KÖYÜM BÜYÜKKARAPINAR Hasan ŞİMŞEK

  • Skip to content
  • Ana menü bloğuna geç ve giriş yap.

Blok arama görünümü

Dolaşım

Arama

Buradasınız: Home

Ana Menu

  • Anasayfa
  • Büyükkarapınar Yazıları
  • Büyükkarapınar Kitabı
  • Basında Büyükkarapınar
  • Biyografik Eserlerim
  • Eğitim Danışmanlığı
  • Genel Yazılarım
  • Köyümüzden Haberler
  • Kim Kimdir?
  • Fotoğraflar
  • İletişim
  • Teşekkür

Anasayfa

YAŞAT MANAV

  • Yazdır
  • E-posta
Detaylar
Kategori: Kim Kimdir?
Yayın tarihi: Pazar, 19 Temmuz 2015 01:15
Yazar: hasan-simsek
Gösterim: 2602

YAŞAT MANAV’IN BEKLENMEDİK ÖLÜMÜ!

( 1937-2015 )

Hüseyin Yaşat MANAV, o bir Ermenekli, ünlü bir mimar. Mut’ta doğduğu için Mutlu da diyebiliriz. Mersin’de iş hayatına başladığı için kendini Mersinli olarak da tanımlar. Orta ve liseyi Konya’da okuduğu için aynı zamanda kendini Konyalı olarak da hisseder. 1972’de İstanbul’a geldiği için İstanbullu da diyebiliriz. Bana ölüm haberini kökü  Büyükkarapınar Köyü’nden olan  üst düzey  bir yönetici emeklisi olan Mersinli  Özaydın YALÇIN  haber verdi.  Hüseyin Yaşat MANAV’ın ölüm haberini aldığım saatte Konya –Bozkır’da kayınpederimin defni ile ilgili çalışma yapıyorduk. Çok arzu ettiğim hâlde H. Yaşat MANAV’ın  cenaze törenine katılıp son görevimizi yapma imkânımız olmadı.

Hüseyin Yaşat MANAV 17 Mayıs 1937 yılında Mut’ta doğdu. Babası Ali Manav Mut’ta tanınmış bir tüccardır. Annesi Zehra Hanım ise Hacı Metinler sülalesindendir. Annesi de babası da Ermeneklidir. İlkokulu  Mut’ta, orta ve liseyi ise Konya lisesinde okur. Altı yıllık okul yaşamında okulun pansiyonunda kalır. 1956 yılında Konya Lisesi’nde mezun olur. Yüksek öğrenimini İstanbul Teknik Üniversite’de yapar ve 1960 yılında okuldan mimar olarak mezun olur.

Stajını Konya’da sonradan profesör ve dekan  olan Mimar Hulusi GÜNGÖR’ün yanında yapar. Onunla olan dostluğu ölünceye kadar devam eder.

H. Yaşat MANAV, Babası Mut’ta  oturduğu için iş hayatına Mersin’de başlar. Bir bale öğretmeni olan Bilsev Hanım ile Mersin’de evlenir ve üç  evlat sahibi olurlar.

Mimar H. Yaşat MANAV, mimari alanda Mersin’de ilklerin adamdır. Onun adını taşıyan Yaşat Otobüs Durağı  onun Mersin kentinde yaptığı işlerin başarısının onurlu bir belgesidir. Yine mimari alanda büyük bir başarı olan Yaşat İş Hanı onun eseridir. Türkiye’de ilk defa yürüyen merdiveni binalarda kullanan odur. O Mersin’de ünlü bir mimar olmuştur, artık oraya sığamaz. Büyük projelerin adamıdır, hayal gücü çok zengindir. Kafasındaki projeleri hayata geçirmek için 1972 yılında İstanbul’a gelir. KORUKENT  mimari alanda ilkleri barındıran mahalle gibi büyük bir yapı topluluğu onun hayata geçirdiği büyük, büyük olduğu kadar ünlülere hitap eden bir eseridir. KORUKENT’te  kültür, sanat, spor alanlarını iç içedir. Doğal doku bozulmadan, yeşil alanlar kıyılmadan ağaçlar arasında hayata geçirilmiş zamanına göre devasa bir projedir. O, kültürü, sanatı, sporu ve doğayı mimarı ile bütünleştiren sosyal yönü ideal dinelecek kadar kuvvetli bir mimardı.

