KÖYÜM BÜYÜKKARAPINAR Hasan ŞİMŞEK

  • Skip to content
  • Ana menü bloğuna geç ve giriş yap.

Blok arama görünümü

Dolaşım

Arama

Buradasınız: Home

Ana Menu

  • Anasayfa
  • Büyükkarapınar Yazıları
  • Büyükkarapınar Kitabı
  • Basında Büyükkarapınar
  • Biyografik Eserlerim
  • Eğitim Danışmanlığı
  • Genel Yazılarım
  • Köyümüzden Haberler
  • Kim Kimdir?
  • Fotoğraflar
  • İletişim
  • Teşekkür

ŞEVKİM KIRILDI

  • Yazdır
  • E-posta
Detaylar
Kategori: Köşe Yazılarım
Yayın tarihi: Pazartesi, 11 Mart 2013 00:00
Yazar: hasan-simsek
Gösterim: 1986

ŞEVKİM KIRILDI

Yazmayı severim, üstünde yoğunlaştığım konuyu tıkır tıkır yazarım. Hele konu Taşeli  olursa, teklemeden giderim. Ermenek ve Çevresi ile ilgili yayınların envanteri çalışmasını yaparken elime  ilginç bir kitap geçti. “ ERMENEK YÖRESİ MANİ, NİNNİ VE MASALLARI “ 

Derleyen: KMÜ Öğr.Gör.Sakine HAKKOYMAZ .

Kitap elime geçince heyecanlandım, Yöremizde  ninni, mâni, masal gibi sözlü edebiyattan günümüze kadar taşınan bu türlerin derlenip toparlanıp kitap hâline getirilmesi beni ziyadesi ile sevindirdi.

Kitap, Ankara’da Öncü Basımevi’nde basılmış ve Nobel Akademik Yayıncılık tarafından dağıtımı sağlanmış. Kitabın bütün hakları Karaman Bilim ve Araştırma  Merkezi Derneğine aittir.  01.Haziran 2012’de 135x210 mm  ebadında üçüncü hamur kâğıda basılmış.130 sayfadan ibaret  baskısı temiz bir kitaptır. 

Sakine HAKKOYMAZ,  kitabın ön sözünde,

“Ninniler, maniler ve masallar  olmak üzere üç bölümden meydana gelen bu çalışmada her derlemeden önce derleyen ve kaynak kişi bilgileri, derlemenin yapıldığı tarih ve yer ile anonim halk edebiyat ürününü  kimden öğrendiği açıklanmıştır.

Yapılan derlemeler bize göstermiştir ki, Türk dilinin merkezi ve ata yadigârı Ermenek’te  günümüze kadar gelen masallar, ninniler ve maniler  varlığını korumaktadır. Bu alanda araştırma yapmayı düşünenler için Ermenek bakir bir bölge olarak onları beklemektedir. Bu varlığın derlenmesi hiç kuşkusuz Türk kültürüne büyük zenginlik katacaktır.”

Kitap alınıp incelendiğinde mâni, ninni ve masalların çok büyük kısmının Ermenek Yöresi’ne ait olmadığı görülür. Kitabın başlığı “ Ermenek Yöresi Mani, Ninni ve Masalları “ olmamalı idi. Başlık yanıltıcı ve çarpıtılmış. Olsa olsa şöyle denilebilirdi “ Ermenek Yöresinde Söylenen Ninni, Mâni ve Masallar ” 

Kitabın adında büyük dezenformasyon ( bilgi çarpıtması ) kokusu  var. Bilim adına bu yapılmamalı idi. Kitabın içinde Ermenek’e özgü, çok az sayıda ninni, mâni ve masal  var. Kitaptaki ninni, mâni ve masalların Ermenek’e ait olması bize kıvanç verir ama ne yazık ki değil. Eksik ve kandırmaca bir çalışma yapılmış. Kitapta,  ülke genelinde söylendiği gibi Ermenek Yöresi’nde söylenen ninni, mâni ve masallar var.

“ Ermenek dedikleri

  Batırma yedikleri

  Hiç aklımdan çıkmıyor

  Alüff dedikleri “

Yukarıdaki dörtlük, kitapta arayıp da bulduğumuz Ermenek’e özgü  ender mânilerden biri.

