SARIVELİLER ETKİNLİĞİNİN BİR DEĞERLENDİRİLMESİ

SARIVELİLER ETKİNLİĞİNİN BİR DEĞERLENDİRİLMESİ

28-29 Haziran 2013 tarihlerinde 6. sı düzenlenen GELENEKSEL SARIVELİLER KARACAOĞLAN VE YAYLA ŞENLİKLERİ  çerçevesinde yöremiz şairlerini anmak ve genç kuşaklara tanıtmak  amacı ile yaklaşık 1000 km lik yol katederek Sarıvelilere ulaştık. İstanbul’dan  Prof Kemal Yavuz, Prof Azmi Bilgin ve Doç. Ali Yılmaz ve ben Hasan Şimşek farklı tarihlerde yola çıktık, Konya’dan Halit Bardakçı, Balkusan’dan Habip Çalışkan, Antalya’dan Mustafa Ceylan ; Konya’dan Prof. Mehmet Akgül,  Doç. Dr. Orhan Yavuz,Eğitim Müfettişi Zafer Özer iş bölümü çerçevesinde benim sorumluluğum ve organizemi destekleyerek  üzerlerine almış oldukları görevleri hakkıyla yerine getirdiler. “Arşivlere Göre Sarıveliler” konusunu işleyen arkadaşımız Ali Yılmaz ciddi mazereti nedeni ile son anda gelemedi ve panelde okuyacağı metni göndermekle konuların işlenmesinde hiçbir aksama olmadı.  Sabahki etkinliği Sayın Prof.  Akgül, öğleden sonraki etkinliği ise Sayın  Rektör Mustafa Acar yönetti.  Görüldü ki Taşeli Yöresi şairleri ile de ünlü bir yöre. Belediye başkanımız  Sayın Hayri Samur’un bu etkinliği kitaplaştırması dileğimdir. Umarım Karaman İl Kültür ve Turizm  Müdürlüğü anmış olduğumuz bu şairleri not etmeyi bir görev sayar. Böylelikle bir eksikliğini gidermiş olur.

 

 

 

 

Geçen yazımda yol güzergâhında göreceğimiz şeyleri yazmıştım. Gördüklerimden beni dehşete düşürüp üzen Taşkent’teki doğal parkın içine beton bir bina yaparak doğallığı bozmaları. Buradan uyarıyorum: Taşkent’teki kayanın dibindeki park  ile anısı ve ortak paydası olan Taşkentlisi, Hadimlisi, Başyaylalısı, Sarıveliler ve Alanyalısı sizlere sesleniyorum.  Bina, kayanın dibindeki o güzle doğal ortama karga yuvası gibi oturmuş bir beton parçası. Doğal ortamı yok etmiş. Tabiri caiz ise Park’ın ırzına geçilmiştir. Henüz yapım aşamasındadır,  zararın neresinde dönülürse kârdır. Bu karga yuvası görümünde olan ve doğal dokuyu bozan inşaat derhal yıkılmalı ve yapılacak eklenecek bir şey varsa kayanın doğal ortamına uygun bir düzenleme yapılmalıdır. Tüm Taşkentli hemşerilerimin  bu çirkinliği yok etmeleri için sorumluluğa davet ediyorum.

Biz Sarıveliler’de kentin merkezindeki Barcın Oteli’nde kaldık. İhtiyaca cevap verebilecek nitelikte, bir otel. İşletenlerin biraz daha gelene gidene dikkat ederek kentin ilk görünen temsilcisi olduklarını unutmamaları lazım. Şehir her geçen gün biraz daha gelişiyor. Sokak ve caddeleri tutan destekleyen duvarlara Ermenek’tekinden daha fazla bir bütçe ayrıldığı ilk bakışta belli oluyor.

Kent merkezinde SAR-VER in 28-29 Haziranda açmış olduğu kermes büyük ilgi gördü, biz de ayranlarından afiyetle içtik ama yoğurtlarının yerel olmadığını da anladık.

29 Haziranda şairlerimizi anma etkinliğimiz sonunda Belediye Başkanı Sayın Hayri Samur, katılımcılara birer plaket takdimi yaptı.