Ben Yaşat MANAV’ı ERÇEV kurulduktan birkaç yıl sonra tanıdım. Bizim etkinliklerimize ve umumi toplantılarımıza isteyerek katılırdı. Sosyal etkinliği geniş bir yelpazede dağılmış olan rahmetli Yaşat MANAV, çalışmalarımızda ve etkinliklerimizde bize hep pozitif enerji verdiği gibi aynı zamanda burs verme konusunda da ilk başlarda hep yer aldı. O yalnız ERÇEV’de değil, Mersinliler Derneği’nde Karamanlılar ve Konyalılar Vakfı’nda hep o vardır. Yardım severlilikte öğrencilere burs verme konusunda hep ilk sıralarda yer almış değerli bir aydın kişi idi.

İstanbul’a gelince Hürriyet gazetesinin 19 Temmuz 2015 tarihli sayısında Darülaceze Vakfı’nın da kurcu ve bağışçı üyesi olduğunu öğrendim. Bir dönem yönetim kurulu üyeliği de yapmış.

Her yıl KORUKENT denilen büyük mekânda Konya Liselilere yemek verir öğretmen ve öğrencileri bir arada buluşturmanın mutluluğunu yaşardı. ERÇEV  davetlerinin dışında yapılan bu yemekli ve BOĞAZ gezili yemeklerine bir iki defa ben de bulundum. Liseli arkadaşları içinde çok sayıda Profesör, General ve başaralı iş adamları ve siyasiler vardı. Paylaşmayı, misafirperverliği çok severdi. Yüzünde gülücükler hiç eksik olmazdı. Kompleksi olmayan, öz güveni yüksek bir kişilik yapısı vardı. Bir yıl önce çok yakın bir arkadaş grubu ile beni de tekne gezisine Bodrum’a davet edeceğini söylemişti. Bu projeyi  gerçekleştirmesi  kısmet olmadı.

ERÇEV ile olan ilişkilerini Yeşil Ermenek’te ve ERÇEV’in haber bülteni olan “Ermenek Vakfı’nın Sesi “ bülteninde yazmıştım. ERÇEV’e maddi ve manevi büyük katkıları oldu. Genel kurullarına katılmayı bir ödev saydı. Üyeleri çalışmalarda teşvik etti. Son yolculuğunda, bayram tatili olması nedeni ile ona görevimizi yeterli ölçüde yapamadığımızın üzüntüsünü yaşıyoruz.

Sonuç olarak, Konya, Karaman ve Mersin vakıf ve dernekleri yardımsever bir üyesini kaybetti. Umarım onun hayatta yardım kurumlarına gösterdiği ilgiyi bundan sonra onu çeşitli yönleriyle anarak adı geçen kurumlar gösterir. Hüseyin Yaşat MANAV dostları tarafından öldükten sonra da yaşatılmalı ve anılmalıdır. Ruhu şad olsun, Allah kabir azabından korusun.

19.07.2015. Hasan ŞİMŞEK

 

YAŞAT MANAV BEYİN KORUKENT’İ

 

Boğaziçi Köprüsü’nün Anadolu yakasından Karşıya geçerken köprünün bitiminde sağdaki eğimli koruda yer alan evlerin bulunduğu yere KORUKENT denir. Buranın yaratıcıcı Hüseyin Yaşat Manav, o bir Ermenekli. Babası Mut’a göçtüğü için kendini Mut’lu ( Mersinli ) olarak da kabul eder. Ama Mersin, Karaman ve Konya arasında dolaşır durur. Yani üçünden de vaz geçemez. Liseyi Konya’da okumuştur. Tüm Konyalı aydınlar onun arkadaşı  ya da dostudur. O, 1950’li yılın başlarındaki lise hayatını Yaşat Manav şöyle anlatır:

 

“ Yatakhanemizde soba yoktu. Kışın – 17 dereceleri  sobasız yatakhanelerde geçirdik. Soğuk yatağın içine girmek başlı başına bir hadiseydi. Hepimiz hazır olur 1,2, 3…diyerek hep birden aynı anda yatağa girerdik. Sonradan zangır zangır bir titreme. Yorgan ve battaniyeyi önce bir tarafımızdan altımıza koyar, sonra öbür tarafını sıkıca altımıza koyar kendimizi sıkıca sarmalanmış bir şeklide kalıp, başımızı da yünlü bir başlığa geçirerek sadece gözlerimizle nefes almaya yetecek kadar ağzımız ve burnumuz açıkta olduğu halde rüyalara dalmaya çalışırsınız…”

 

İşte bu şartlarda Konya Lisesi’ni bitirir Yaşat Manav, babası varlıklı da olsa kaldığı okul ve ülke şartları anlattığı gibidir. O yıllarda Konya Lisesi havalı bir lisedir. Mezunlarının hepsi Teknik Üniversite, Tıp Fakültesi vb birinci derecede tercih yapılan okullara öğrenciler girebilmektedir. Yaşat Manav bu yıl Konya Liselilerin mezuniyetinin 60 yılını ve Teknik Üniversite’ye girişinin 60 yılını arkadaşları ile birlikte KORUKENT’te 30 Mayıs 2010 Cumartesi günü kutladı. Arkaşları ile birlikte olup eski günleri yâd etmeyi tam otuz beş yıldır gelenek hâline getirmişler. Yaşat Manav Korukent toplantılarına sonraki yıllar

 

*İTÜ’den mimar arkadaşlarını,

 

*Mersinliler Derneği üyelerini,

 

*ERÇEV’i de bu gelenksel toplantılara dahil etmiştir.

 

*ERÇEV, birkaç toplantısını Korukent’te Yaşat Manav’ın himayesinde ve mekânında yapmıştır.

 

KORUKENT, alanında bir ilk  ve iyi bir örnektir. Özgün bir yapılaşma özelliği vardır. Daha sonraki yıllar Korukent’ten esinlenerek yapılan mekânlar çoktur. Korukent, Yaşat Manav’ın mimari alanındaki önemli ve havalı eserlerinden biridir. Adı üstünde ağaçlar arasında bir korunun içinde, doğa ile iç içe konutların ve spor komplekslerinin bulunduğu bir sitedir. İstanbul sosyetesi tarafından aranan ve tercih edilen mekânların başında gelir. İşte bu yıl da Konya Liselilerin 1956 mezunları 39 Mayıs 2010 Cumartesi günü saat 10..00’de burada toplandılar. Yaşat Bey, konuklarını ağırlarken biraz yorulsa da eski anılar, fıkralar ve devre arkadaşlarının memnuniyeti onun yorgunluğunu fazlası ile aldı.

 

Sonuç olarak Sayın Yaşat Manav 60. yılların kutlaması bitmez diyor, ortaokulu bitirişlerinin 60 ylı, liseyi bitirişlerinin  60. yılı İTÜ Mimarlığın bitirilişinin 60. yılı  hep birlikte kutlanacak diye arkadaşlarına mutluluğunu ifade ediyor. ( 1)

 

Yaşat Manav, Erçev’in çok değerli bir mütevellisi her yıl on öğrenciye burs veriyor. ERÇEV’in bütün toplantılarına da katılıyor. Kendisine Allah’tan sağlıklı ömürler dileriz.

 

31.05.2010

 

Hasan ŞİMŞEK

 

________________________________________________________________

 

Yaşat Manav’ı 2015 Ağustosunda kaybettik, Allah’ın rahmeti üzerine olsun!