“ Yazıya bostan ekerler

   Dibine gübre dikerler

  Gurbet ele giden kızın

  Gözüne sürme çekerler”

Yazar, kitabın 33. sayfasında “yazı” sözcüğünü “dışarı “ olarak açıklar. Yazı sözcüğünün karşılığı “ova” dır. Bostanın da dibine gübre (dökülür ) dikilmez. Kitapta buna benzer çok yanlışlar var. Kitap ehil insanlar tarafından  incelenmeden, denetlenmeden yayınlanmıştır.

Kayalar yarılmasın

Yar bana darılmasın

Yar bana darılıp da

Eller sarılmasın”

Bu şekildeki yazılışı ile “yar” sözcüğü, TDK’ye göre şu anlam gelir: Deniz göl, ırmak gibi su kıyılarında veya karada dik yer,uçurum. Hâlbuki sözcük sevgili anlamında kullanıldığından “ yâr” şeklinde yazılmalı idi. Bazı yerlerde dikkat edildiği hâlde bazı yerlerde çok büyük oranda yazım hataları var. Kitabın ön sözünde Araştırma imkânı veren KMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Karataş’tan söz edilmektedir. Sayın Rektör Yardımcısı Ermenek Yöresi’ne ait olduğu kitabın kapağında yazıl olan mani, ninni ve masallara ne dedi , doğrusunu isterseniz merak ediyorum.

Angarya kabilinden bile değil ne amaçla yazdırıldığı bilinmeyen ve ülkemizin  hemen her yerinde söylenen bu sözlü edebiyat türünün “ Ermenek Yöresi”ne mal edilmesi bilime ve akademik çalışmaların güvenirliliğine yakışmıyor. Tüm bunlara rağmen kitabı çocukların, her yaştan insanların okumasında yarar var. En azından kitapta aktarılanlar bazıları sorgulanır bazı okuyucular da masal, ninni ve mani (yakım) anlatım ve söylemlerini geliştirirler. Basit bir derleme çerçevesinde sözlü edebiyatın ürünleri olarak okunabilir.

Çok eksik bir çalışma, metot doğru, içerik ile kitabın adı bağdaşmıyor. Bilim adına yapılan bu çalışma, denetimden uzak, yanlışlarla ve çarpıtmalarla dolu  bir çalışmadır.

Bu yazıyı ön sözde adı geçen ve araştırmacılara yardımcı olan KMÜ mensuplarını  onure etmek amacı ile kaleme almayı hedeflemiştim, hevesim kırıldı. Umarım önümüzdeki zaman içerisinde  KMÜ’de bilimsel çalışmaları ile gurur duyacağımız hocalarımız olacaktır. Onları çok yakından izliyorum.11.03.2013. Hasan ŞİMŞEK

İZVİTLİM’E ACİL ŞİFALAR!

  • Yazdır
  • E-posta
Detaylar
Kategori: Köşe Yazılarım
Yayın tarihi: Cumartesi, 09 Mart 2013 10:20
Yazar: hasan-simsek
Gösterim: 1992

İZVİTLİM’E ACİL ŞİFALAR!

Yöremizin ilk internet köy sitelerinden adı  “izvitlim”i (2001) kurup yöneten, daha sonra 2007 yılında yine gazetelerinden “Ermenek Haber”i kurup yöneten editörlerinden Öğretmen Durmuş Ali Özbek aniden ortaya çıkan romatizma ağrıların dayanılmaz boyuta ulaşması sonucu dostlarının ve doktorlarının tavsiyesi üzerine 8 Mart 2013 Cuma günü Selçuk Üniversitesi – Dahiliye Servisi- Romatoloji Bölümüne kaldırıldı.

Yataklı tedavi olan Durmuş Ali Bey’e geçmiş olsun der, acil şifalar dilerken bir an önce “Ermenek Haber” in yayınına başlamasını temenni ederiz.

9 Mart 2013

Hasan ŞİMŞEK

İMAMLAR NEREYE KOŞUYOR?

  • Yazdır
  • E-posta
Detaylar
Kategori: Köşe Yazılarım
Yayın tarihi: Perşembe, 07 Şubat 2013 00:00
Yazar: hasan-simsek
Gösterim: 1888

İMAMLAR NEREYE KOŞUYOR?