30 Haziran 2013 Cumartesi günü “ Kardelen Şenlikleri “ nedeni ile doğal hayatın çok az bozulduğu yer olan Dumlugöze ( Muzvadi”’ye gittik. Nasıl mı? Bizi dostum Ali Korkmaz, Çevrekavak, Göktepe, Çukurbağ, üzerinden çok sıcak bir havada Ali Bey’in düldülünün rahatlığı sayesinde yukarı yoldan Geyik dağını, devasa katıran, çam ve meşe ormanlarını, gözleyerek Muzvadi’ye indirdi. Muzvadi’de 50 yıl önceki orta okul arkadaşım olan  Tahsin Yılmaz’ı buldum ve hasret giderdim. Festivalin protokol kısmının bittiğinde biz orda idik. Görkemli bir ilk öğretim okulu ve yeni yapılan bir öğretmen lojmanı ve çok çalışkan ve yetenekli Ömer Ali Bilgin adında bir okul müdürü var. Okulu gezdik.Kütüphanesini gördük, çocukların seviyelerine göre okuyacağı kitaplar yok gibi. Dumlugöze’ye kitap göndermek isteyenler benden ve  Bu e-posta adresi spam robotlarından korunuyor. Görebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir. Bu e-posta adresi spam robotlarından korunuyor. Görebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir. adesinden bilgi alabilirler.

Muzvadi, Çukurbağ ve Göktepe vadilerine kurulan HES’ler çevreye büyük tahribatlar yapmamışlar gibi gözükse de yaban hayatında yaşayan Geyik, dağ keçisi, ayı, kurt, tilki, kartal gibi hayvanların  iş makinalarının çıkardığı gürültü nedeniyle huzuru ve güveni kalmamış bir ortamları olduğu söylene bilir. Daran hariç çevredeki yerleşim birimlerinin hepsi vadi tabanına kurulmuş köyler  Çukurbağ ( 1346 m ), Muzvadi ( 1260 m ), Nadire’ye yakın yerlerde vadi tabanında yükselti 870 m lere kadar iniyor. Oralarda ufak tefek meyve ve sebzecilik yapkma imkânı olsa da orman arazisi kapsamında köylülerin elinden alınmış topraklar var. Dağlık, sarp, ormanlık ve derin vadilerle yarılmış bu yerlerde HES tesisleri ve göletlerden başka bir şey görmeniz mümkün değil. Muzvadi eteklerinde HES’ler suların tamamına yakınını almışlar gibi derelerde çok cılız akan sular var. Şurası bir gerçek ki  şimdilik kaydı ile HES’ler burada varlığı az olan  tarım alanlarını olumsuz olarak etkilemiş değil.

Geyik dağı eteklerinde İnsanoğlunun en az tahrip ettiği dağları ve vadileri Ali Bey’in JEEPİ  ( düldülü ) ile aştık. Geçtiğimiz yerlerde Ak Partili dostlarım şımarmasın zeytin çekirdeğini dolduracak çukurları bulamazsınız. Yollar gerçekten güzel. Sarıveliler’in Adiller Mahallesi’ndeki oval kavşak büyük kent merkezlerindekinden çok daha temiz ve güzel görünüyor.

Ali Korkmaz Bey ile İmparator Zenon’un ( Büyükkarapınar- Elmayurdu ) yani bizim köyün yaylasına da gittik. Eski muhtar Ali Sezer’in bahçesinden taze kiraz toplayıp İstanbul’a getirme şansını da bulduk.

Sarıveliler yaylalarında otlayan sürüleri ve dağ evlerini gördük. Küçük Karapınar Yaylası’nda çocukluk arkadaşım Prof Kemal Yavuz’un eniştesi Safi Atalay ve ağabeyi Hasan Atalay’ın muhteşem manzaralı yayla evlerinde bülbül sesleri içinde bir öğle yemeği yerken doya doya karşı dağları gözledik ve çocukluğumuzu yaşadık derken geçen yıllarda karşı dağlardan gelen keklik seslerinin artık işitilmez olduğu da söz arasında bize söylendi.

Altı günlük, Orta Toroslar gezisinde yaşadıklarım ve gördüklerimden kesitler verdim. En çok memnun olduğum bir şey de dağlarda, kırlarda  otlayan hayvan varlığını görmüş olmamdı. Öyle anlaşılıyor ki devletin belirli organları hayvanların yaşam alanlarını daraltan gayretkeşliklerini  6111 sayılı yasa ile kaybetmişler ve hayvanların dolaşım hakkını engelleyemez olmuşlardır.

30-40 yıl önce gurbete giden  Sarıveliler halkının Ermenek Otobüs İşletmelerinde uğradıkları haksızlık, itilip kakılma  nedeni ile kızan Sarıveliler halkına şu mesajı vermeliyim. Aynı şeyi kendi otobüs işletmeleri de bana da yapıldı.  Önceden telefonla yer ayırttığımız hâlde bize sondan bir önceki 25 numarayı reva gördüler. Bağajlarımız da bir hayli hırpalandı. Ön taraflarda bir yerlere oturamama doğadaki gözlemlerimizi etkilese de güneş görmeyen bir yerde oturduğum için rahat bir yolculuk yaptım.

Önümüzdeki yazılarımda güzel bir kent olma yolunda ilerleyen Sarıveliler ve çevresinden bahsetmeye devam edeceğim. 01.07.2013. Hasan ŞİMŞEK