 

BİR KONYA LİSESİ SEVDALISI HÜSEYİN YAŞAT MANAVI KAYBETTİK

 

MEHMET BİLDİRİCİ

 

Yaşat Manav önde gelen bir iş adamı ve Konya Lisesi sevdalısı idi. Yıllar boyu Konya Lisesi’nden sınıf arkadaşlarını ve sevgili öğretmenlerimizi her yıl Korukent Tesislerinde toplar öğle yemeği ikram eder, öğleden sonra bazen tekne ile Boğaz’da

 

gezdirirdi, Tüm sınıf arkadaşları bir araya gelir, sarılır, öpüşür hasret giderirdi.

 

Maalesef bu değerli arkadaşımızı elim bir deniz kazasında kaybetmiş bulunuyoruz. Cenazesi İstanbul’a getirilerek ikindi namazının ardından ZİNCİRLİKUYU Mezarlığında son yolculuğuna uğurlanacaktır.

 

Kendisine Tanrıdan rahmet, kederli ailesine ve biz Konya Lisesi arkadaşlarımıza baş sağlığı dileriz.

 

Biz Konya Liseliler Yaşat Manavı asla unutmayacağız, unutmamamız gerekir.

 

Ben Yaşat Manavı 1997 de tanımaya başladım, her toplantısına katıldım, eldeki eski yazı ve fotoğrafları “Konya Liselilerin Korukent Toplantıları” isimli bir albümde topladık. İyi ki de toplamışız, çünkü bizlerden sonra onlar yaşayacak….

 

Yaşat Manav için yazmam gereken o kadar çok şey var ki…..

 

Ben bu albümde resen yazdığım onun kısa biyografisine yer vereceğim….

 

BİR ARAŞTIRMACI GÖZÜ İLE HÜSEYİN YAŞAT MANAV

 

Yaşat, 17 Mayıs 1937 de Mut'ta doğmuştur. Babası Ali Manav, annesi ise Zehra Hanım’dır. Ali Manav Mut’ta tüccar olup Ermenekli Manav’lardandır. Annesi Zehra Hanım Hacı Metinler’dendir, anne dedesi Fehmi Efendi, Kırım Tatar’larından olup İstanbul’da medresede şehzadelere ders vermiş, yaşlılığında Ermenek Ulu Cami’de vaaz vermiştir. Kırımlılar zamanla “Kırınlar’a dönüşmüştür.

 

Ermenek ve Mut Torosların tepelerinde doğal güzellikler içinde, İmparatorlar tarafından kurulmuş ve zamanın büyük kentleri arasında sayılan Kladiopolis ve Germanicopolis kentleri üzerinde yer tutmuş, Karacaoğlan'ın koşmalarını söylediği bir yörelerdir.

 

Ali Manav Mut'ta önde gelen ve ticaretle uğraşan bir kişidir. Yaşat Mut'ta İlkokulu bitirir, Mut'ta ortaokul yoktur. Zamanın en gözde okulları sayılan Konya Lisesi orta kısmına kaydı yapılır. Konya Lisesi'nden 1956 yılında mezun olduktan sonra İTÜ Maçka Mimarlık bölümünün sınavlarını kazanır. 1960 yılında buradan Mimar olarak mezun olur. Askerlik görevinden sonra ilk meslek hayatında Mersin'de serbest mimar olarak çalışmaya başlar. Yaşat Mersin'de "Mimarlık Bürosu " açan ve serbest mimarlık yapan ikinci kişidir. Mersin'de bale öğretmeni olan Bilsev Hanım ile evlenir. Üç oğulları olur.

 

Yaşat'ın hayatı boyunca herkesten farklı, ufku geniş, ileriye yeniliğe atacağı adımlarda sınır tanımayan bir kişiliğe sahip olduğunu düşünüyorum. Bu ideallerini gerçekleştirmek için kimsenin cesaret edemeyeceği işlere girişmiştir. Tüm hayatı boyunca bunları uyguladığı algılanmaktadır.