02 Ocak 2013 tarihli Yeşil Ermenek gazetesinde yayınlanan “ 2013 Yılındaki Beklentilerimiz Nelerdir?  adlı yazımızda (1),

“İl ve ilçelerdeki müftülerimiz ve din görevlilerimiz görev alanındaki hizmetlerini iyi uygulayabilsinler. Taşeli Yöresi hırsızlıklardan, cinayetlerden, kavga ve dövüşlerden en az etkilensin. Mahkemelerdeki ipe sapa gelmeyen uyuşmazlık dosyaları azalsın. Komşu haklarına saygılı ve iyi geçinmenin önemi üzerinde durulsun. Büyüklere saygı, küçüklere sevgi verilmesi için çalışılsın.”  temennisinde bulunmuştuk.

Bu mesajı din adamlarımıza verirken görev alanları dışına çıktıklarını, kendilerin can alıcı görevlerini hiçe sayarak siyasete bulaştıklarını görerek yazmıştım. Bir uyarı mesajı idi. Sendikacı imamların  “çiğköfte partisi “ bardağı taşıran son damla oldu. (2 ). Karaman il müftülüğü bir derneği de yanına alarak il milli eğitim müdürlüğünün görevi içinde olan çalışmaları sanki kendi görev alanında imiş gibi icra etmesi ve kamuoyu ile paylaşması  Hem de  “ Hz.Muhammed’in Hayatını “   öne sürerek okullarda yarışma açması  şık bir yaklaşım ve eylem değildir.

Sayın Müftüm,

İl müftülüğünde, Milli Eğitim müfredatındaki dini bilgileri özümseyecek ve anlayacak ve 100 üzerinden 50’yi aşacak şekilde çok az din görevlisi olduğunu hatırlatmak isterim. İlkokul  ve ortaokullarda hatta liselerde verilen Din Kültür ve Ahlak Bilgisi derslerindeki bilgiler içerik olarak çok yeterli olduğunu biliyorum. Siz o kitaplarda hangi  dini konuların işlendiğini incelediniz mi?  Hz. Muhammet’in sadece  hayatı ile ilgili verilen bilgiler benim elimdeki ilkokul 4. sınıf kitabında 13. sayfadır. MEB okullarda örgün eğitim verir, siz ise yolda, sokakta, meydanda, evlerde, mezarlıklarda ve camilerde halkla birliktesiniz. Yaygın eğitim çok geniş bir alanda sizlerden hizmet bekler. Diyanet İşleri Başkanlığındaki personelin tahsil seviyelerini ve aldıkları eğitimin kalitesini yükseltmek amacıyla YÖK, İlahiyat Fakülteleri ve Din Öğretim Genel Müdürlüğü ile koordinasyon ve iş birliği sağladığını hatırlatalım. Hâl böyle iken ve İlahiyat ve İslam Enstitüsü mezunu Din ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerimiz yeteri sayıda okullarımızda var iken  onların görev alanına şu ve ya bu nedenle bulaşmanız amacı  aşar. Siz “ Herkes Onu Okuyor “ kampanyasını açtığınız da ve uygulama safhasına soktuğunuzda ilin valisinin ve milli eğitim müdürünün tayinlerinin çıkmak üzere olduğunu biliyordunuz. Onlardan apar topar bir izin kopardınız. O da belli değil kimden ve nasıl izin aldığınızı açıklayınız. Kuralı ve yetki alanı belirsiz açmış olduğunuz yarışmaya Yeni Valimiz Sayın Murat Koca ve Yeni İl Milli Eğitim Müdürü Sayın Sultanoğlu ne diyecek? Vali Bey’den yarışma adı altında düzenlemiş olduğunuz ve Nisan 2013 yılında gerçekleştirmeyi planladığınız yarışma ile ilgili bir onay aldınız mı? Yarışmanın kuralları, seçici  jürisi belli mi? Bunları nerede ilan ettiniz. Sayın müftüm eğitim öğretim çok ciddi bir iştir. Siz il Milli Eğitim Müdürü müsünüz? Yanınıza bir derneği de alarak yetkiniz dışına çıkıyorsunuz. Adı geçen dernek bir plan ve proje çerçevesinde İl Milli Eğitim Müdürlüğünden izin alarak onların denetim ve gözetiminde yarışmaya yapabilir?  Ya dernek sizden güç alıyor ya da siz dernekten güç alarak İl Milli Eğitimin görev alanlarına müdahale ediyorsunuz. Siz, bu konulara meraklı iseniz, isterseniz MEB’e geçer, MEB’te müfredata uygun olarak İl müftülüğünde yapamadıklarınızı yaparsınız. Çocuklara kitap verme konusunda ve Hz. Muhammed’in hayatını öğretme konusunda samimi iseniz, kitapları gönderin cami imamlarımıza, onlar çocuğu olan velilere versinler ya da MEB yetkililerine veriniz onalar okullar kanalı ile çocuklara dağıtırlar.  Hem bu konuda niye bu kadar ısrarcısınız, İl Milli Eğitim Müdürlüğü kadrosunda Hz. Muhammed’in hayatını ve dinimizin kurallarını öğretecek öğretmen yok mu sanıyorsunuz. Öyle sanıyorum ki Diyanet İşleri Başkanlığı kadrosundakine yakın ilahiyat mezunu kimseler MEB’te istihdam edilmektedir. Çocukların  öğrenim ve eğitim konusunda gözlemlediğiniz bir eksikliği varsa ilgili yerlere raporlayıp göndermek sizin görevleriniz arasındadır ama MEB’teki Din ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin görevlerini yapmayışı ya da yapamayışı imajını vererek onların görev alanına tecavüz (!) etmek doğrusu şık bir yaklaşım değildir.

