GÖÇÜYORUZ!
- Detaylar
- Kategori: Köşe Yazılarım
- Yayın tarihi: Perşembe, 05 Şubat 2015 00:00
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 1756
GÖÇÜYORUZ!
Yazımıza, “azalıyoruz, gidiyoruz, durmuyoruz, kalmıyoruz,…...” şeklinde başlıklar da koyabilirdik. Çok çetin bir coğrafyada yaşıyoruz, kışı sert, yazı kurak, bırakınız insanı, bitkiyi besleyecek toprağı olmayan bir yörede adı üstünde Taşeli’ nde yaşıyoruz. Bizim coğrafya, dağı taşı bol, toprağı az, ovası olmayan engebeli, inişli çıkışlı dalgalı bir arazidir üzerinde yaşadığımız topraklar. Bu dalgalı coğrafyada cılız, onlarca yıl büyüme mücadelesi verip de büyüyemeyen sarıçamlar ve yapraklarını döken ve dökmeyen çalılar ve bunlarla beslenen keçiler ile su başlarına kurulmuş köyler ve dere kenarlarında az da olsa tarım yapılmaya elverişli sulanabilir araziler var.
Emeği zor, ekmeği kıt bir yöredir Taşeli. Hemen hemen 40- 50 yıl önceki nüfus neyse şimdi de öyle. Gerçek sayımlarda ne azalır ne çoğalır, hep aynı. 31 Aralık 2014 TÜİK verilerine göre
Ermenek (30.057 ), Başyayla ( 4.208 ), Sarıveliler ( 12.762 ) üçünün toplamı 47.027 kişi olarak kayda geçilmiş. 2015’te ise Ermenek ( 29.558 ), Başyayla 3706 ), Sarıveliler ( 11.622 ) ,üçünün toplamı 44.886, bir önceki yıla göre 2141 kişi azalmışız. Ortalama 3- 4 köyün boşaldığı anlamına gelir.
60 yıl önce babamız bizler köyü terk edin, buralarda barınılmaz diyerek bizleri büyütmüştü. Sekiz evladının sekizi de köyü terk, Üçü Gölcük’te, ikisi İstanbul’da biri İzmir’de biri de Karaman’da, köyümüz Büyükkarapınar’da sığmağa zorlandığımız babamın kendi yapımı ev (1933 ) şimdi bomboş, köyde tek bir ablamız var.
Rahmetli babam Michelangelo ( mimar, ressam, heykeltıraş, şair ) gibi bir adamdı inşaat ustası, marangozluk, ayakkabıcılık, tacirlik, rençperlik, …” gibi işlerin ustası idi. Çok yönlü bir usta olduğu için sonradan hayatını okul kitaplarından öğrendiğim Rönesans’ın öncülerinden olan Michellangelo’ya hep benzetmiştim. İlk defa açığa vuruyorum. Mutlaka diğer babaların da kendilerine özgü yetenekleri vardır. İşte böyle köyde hâli vakti yerinde sayılan bir baba çocuklarına Taşeli topraklarını terk edin burada yaşam zor diyordu. 1976 yılında vefatında köyde sadece iki kardeşim kalmıştı. Diğer babaların ve annelerin bizimkilerden farklı düşüneceğini sanmıyorum. Dün böyle idi, bugün de öyle. Yarın da öyle olmalı.
Ben babam “Ahmet Usta”nın görüşlerine aynen katılıyorum, Taşeli gençlerinin tek yapacağı iş okumak, ikinci işi yine okumak, üçüncü işi de okumak olmalı ve belirli bir eğitim görüp özgüven kazandıktan sonra ister serbest, ister özel, isterse devlette nerede çalışırsa çalışsın kimseye/devlete de dahil muhtaç olmayacak şekilde geçimini sağlamasını ilke edinmelidir. İlla ki okumak denilince akla doktor, mühendis, öğretmen akla gelmemeli. Bugün altın değerinde okumak ile kazanılmış meslekler var. Bu mesleklerden birini seçerek, severek icra etmek de insana maddi ve manevi mutluluk verecek şekilde kazanım sağlanabilir.
Yöneticilerimiz, siyasilerimiz yerleşim yerlerinde nüfus tutabilmek için çaba sarf ettikleri biliniyor. Onlara kolay gelsin derken ve gayretlerine saygı duyarken şu gerçeği de görelim: Taşeli toprakları ne yaparsanız yapınız 40- 50 bin nüfustan fazlasını barındıramaz. Çok acı bir gerçek üç ilçenin her birinde ve çoğu köylerimizde arabanızı bile park edecek boş bir alan yok. Bu nedenle yaşam koşullarını iyileştirmek isteyen gençlerimize önerilerimiz, yeteneklerinizi geliştirilecek şekilde okuyunuz. Taşeli’nde kalan 20- 30 bin nüfus da bize yeter. Tatillerde ve emekli olunca ata yadigârı toprakları şöyle bir ziyaret eder gidersiniz. Ne de olsa orada derin köklerimiz var. 5.02.2015. Hasan ŞİMŞEK.