 

Mersin'de 1966 yılında bugün bizlere çok doğal gelen bir ilki gerçekleştirir. Ortağı Nedim Sabah ile kaloriferli ve asansörlü kat mülkiyetine dayalı "Bulvar Apartmanı"nın temeli atılır. O yıllarda henüz İstanbul ve Ankara'da yürüyen merdivenli bina yokken, Yaşat 13 katlı, yürüyen merdivenli, YAŞAT İşhanı'nın yapımına girişir, zamanına göre bu dev projeyi 1971 yılında bitirir. Yaşat 1972 yılında İstanbul'a taşınır. Artık Mersin'de değildir. Ama Yaşat İşhanı ve Yaşat otobüs durağı devamlı oradadır.

 

Yaşat'ın hedefi İstanbul'da böyle ses getiren projelere imza atmaktır. Mecidiyeköy'de Abide Sitesi'ni gerçekleştirir. Esas büyük projesi Zincirlikuyu'da bugün yükselen Tatlıcı Tower'dır. Bu projede çok büyük idealleri ve tasarladığı ilkleri vardır. Ancak ortağı Nebil Hayfavi aynı tarzda düşünemez, iş proje safhasında kalır. Bu ilginç proje daha sonra Tatlıcı'lar tarafından ancak yıllar sonra bu günlerde gerçekleştirilir. Benzer şekilde diğer önemli bir projesi "KORUKENT SİTESİ"dir. Onu da çıkardığı broşürden kendi kaleminden çıkan yazısında göreceğiz. Burada da pek çok ilkler, kültüre dönük çabalar bulunmaktadır.

 

Yaşat kültürel değerlere, sosyal ilişkilere değer veren bir kişi olarak tanınmıştır. Bu toplantılar bunu en güzel şekilde belgelemektedir. Bir bale öğretmeni ile evlenmesinde sevgi yanında her halde kültüre bir duyarlılıkta bulunmaktadır. Sevgili arkadaşlarına, öğretmenlerine verdiği önem ve onlarla birlikte olmaktan duyduğu keyif için her halde fazla söylenecek söz yoktur. Her şeyi Korukent toplantıları ve burada konukların mutlulukları bunu çok iyi göstermektedir.

 

Yaşat'ın bu çalışmalar ve bunları hazırlamak için yaptığımız görüşmelerde, az bilinen ve kendisinin pek açmak istemediği bir özelliğini görmüş bulunuyorum. Bazı öğrencilere burs vermesidir, Bu zeki ve fakir öğrencileri İstanbul'da lüks mekanlar içinde yaşarken hiç unutamadığı memleketi Ermenek ve Mut yörelerinden seçmektedir.

 

Yaşat, bugün 66 yaşındadır. 1960 yılında İTÜ 'den "Meslekte Kırk Yıl" plaketini almış ve kendi deyimi ile rölantide meslek yaşamını sürdürmektedir. Ama, büyük projeler içine girmeyeceği anlamına da gelmemelidir diye düşünüyorum. Yıllardan beri büyük bir sevgi ve özveri ile bizlere mutlu ve nostaljik anlar YAŞATtığı için kendisine ve değerli eşleri Bilsev Hanıma sonsuz teşekkür eder, kendilerine sağlıklı ve mutlu yaşam dilerim.

 

Mehmet Bildirici  İstanbul 14.06.2003 

 

HALİL AKBULUT

  • Yazdır
  • E-posta
Detaylar
Kategori: Kim Kimdir?
Yayın tarihi: Salı, 24 Mart 2015 20:56
Yazar: hasan-simsek
Gösterim: 3140

HALİL AKBULUT  GÖKTEPE’DE TOPRAĞA VERİLDİ

Üç dönem  (1973-1980 ve 1989-1994 )Ermenek Belediye Başkanlığı yapan Halil Akbulut 13 Mart 2015 Cuma günü Ankara’da vefat etmişti. Cenazesi Ankara’dan doğduğu yer olan Göktepe’ye getirilerek 15 Mart 2015 Pazar günü Büğülü Baba’da toprağa verildi.