Sizi haksız yere eleştirmeme adına internet sitenize girdim. İlçe müftülüklerinde bir şey yok, siteler boş. Camilerimize ve tarihi camilerimize  baktım Taşeli’ni görmüyorsunuz. (3 ) Bu nasıl anlayış?! Bu nasıl yok sayış?  Allah’nı seversen söyler misin? Karaman yarım mı? İl adını tarihin derinliklerinden gelen Karamanoğlulları Beyliği’nin o yöreye din adına toplum adına hiç mi dini hizmetleri olmadı? Bunları neden yazıp konuşmuyorsunuz? Taşeli Yöresi’nde tarihi cami yok mu? Ermenek Ulucami ( 1301)= tarihi cami değil mi? Şimdi onarıma giren Sipas ve Meydan camileri , Akça Mescit, Yukarı Susaklı, Lemos Musa Bey ( Bakımsızlıktan yıkıldı ) Güneyyurt Ebubekir ve Abdüllatıf camileri, Yukarı İzvit camii, Sarıveliler Hacı Salih camisi,  Karaman Beyliği eserleri değil mi? Siz ilçelerde görev yapan müftü ve imalara cami mescit, türbe, medrese gibi eski tarihi yapıların durumunu   derleyip toparlayın ve ile gönderiniz demediniz mi? Siz görev  yaptığınız yerlerin tarihi değerlerini bilmez ve tanımaz mısınız? ( 4 ) Sarıveliler, Başyayla, Kazımkarabekir , Ayrancı  ve diğerleri… Medreseler ve  türbeler sizin gündeminizde yok mu? Siz başkalarının görev alanlarına gireceğinize kendi görev alanınızdaki işleri daha güzel ve daha az eksikle yapsanız olmaz mı?(5 ) Bırakanız imamlar imamlığını, din eğitimi veren öğretmenler de öğretmenliğini yapsın.

Geçen gün bir okula gitmiş ve selamlaşma ile ilgili çocuklar bilgi vermişsiniz. İyi hoş, hiç yoktan iyi ama sizin daha önce gideceğiniz yerler var, hapishaneler, hastaneler, özürlülerin bulunduğu mekânlar vs.

Dini bilgine ve kendine güveniyorsan Sayın Vali’den izin al, muhtarları, imamları, öğretmenleri toplayınız yetişkinler eğitimi kapsamında ( yaygın eğitim ) konferans veriniz ve  yörenizdeki, hırsızlık, kız kaçırma, tarihi eserleri tahribat, kaçak kazı, ipe sapa gelmeyen nedenlerle halkın birbirine girerek mahkemelik olması, küfürlü konuşmaları, intihar olayları için  önleyici dini öğütler veriniz. Yöredeki cinayetler ve intiharlar üzerine kafa yorunuz.

