreticilerin elinden kalan elmaları parayla almaları şeklinde bir talebimiz yoktur. Zaten bugünkü ekonomik politikalar buna elvermez. Talebimiz milletvekillerimiz kanalı ile Tarım Bakanlığı’nın sorunu gündeme taşıyarak Milli Eğitim Bakanlığı ile iş birliği yapması ve stokları eritmesidir. Bu da hükûmetin desteği ile mümkündür.* 05.11.2009 Hasan ŞİMŞEK
________________________________________________________
- Bu yazı 2009 Kasımında Yeşil Ermenek’te yayınlanmıştır.