Cenaze törenine yakınları, belde sakinleri, Sarıveliler Belediye Başkan Vekili Mehmet Uyar, Kazancı Belediye Başkanı Uğuz Tekin ve Göktepe Belediye Başkanı Osman TALAY Ermenek İlçe Müftüsü Mehmet Seven çevre köy sakinlerinden kalabalık bir topluluk katılmış. Üç dönem belediye başkanlığı yaptığı Ermenek’ten de sağ olsunlar 50-55 kişilik bir grup cenaze törenine iştirak etmiş ve başkanlarına son görevlerini yapmışlardır.

Taşeli  Yöresi  üç ilçenin kaymakamları da belediye başkanları da her nedense yöreye hizmet etmiş değerli  bir eski yöneticinin cenaze töreninde günlerden Pazar olduğu hâlde  bulunmadı ya da bulunamadı. Onları empati kurmaya davet ediyorum. 

Mirasını ( belediye dükkânlarını ) sata sata bitiremeyen Ermenek Belediyesi’nin sonradan gelen belediye başkanları,  eski başkanlarına karşı son görevlerini yapamamış olması bilenler için üzüntü veren bir davranıştır. Aynı şey merkez ilçenin törene katılmayan muhtarları için de geçerlidir. Sorumlu görevlerde olup da katılmayanlar için yazıyorum: Bugün ikinci, üçüncü caddeden söz ederken rahmetliye karşı mahçup olmanın ezikliğini ebediyen yüreğinizde hissedeceğinizi duyar gibi oluyorum.

Halil AKBULUT’un Kısa Biyografisi:

Üç dönem Ermenek Belediye Başkanlığı yapan Halil Akbulut 1928 yılında Sarıveliler ilçesi Göktepe Beldesinde doğmuştur. İlköğrenimini Belde’de, orta öğrenimini  ise İvriz Öğretmen Okulu’nda tamamlayıp öğretmen olduktan sonra aynı yıl  Ankara Yüksek Teknik  Öğretmen Okulu sınavlarına girmiş. Okulu bitirince Milli Eğitim Müdürlüğü Okullar Fen Heyetinde, Bayındırlık Müdürlüğünde inşaat kontrollüğü yapmıştır. İnşaat kontrollüğü yaptığı dönemlerde Taşeli köylerinde çoğu okulların yapımına nezaret etmiş çalışkan bir kişiydi. 09.12.1973 yılında yapılan belediye seçimlerinde Ermenek Belediye Başkanlığına CHP adayı olarak iki dönem seçilmiş. 1980 ihtilali ile diğer başkanlar gibi onun da görevine son verilmişti.

Unutulmayan Hizmetleri:

Aynı partiden üçüncü defa 1989-1994 tarihlerinde yeniden seçilerek yarım kalan hizmetleri tamamlamaya çalışmıştır. Bugün Ermenek bir nefes alabiliyorsa onun açılması imkânsız gibi görülen meşhur ikinci ve üçüncü caddeleri kıt imkânlarla açtırmış ve hizmete sokmuş olmasıdır. Diğer önemli bir hizmeti de Meydan ile Tekke arasına sıkışıp kalan Ermenek’in imar planını genişletmiş. İmar sahası ve yerleşim bölgeleri olarak, Seyrankaya, Yerbağlar, Kızılalan ve Kuruçeşme mevkileri  imar planı içine alınmıştır. Bugün, gelişen ve büyüyen Ermenek’e baktığımızda onun ne kadar isabetli bir iş yaptığı net olarak görülür. Diğer önemli bir hizmeti şayet Halil Akbulut Belediye Başkanı olmasa idi o günün şartlarında Ermenek’te bir Yüksek Okul olmayacaktı. Yüksek okulun açılmasında yer temini onun eseridir. Soğuk Hava Deposu, ek santral, köprüler, su yolları, ara sokakların yapımı ve günlük işleri yazmaya değemez.

