MUSTAFA KEMAL’İ SAMSUN’A KİM GÖNDERDİ?
- Detaylar
- Kategori: Köşe Yazılarım
- Yayın tarihi: Pazartesi, 25 Mayıs 2015 00:00
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 1937
MUSTAFA KEMAL’İ SAMSUN’A KİM GÖNDERDİ?
Mustafa Kemal’i Samsun’a kim gönderdi, sorusunu yanıtlamadan önce bazı tarihi olayları birer cümle ile hatırlatalım.
30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Anlaşmasına göre Osmanlı Devleti sınırları içinde asayişi sağlayacak kadar bir jandarma gücünün dışında ordu terhis edilip dağıtılmış ve silahlar toplattırılmıştı.
250 bin civarında şehit vererek Çanakkale Boğazı’nı aşamayan İngilizler Mütareke Anlaşması sonrası Padişah Vahdettin’in oturduğu Dolmabahçe Sarayı önüne gemileri ile gelip demir atmışlardı. Düşman zırhlılarının toplarını Saraya çevirmesi, Padişah’ı çaresiz hiçbir şey yapamaz konuma sokmuştu.
Mondoros Ateşkes Anlaşmasına göre İtilaf Devletleri kendilerini tehdit edecek bir durum çıkması hâlinde istedikler yeri işgal edebileceklerdi.
İtilaf Devletleri ateşkes anlaşmasının hükümlerine dayanarak 1 Kasım 1919’dan itibaren Musul, İskenderun, İstanbul ve Çanakkale boğazları ve daha sonra Trakya ve Anadolu’nun çeşitli bölgelerini işgal ettiler.
15 Mayıs 1919’da Yunanlılar İzmir’i işgal etmişlerdi. 16 Mayıs 1919 tarihinde Mustafa Kemal’in Bandırma Vapuru ile Samsun’a hareket etti. Samsun ve kıyılar İngilizlerin kontrolü altında idi.
1789 Fransız İhtilali ile İmparatorluk bünyesi içindeki kavimler ( milletler ) arasında Batılı güçlerin etkisiyle milliyetçilik şuuru arttı. Devlet otoritesi zayıfladıkça Özellikle Rumlar ve Ermeniler kendilerini güçlü buldukları yerlerde oradaki Türklere eziyet eder hâle geldiler. Mütareke’den sonra kolu kanadı bağlanan Osmanlı Devleti’ne karşı ayrılıkçı güçler özellikle kıyılarda Rumlar Türklere karşı huzursuzluk çıkarmaya başladılar.
Mustafa Kemal Samsun’a çıktığında şehir güvenlikte değildi.
Daha birkaç gün önce ( 15 Mayıs 1919 ) İzmir’in Yunan kuvvetleri tarafından işgal olayı bu bezgin ruhlara ayrıca bir yıldırım darbesi gibi inmişti. Yunan gemileri Karadeniz’de dolaşıyordu. Samsun’un çevresi Pontus eşkıyasının elinde gibiydi. Şehrin içinde 200 İngiliz askerinin varlığı, yerli Rumları şımartıyordu.
Kasaba ve köylerin bütün gayreti Pontus Rumların saldırılarına karşı kendilerini korumaktan ibaretti. Diğer yandan İngilizler, İstanbul’da hükümetini sıkıştırarak Samsun ve çevresindeki Pontus Rumlarının can güvenliğinin koruması için önlem almalarını talep ediyordu. İşte bu talepler doğrultusunda Mustafa Kemal, IX. Ordu Müfettişi ve Padişah Yaveri Tümgeneral unvanı ile 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basar.(1 ).
M. Kemal, Samsun’dan, Erzurum’da bulunan XV. Kolordu Kumandanı Kâzım Karabekir Paşa’ya çektiği 21.05.1919 tarihli telgrafında “ Umumi hâlimiz vahim, üzüntülüyüm, Millet ve memlekete borçlu olduğumuz en son vicdani vazifemizi yakından ve bir arada çalışarak, en iyi ifa etmek mümkün olacağı kanaati ile bu son memuriyeti kabul ettim. Bir an evvel zatıâlinizle buluşmak arzusundayım…”
Bu telgraftan da anlaşılacağı üzere Mustafa Kemal Samsun’a resmi görevle gider. Görünürdeki görevi, Samsun ve çevresindeki Pontus Rumlarının ve Türklerin durumunu inceleyip İstanbul Hükümetine rapor etmektir. Zaten bu amaçla Samsun’a gönderilmişti.
Esas görevine gelince,
Mustafa Kemal’in Anadolu’ya gitme nedeni ve planları son olarak Şişli’deki evinde 26 Şubat 1919’da bir veda toplantısında gözden geçirilir.
