KARAMANOĞLU MEHMET BEY ÜNİVERSİTESİ BULUNDUĞU İLİN DİNAMİZMİNE AYAK UYDURAMIYOR!
- Detaylar
- Kategori: Köşe Yazılarım
- Yayın tarihi: Cumartesi, 25 Ekim 2014 00:00
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 1896
KARAMANOĞLU MEHMET BEY ÜNİVERSİTESİ BULUNDUĞU İLİN DİNAMİZMİNE AYAK UYDURAMIYOR!
22 Ekim 2014 Çarşamba günü Doğan Hızlan’ı Hürriyet’teki köşesinde haber/kültür konusunu işlerken - yapılan etkinlik nedeniyle- yazının konusu olan çalışmalardan dolayı Ardahan Üniversitesi’ni överken imrendim. Habere konu olan etkinliği Doğan Hızlan şöyle anlatıyor:
“Ardahan Üniversitesi’nde 13-16 Ekimi 2014 arasında düzenlenen konferanslar dizisi gerek dil gerek dünya kültürü açısından çok önemliydi. Etkinliğin başlığı “ 1.Uluslararası Tehlike Altındaki Diller Konferansı”
Dil ile kültür arasındaki bağı düşündüğümüzde, bu konferansların yankısının, ileriye dönük çalışmaları güçlendireceğine inanıyorum.
Ardahan Üniversitesi Rektörü Kafkasya Üniversiteler birliği Başkanı Prof. Dr. Ramazan Korkmaz’ı bu konudaki çalışmalarından dolayı kutluyorum.
Üniversitelerin, akademisyenlerin çalışmalarının güncelin ötesine geçmelerini, bir bakımdan da güncelle kalıcı olan arasında bağlantı kurmalarını beklerim.
Konferans sırasında katılımcıların Ardahan Kongre Merkezi Müzesi’ni de gezdiklerini okudum, bir müzenin varlığı o üniversiteye ayrı güç verir.
Bu konferansa Türkiye’den ve yurt dışından 40 bilim adamı katıldı. Akademisyenler, dünya üzerindeki tehlike altındaki diller üzerine yaptıkları konuşmalar, bir dil coğrafyası atlası ortaya koymuş oldular.
Kafkas Üniversiteler Birliği’ne üye olan üniversitelerin yerleşmiş olduğu bölgelerin zengin ve çeşitlilik gösteren dillere ev sahipliği yapması ana sebep elbette. Üstelik bu dillerden çoğu kaybolmaya yüz tutmuş ve tehlike sınırı içerisinde diller. Haliyle bu konferansın özellikle Ardahan’da yapılmasına haklılık kazandırdığı gibi, üniversite son derece önemli bir işe ev sahipliği yapmış durumda.
Kültür, sanat alanında yapılan çalışmalara basının uzak durmasını her zaman eleştirdim. Çünkü medyanın bu etkinlikleri topluma duyurmak görevidir. Bu konferansla ilgili basında çok yazı yayınlandı, haberin yanı sıra yazarlar bu konunun önemine değindi.” diyerek yazısını bitiriyor.
Böyle bir girişten sonra şimdi KMÜ’ye gelelim: Adını ilk defa Türk dilinin her alanda kullanılması ile ilgili bilinen ferman yayınlayan Karaman’ın oğlu Mehmet Bey’den alan bu üniversite, dil adına bugüne kadar ne yaptı?
Yaklaşık bundan beş altı yıl önce İstanbul-Topkapı’da bir otelde Sayın Rektör Gökmen’in de katıldığı bir toplantıda dil adına ne yaptıklarını sormuştum. Doyurucu bir yanıt alamamıştım. Kendileri her alanda değil ama belli alanlarda öne çıkan bir üniversite olacakları şeklinde bir açıklama yapmıştı. Aradan 6- 7 yıl geçti KMÜ hangi alanda üniversitelerarası bir yarışta öne çıktı açıkçası bilmiyorum. Bilen varsa çıksın söylesin.
Geçen yıl, KMÜ kendi güvenliklerini, geliştirdikleri bir proje ile sağladıklarını ve aynı projeyi sanayiye de uygulayabilecekleri duyurusunu yaptılar ve internet sitelerinde haber olarak verdiler ama proje hayat geçtikten hemen sonra üniversite öğrencisi olmayan biri üniversiteye girerek bir öğrenciyi öldürdü haberi duyuldu. Karaman basını ve kamuoyu bu olay üzeride ayrıntılı durmadı. Kendi güvenliğini sağlayamayan bir üniversite çevredeki sanayi kuruluşlarına nasıl proje ile güvenlik sistemi geliştirip kuracaktı, bilemiyoruz. Ayrıca sanayi kuruluşlarından kaç tanesi üniversitenin güvenlik projesi ile ilgilendi onu da bilemiyoruz.
Benim bu yazıda esas vurgulamak istediğim esas konu: Türk dilinin başkenti olduğu iddia edilen bir kent merkezindeki üniversitenin dil alanında çalışmaları ile öne çıkamamış, bu konuda bir varlık gösterememiş olmasıdır.
Karaman’da ne yazık ki kentin iç dinamikleri ve sanayinin gelişimine paralel olarak üniversite kendi gelişimin sağlayamıyor, sanayiye ve kente öncülük yapacağı yerde kabuğuna çekilmiş, içine kapanık bir seyir izlemeye devam ediyor.
En son olarak, 24 Ağustos 2014 Pazar günü kaybettiğimiz Türkiye’nin yetiştirmiş olduğu en büyük şairlerden biri olan Bekir Sıtkı ERDOĞAN hakkında KMÜ ne yaptı ne yapmayı düşünüyor? Biliniyor ki dili en iyi kullanan ve dilin gelişmesini sağlayan şairlerdir. Geçen cumartesi bir şiir dinletisine gitmiştim, orada bir Türkmenistanlı bestekâr Gül Murat Kenjayew “Şiir olmadan, şarkı olmaz.” demişti. Bekir Sıtkı Erdoğan’ın şiirlerinden üretilen şarkı ve türküler Anadolu insanının ortak düşüncesine tercüman olurken, en üst seviyede heyecan, hüzün ve coşkuyla karışık ümit veriyor. Adını Türk dilinin gelişmesi için ferman yayınlayan Mehmet Bey’den alan bu üniversitemizden yörenin bir insanı olarak, Türkiye değil, dünya çapında Türk dili adına ses getirici çalışmalar bekliyoruz. Öyle görülüyor ki KMÜ’nün bilim adına yaptığı çalışmaları ve başarıları il’de bile ses getirici nitelikte görülmüyor. 25.10.2014. Hasan ŞİMŞEK