Rahmetli Halil Akbulut’un kıt imkânlarla yaptırdığı Belediye  İş Hanı ve dükkânları kendinden sonra gelen başkanların sıkıştıkça satıp satıp bitiremediğini de  yazmadan edemeyeceğim. O Ermenek halkı için çalıştı ama son yolculuğunda Ermenek,  Belediye olarak,  ona gerekli ilgiyi gösterme becerisini gösteremedi. Halil Akbulut Ermenek Belediyesi önünde düzenlenecek bir törenle gönderilmeli idi. Şanlı bir geçmişi olan Ermenek Belediyesi’nin son yıllarda (elektriğinin kesilmesi ) bu ve buna benzer yaptığı yönetim hataları hoş görülemez.

Sonuç olarak, Ermenek belediyesi icraatlarına hiç ama hiç karışmak istemezdim ama bu tür umursamaz hâllere insanın vicdanı razı olamıyor. Halil Akbulut yaptığı hizmetlerle Ermeneklinin beynine kazınmıştır. Hep vicdanlarda yaşayacaktır. Ona temsili olarak son görevi yapamayan siyasi ve idari aktörler halkın vicdanında ebediyen sorgulanacaktır. Ruhu şad olsun!

Rahmetli Halil Akbulut’un hizmetleri sayılamayacak kadar çoktur. Merak edenler Halit Bardakçı’nın kitabının 278-279 sayfalarını okusun. 1

5.03.2015 Hasan ŞİMŞEK

HALİL AKBULUT GÖKTEPE’DE TOPRAĞA VERİLDİ

(Sarıveliler Postası 31 Mart 2015) 

Üç dönem  (1973-1980 ve 1989-1994 )Ermenek Belediye Başkanlığı yapan Halil Akbulut 13 Mart 2015 Cuma günü Ankara’da vefat etmişti. Cenazesi Ankara’dan doğduğu yer olan Göktepe’ye getirilerek 15 Mart 2015 Pazar günü Büğülü Baba’da toprağa verildi.

Cenaze törenine yakınları, belde sakinleri, Sarıveliler Belediye Başkan Vekili Mehmet Uyar, Kazancı Belediye Başkanı Uğuz Tekin ve Göktepe Belediye Başkanı Osman Talay, Ermenek İlçe Müftüsü Mehmet Seven çevre köy sakinlerinden kalabalık bir topluluk katılmış. Üç dönem belediye başkanlığı yaptığı Ermenek’ten de sağ olsunlar 50-55 kişilik bir grup cenaze törenine iştirak etmiş ve başkanlarına son görevlerini yapmışlardır.

Taşeli Yöresi üç ilçenin kaymakamları da belediye başkanları da her nedense yöreye hizmet etmiş değerli  bir eski yöneticinin cenaze töreninde günlerden Pazar olduğu hâlde  bulunmadı ya da bulunamadı. Onları empati kurmaya davet ediyorum.

Mirasını ( belediye dükkânlarını ) sata sata bitiremeyen Ermenek Belediyesi’nin sonradan gelen belediye başkanları,  eski başkanlarına karşı son görevlerini yapamamış olması bilenler için üzüntü veren bir davranıştır. Aynı şey merkez ilçenin törene katılmayan muhtarları için de geçerlidir. Sorumlu görevlerde olup da katılmayanlar için yazıyorum: Bugün ikinci, üçüncü caddeden söz ederken rahmetliye karşı mahçup olmanın ezikliğini ebediyen yüreğinizde hissedeceğinizi duyar gibi oluyorum.