Size görevinizi hatırlatma gibi bir görevim ve ödevim yok. Olamaz da, ama ben sizin göreviniz yapmış olsam kalkar Karaman, Ermenek hapishanelerine, düşkünler yurduna  gider daha çok insana ulaşır, daha çok insanı bilgilendirir ve onlara moral takviyesi yapardım. Okumak isteyenlere de iş birliği yaptığınız derneğin sağlamış olduğu kitapları verirdim. Daha da cesurca bir atılım yapar sizin gibi bir imam olan KMÜ Rektörü ile görüşür oradaki gençlere dini öğütler verirdim. KMÜ Rektörü İmam- Hatip Liselileri okula  davet ediyor, onlarla boy boy resim çektirip poz veriyor. Konferans için sizi niye KMÜ’ye davet etmiyor? Orda 8000 bin civarında genç var.

İl Emniyet Müdürlüğünün kapısını çalınız, onların sıkıntılarını paylaşın ve toplu alanlarda özellikle camilerde hangi konuları işlerseniz faydalı olacağınızın müzakeresini yapınız.

Sonuç olarak,

Okuldaki çocuklara Din ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri yeterli eğitimi veriyorlar? Bu eylemlerinizle okullarda Din ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği yapan meslektaşlarınızın onurlarını rencide ediyorsunuz. Siz, imam ve vaizlerimiz her kim ise çevre ile ilgili kitap, dergi okumaz mısınız? İnternet sitenizden okumadığınız ve çevrenizdeki dini mekânları tanımadığınız anlaşılıyor. Bir de komşu illerdeki internet sitelerine bakarsanız ( Aksaray, Niğde, ) makam koltuklarının  üzerinde T.C. Devletinin kurcusunun resimlerini gururla taşıdıklarını görürsünüz. Siz bunun neresinde duruyorsunuz.

Küçük bir not, internet sitenizdeki  “ 2013 yılı meslek bilgi seviye tesbit sınavı duyurusu “ sözcüğündeki “tesbit” in doğru yazılışı “tespit “tir. Lütfen düzelttiriniz.

 Siz, görev alanları dışındaki eylemlerinizle  nereye koşuyorsunuz? Temennimiz, yasal çerçeve içinde İslam dininin  itikat, ibadet ve ahlâki esasları ile ilgili işlerini yürütmenizdir. Sizin İl Milli Eğitim Müdürlüğü  ile yaptığınız ve yapmak istediğiniz iş birliği değil yetki tecavüzüdür. İl Milli Eğitim Müdürlüğünden bir talep varsa, onların bu konudaki yetersizliği ve kendilerine olan güvensizliğinin ve yasaları hiçe sayarak görev sınırlarını bilmemeleri elmalarla armutları karıştırmaları anlamına gelir ki ona göre ayrı bir değerlendirme yapmamız gerekir.

Sayın Müftüm,

Toplum içinde yapabileceğiniz çok güzel çalışma alanları var. İl müftülüğünün görevlerini okursanız bunları kolayca görürsünüz. Sendikacı imamlarla ve cemaatlerle siyaset yapmayı ve örgütlenmeyi düşünüyorsanız lütfen kutsal dinimizi ve okullarımızı  alet etmeyiniz.

 07.02.2013. Hasan ŞİMŞEK

____________________________________________________

1) Şimşek, Hasan , 02.01.2013 tarihili Yeşil Ermenek gazetesi, s.3

2) Şimşek, Hasan , ermenek haber internet sitesi,İmamlar Dokunulmaz Değildir.

3) Bardakçı, Halit, Bütün Yönleriyle Ermenek, Başyayla, Sarıveliler, s.72, İst. 2005.

4) Konyalı. İ. Hakkı, Abideleri ve Kitabeleri ile Karaman Tarihi, Ermenek ve Mut Abideleri s.701,

5) Her ne kadar cami, türbe, medrese, çeşme gibi tarihi yapıların bakım ve onarımı Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait olsa da kullanıcıların kim olduğu belli.

İL MÜFTÜMÜZ SAYIN NURİ DEĞİRMENCİ ‘YE TOPLUMSAL MESAJIMIZDIR

  • Yazdır
  • E-posta
Detaylar
Kategori: Köşe Yazılarım
Yayın tarihi: Pazartesi, 04 Mart 2013 00:00
Yazar: hasan-simsek
Gösterim: 1965

İL MÜFTÜMÜZ SAYIN NURİ DEĞİRMENCİ ‘YE TOPLUMSAL MESAJIMIZDIR

Sayın Müftüm,

Geçenlerde internet gazetesinde “ ermenek haber “ sizleri eleştirmiştim. Kıyametler koptu, yer yerinden oynadı. Çünkü insanlarımız sizi dokunulmaz, eleştirilemez olarak görüyorlar. Müftülerimizi eleştirilmeme, eski adı ile tenkit edilememe gibi bir yargı var toplumda.  Günümüzde bunun adı moda deyim ile “mahalle baskısı “ Benim çocukluğum Orta Torosların hür dağlarında ve yaylalarında geçtiğinden o coğrafyanın hür ve özgür havasını aldığımdan sizlerin göremediğiniz ya da görmek istemediğiniz bazı önemli konuları  gündeme taşımak istedim. Belki kamuoyu etkisi ile yanlışlarınızdan dönersiniz.

Daha önce yazmıştım, İl Müftülüğü İnterent Sitesi’ne girince Karaman’daki tarihi camilerin isimleri yazılı ama Ermenek’tekiler ( Ulucami 1302, Siipas Cami,, Meydan Cami, Akça Mescit, Havasıl Camileri ve diğerleri) yok. Yazdık ve gönderdik. İnternet sitenize koyarsnız diye. Ufak tefek uyarı hatalarını düzelttirdiniz ama bugüne kadar Taşeli Yöresi’ndeki tarihi camilerin adları sitenize konulmadı.

Siz Karaman merkezin müftüsü müsünüz, yoksa  ilin müftüsü müsünüz? Ben sizin il müftüsü olduğunuzu biliyorum. O halde niçin Taşeli Yöresi’ndeki camilerin adını sitenize koymuyorsunuz? Bu ayırımcılık değil mi? Dinimizde ayırımcılık var mı?

Taşeli Yöresi’ndeki din görevlileri  Ermenek’teki camileri yok mu sayıyor? Kendilerini din görevlisi olarak niteleyen muhterem zevat sitenizdeki bu eksikliği görüp size karşı serzenişte bulunma cesaretini gösteremediler mi? Göstermişlerse siz neden sitenize Hrıstiyan dünyasına karşı ben de varım diyen ve yöredeki kurumsallaşmış ilk ibadethanelerden biri olan Ermenek Ulucami ( 1302 ) internet sitenizde neden  yok?

Sayın Müftüm,

Görevinizin dışındaki alanlarla o kadar çok ilgilisiniz  ki, eksiklerinizi göremiyorsunuz. Siz ilin valisi misiniz ki sivil toplum örgütlerini toplayarak konunuz içinde olan ve olmayan eylem planlarınızı anlatıyorsunuz. Aslında onun adı eylem planı değil aylara göre iş takvimidir. Her kurum kendi iş takvimini belirer.

Konuları  bilen bir kişi olarak sizi kibarca uyarmış ve Milli Eğitim yönetimine müdahil olmayınız demiştim. Ama  bu müdahil olma uzantınız Ermenek’e kadar geldi. Size bu konuda söylemim şudur:; MEB’teki Din ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri  sizin kadrolarınızdaki zevattan çok daha iyi Hz. Muhammed’in hayatın bilir ve öğretir. Sizin oralarda ne işiniz var. Hedefiniz nedir, bu hareketlerinizle Din ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerimizin görev alanına bir yetki tecavüzü değil mi bu eylem planlarınız. Okullardaki Din ve Ahlak Kültürü Öğretmenleri peygamberimizin hayatını öğretmekten acizler mi?

Tüm bunlardan sonra esas konumuza gelelim: Ermenek’te mazisi çok derinlere inen  Sipas Camisi diye bir cami var. Duydunuz mu bu caminin adını? İki yıldır onarılması gerektiğinden cami cemaatine kapalı. Bu cami ne durumda cemaati ne yapar, onarılmasındaki aksaklıklar için ne gibi çalışmalar yaptınız. Oradaki cemaatin ibadet sıkıntısını içinizde hiç yaşadınız mı?