Halil AKBULUT’un Kısa Biyografisi: Üç dönem Ermenek Belediye Başkanlığı yapan Halil Akbulut 1928 yılında Sarıveliler ilçesi Göktepe Beldesinde doğmuştur. İlköğrenimini Belde’de, orta öğrenimini  ise İvriz Öğretmen Okulu’nda tamamlayıp öğretmen olduktan sonra aynı yıl  Ankara Yüksek Teknik  Öğretmen Okulu sınavlarına girmiş. Okulu bitirince Milli Eğitim Müdürlüğü Okullar Fen Heyetinde, Bayındırlık Müdürlüğünde inşaat kontrollüğü yapmıştır. İnşaat kontrollüğü yaptığı dönemlerde Taşeli köylerinde çoğu okulların yapımına nezaret etmiş çalışkan bir kişiydi. 09.12.1973 yılında yapılan belediye seçimlerinde Ermenek Belediye Başkanlığına CHP adayı olarak iki dönem seçilmiş. 1980 ihtilali ile diğer başkanlar gibi onun da görevine son verilmişti.

Unutulmayan Hizmetleri: Aynı partiden üçüncü defa 1989-1994 tarihlerinde yeniden seçilerek yarım kalan hizmetleri tamamlamaya çalışmıştır. Bugün Ermenek bir nefes alabiliyorsa onun açılması imkânsız gibi görülen meşhur ikinci ve üçüncü caddeleri kıt imkânlarla açtırmış ve hizmete sokmuş olmasıdır. Diğer önemli bir hizmeti de Meydan ile Tekke arasına sıkışıp kalan Ermenek’in imar planını genişletmiş. İmar sahası ve yerleşim bölgeleri olarak, Seyrankaya, Yerbağlar, Kızılalan ve Kuruçeşme mevkileri  imar planı içine alınmıştır. Bugün, gelişen ve büyüyen Ermenek’e baktığımızda onun ne kadar isabetli bir iş yaptığı net olarak görülür. Diğer önemli bir hizmeti şayet Halil Akbulut Belediye Başkanı olmasa idi o günün şartlarında Ermenek’te bir Yüksek Okul olmayacaktı. Yüksek okulun açılmasında yer temini onun eseridir. Soğuk Hava Deposu, ek santral, köprüler, su yolları, ara sokakların yapımı ve günlük işleri yazmaya değemez. (1 )

Rahmetli Halil Akbulut’un kıt imkânlarla yaptırdığı Belediye  İş Hanı ve dükkânları kendinden sonra gelen başkanların sıkıştıkça satıp satıp bitiremediğini de  yazmadan edemeyeceğim. O Ermenek halkı için çalıştı ama son yolculuğunda Ermenek,  Belediye olarak,  ona gerekli ilgiyi gösterme becerisini gösteremedi. Halil Akbulut Ermenek Belediyesi önünde düzenlenecek bir törenle gönderilmeli idi. Şanlı bir geçmişi olan Ermenek Belediyesi’nin son yıllarda (elektriğinin kesilmesi ) bu ve buna benzer yaptığı yönetim hataları hoş görülemez.

Sonuç olarak, Ermenek belediyesi icraatlarına hiç ama hiç karışmak istemezdim ama bu tür umursamaz hâllere insanın vicdanı razı olamıyor. Halil Akbulut yaptığı hizmetlerle Ermeneklinin beynine kazınmıştır. Hep vicdanlarda yaşayacaktır. Ona temsili olarak son görevi yapamayan siyasi ve idari aktörler halkın vicdanında ebediyen sorgulanacaktır. Ruhu şad olsun!

15.03.2015 Hasan ŞİMŞEK

1) Rahmetli Halil Akbulut’un hizmetleri sayılamayacak kadar çoktur. Merak edenler Halit Bardakçı’nın kitabının 278-279 sayfalarını okusun.

Sayfa 75 / 85

  • Başlangıç
  • Önceki
  • 70
  • 71
  • 72
  • 73
  • 74
  • 75
  • 76
  • 77
  • 78
  • 79
  • Sonraki
  • Son

Bizi Ziyaret Edenler

Bugün 2

Dün 12

Haftalık 14

Aylık 351

Toplam 33368

Currently are 58 guests and no members online

Kubik-Rubik Joomla! Extensions

Gücünü veren Joomla!®