Ermenek Müftülüğü’nden Sipas Camisi’ni ibadete kapalı olduğuna dair, size kaç defa durumu arz eden yazılar yazıldı? Siz ne yaptınız?

Caminin mülkiyetinin kime ait olduğu biliniyor. Vakıfların bu camiyi onarmasını beklerseniz çok on yıllar geçer. Camiyi işleten  Dinayet İşleri Başkanlığı’dır. Diyanet İşleri Başkanlığında bu caminin onarılmasının sürüncemede kaldığı bilgisini Karaman İl Müftüsü olarak bildirip işlerin hızlandırılması için bir çabanız oldu mu? Vakıflara ya da ilgili mercilere caminin tez elden onarılması için yazı yazıp iş takibini il Gıda ve Tarım mı, İl Ticaret Müdürlüğü mü yoksa siz mi yazacaksınız? Sizce hangi kurumun işi takip edip kovalaması uygundur?

Sonuç olarak, durumdan vaziyet çıkararak görev alınınız dışındaki işlerle uğraşacağınıza kendi görev alanınızda belirlenen işlerle uğraşıp Sipas Camisi gibi camilerin bakım, onarım, tamir, çevre temizliği ve düzeni gibi işlerinin hızlandırılması ile ilgilenseniz halkımıza çok daha iyi hizmet etmiş olursunuz.

Sayın İl Müftüm, kusura bakmayınız, Sizin yok saydığınız Taşeli Yöresi’nde “mahalle baskısı” etkisinde kalmayan insanlar da var. Eleştirilerimi bir hoşgörü ve demokrasi anlayışı çerçevesinde değerlendirerek yüce dinimizin emrettiği doğrultuda hizmet vereceğinizi ümit ederim. Din adamlarımız günlük siyasetin dışında olursa toplumda huzur ve mutluluk artar. 04.03.2013. Hasan ŞİMŞEK

İMAMLAR DOKUNULMAZ DEĞİLDİR?

  • Yazdır
  • E-posta
Detaylar
Kategori: Köşe Yazılarım
Yayın tarihi: Cuma, 25 Ocak 2013 00:00
Yazar: hasan-simsek
Gösterim: 1949

İMAMLAR DOKUNULMAZ DEĞİLDİR?

2 Aralık 2012 Yeşil Ermenek , 3 Aralık 2013 tarihli Sarıveliler Postası’nda “  2013 Yılındaki Beklentilerimiz Nelerdir? “  yazımdaki  paragrafın birinde il ve ilçelerimizdeki din görevlilerinden neler beklediğimizi kısaca şöyle yazmıştık:

“ İl ve ilçelerdeki müftülerimiz, din görevlilerimiz görev alanındaki hizmetlerini iyi uygulayabilsinler. Taşeli Yöresi, hırsızlıklardan, cinayetlerden, kavga ve dövüşlerden az etkilensin. Mahkemelerde ipe sapa gelmeyen uyuşmazlık dosyaları azalsın. Komşu haklarına saygılı ve iyi geçinmenin önemi üzerinde durulsun. Büyüklere saygı, küçüklere sevgi verilmesi için çalışılsın.” temennisinde bulunmuştuk. O yazımda MEB görevlilerine de çarpıcı mesajlarım vardı. Geçen yıllarda eğitimcilerin idari kadrosunu bir hayli eleştirmiş ve okuyucularımdan bir hayli olumlu tepki almıştım. Öteden beri din görevlilerimizin haber sitelerinde yayınlanan eylemleri  ile ilgili bir iki yazı yazmayı düşünüyordum.

“ermenek haber “in internet sitesinde 26 Ocak 2013 tarihli okuduğum bir haber din görevlileri ile ilgili yazımın yazılmasını çabuklaştırdı. Haberin başlığı aynen şöyle “ Türk Diyanet  Vakfı Sendika  Ermenek İlçe Temsilcisi   “ Çiğköfte Partisi  Düzenledi “  haberi beni şoke etti. Partiyi düzenleyen kim? Din görevlilerini temsil eden şahsiyet. Bir defa “çiğköfte partisi ” Ermenek’in yemek kültürüne ve dini anlayışımıza mütenasip düşmeyen bir söylem ve eylemdir. Çiğköfte partisi yerine ziyafeti denilebilirdi. “Çiğköfte” Ermenek yemek kültürüne “ parti “ de İslâmi  terminolojiye uyum sağlamayan sözcüklerdir. İkram olarak bir topluluğa Ermenek gibi bir yerde  batırma, arabaşı, baklava, su böreği gibi yiyecekler; akşam yemeği gibi toplu davetler, ziyafetler olabilir. Hatta en yaşananı  ve uyanı da Ermenek’te mevlit okunurken verilen toplu yemek  ziyafetleri değil mi? 

 “çiğköfte “ şovu Ermenek’teki her türlü meslek birliği mensuplarına yakışmayan bir gösteridir. “Çiğköfte Partisi ” de din görevlilerine ve imalarımıza onların meslek yapılarına hiç ama hiç yakışmaz. Haberi okuyunca dehşete düştüm. İçimden bu kadar davranış bozukluğu olmaz dedim. Fotoğrafa baktım, on dört kişiler. Bir kısmı öyle zannediyorum ki yönetici  ya da şeref konukları kendilerini resimde göstermekten kaçınmışlar, kafaları gözüküyor.Din görevlileri bir şeyi kutlamak, eğlenmek için meslek mensubu insanları bir araya toplama eyleminde “çiğköfte partisi”nden çok daha önemli etkinlikler  yapabilirler.. “ Çiğköfte ve parti “ lafı onların mesleklerine uyum sağlayan bir eylem tarzı değildir. Din görevlileri görevleri dışında, bir toplulukta mevlit okuma, ilahi söyleme, hastanedeki hastaları ziyaret etme, özürlüler evine gitme ve onlarla kısa da olsa bir hoş vakit geçirme din görevlilerine yakışan eylemlerle kendilerini gösterseler toplumda saygınlıkları artar.

Ülkemizde sendikacılık ne yazık ki meslek mensuplarına hizmet etme onların özlük hakları ile uğraşma yerine bir koltuğa sahip olma, siyasi bir partinin çıkarını koruma savaşı hâline gelmiştir.( 1) Bu hastalık önce işçilerde, sonra öğretmenlerde şimdi de imamlarda görülmeye başladı. Mesleklerini yüceltecekleri yerde itibarsızlaştıracak bir duruma doğru gitme izlenimini ne yazık ki yaptıkları eylemlerle gösteriyorlar. Bu tür davranışlardan kaçınmak mesleklerinin onuru adına doğru bir yaklaşım olur.

Çiğköfte Partisi”ne katılan imamların ve mensup olduğu topluluğun, doğal olarak Diyanet mensuplarının halka karşı bir takım dünyevi ve uhrevî sorumlulukları vardır. Din görevlilerimizin meslekleri ile ilgili görevlerini hakkıyla yerine getirebilmeleri için  meslekleri ile davranışları arasında bir uyumun olması kaçınılmazdır. Şüphesiz görevlerini hakkıyla yapan, giyimde kuşamda tertip ve düzene önem veren, toplum karşısına pırıl pırıl çıkan mesleğine ve kendisine saygısı olan din görevlilerine sözümüz asla olamaz.

İmamlarımızın,  toplumumuzdaki ahlâki değerlerin hızla erozyona uğradığı, aşındığı, dini değerlerimizin siyasallaştırılarak itibarsızlığa götürülmeye çalışıldığı bir dönemde, yaşadıklarımızı görmeli ve görevlerini en iyi biçimde yaparak ahlaki değerlerin korunması ve yükselmesi için uğraşmaları beklentimizdir. 25. 01.2013. Hasan ŞİMŞEK.

1) Öğretmen Sendikaları Ne İş Yapar? 

Daha Fazla İçerik...

  1. YİNE MEDAŞ
  2. TAŞELİ TURİZMİ VE TUVALET İHTİYACI
  3. SARIVELİLER BELEDİYE BAŞKANI HAYRİ SAMUR
  4. ERMENEK’E VE ERMENEKLİYE ÖZLEM MEKTUBU

Sayfa 21 / 34

  • Başlangıç
  • Önceki
  • 16
  • 17
  • 18
  • 19
  • 20
  • 21
  • 22
  • 23
  • 24
  • 25
  • Sonraki
  • Son

Gücünü veren Joomla!®