Mustafa Kemal, Mütareke yapıldıktan sonra İstanbul-Şişli’deki evinde vatanın içinde bulunduğu durumdan nasıl kurtulabileceği planlarını yaparken, yukarıda açıkladığımız gibi Samsun ve Çevresindeki Pontus Rumlarına baskı yapılıyor, diye İngilizler hükümete baskı yapıyordu. Durumu yerinde görüp inceleme yapmak amacı ile Mustafa Kemal’i Samsun’a müfettiş olarak göndermeyi planladılar. Amaç Mustafa Kemal’i İstanbul’dan uzaklaştırmaktı. Zira İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal’in bir Hükümet değişikliği yapacağı endişesini hep içine taşıyordu. Bir an önce bu tehlikeli adam buradan gitmeliydi. Hükümetin hesabı böyle idi. M. Kemal Anadolu’ya geçmek için bir fırsat kolluyordu, şimdi bu fırsat eline geçmişti.
O dönem Genel Kurmay Başkanı Fevzi (Çakmak )Paşa, Harbiye Nazırı (Bakanı ) Şakir Paşa’dır. M. Kemal’in yaveri Cevat Abbas, hanımı tarafından Şakir Paşa ile akrabadır. O, Mustafa Kemal’in üstün kişiliğini, kahramanlığını İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne karşı olduğunu zaman zaman aileye ve dolaysıyla Şakir Paşa’ya ulaştırır.
M. Kemal, Harbiye Nazır Şakir Paşa’nın da yardımı ile kendisi tarafından görev tanım yapılan yazısını hükümetten alacaktır. Ordu müfettişi olarak Doğu illerindeki birliklere olduğu gibi vilayetlerde valiliklere de emir verecektir. Daha sonra Mustafa Kemal “ Bana bu selahiyeti onlar bilerek ve anlayarak vermediler.” diyecektir.
16 Mayıs Cuma günü Samsun yolculuğuna çıkmadan önce Padişah Vahdettin’i ziyaret eder. Padişah “ Görüyorsun, ben artık memleket ve milleti nasıl kurtarmak lazım geleceğini tasavvurda tereddüte düçar oluyorum.” diyerek çaresizliğini dile getirmiştir.
Mustafa Kemal ,İstanbul’dan çıkarken Padişah’ın ona verdiği görev, ancak Samsun havalisinde Rum çetecileriyle Türkler arasındaki çatışmaları önlemekti..Ama şimdi Amasya’da yeni bir hükümet kurulması konuşulmaktadır…Camilerde,evlerde,İstanbul hükümetinin artık iradesine sahip olmadığı ,Padişah’ın düşman esareti altında bulunduğu , halkın kendi işin kendisi görmesi gerektiği sözleri işitilmektedir.
Ali Fuat Paşa’ya göre, yeni bir hükümet kurma fikrini
“ Anadolu milli hareketinin esaslarını, Atatürk’ün Şişli’deki evinde yalnız ikimiz hazırlamıştık.” diye anlatır..
Mustafa Kemal İstanbul’dan hareket etmeden önce bir kolordu müfettişinin görevlerinin ötesinde olağanüstü yetkilerle donatılmış bir görevle Anadolu’ya çıktı. 3 Haziran 1919 tarihi ile Havza’dan e acele kaydı ile Samsun, Erzurum, Ankara, Diyarbakır’daki Kolordu Kumandanları ile Konya’da ordu müfettişi Mersinli Cemal Paşa’ya ve Sivas, Kastamonu, , Van valilerine çektiği şifre telgraflarda
“ Milletin istekleriyle şimdiki hükümetin tutum, görüş ve davranışları arasında uyarlık yoktur. ” diyerek onları uyarmıştır.
Ş.Süreyya Aydemir’e göre “ Mustafa Kemal’in Anadolu’ya gönderilişinde, son Padişah Vahdettin’in gizli hesapları olduğu , onu kendisinin seçtiği , yetkilendirdiği, onu desteklediği ona büyük paralar tahsisi ettiği , hulasa Vahdettin’in nerdeyse milli hareketin öncüsü olduğu gibi yazılar, iddialar, son zamanlarda belli kaynaklardan ortaya sürülmektedir..Bunların gerçekle bir ilgisi yoktur. Bunları doğrulaycak tek belge,hatta işaret mevcut değildir.” diye yazar.
M. Kemal, 09.06.1919 tarihli telgrafında Ordu ve Samsun maliyesinde sadece bir istimbotun İstanbul’a kadar kömür ve benzin parası dahi bulamadığını yazar. Özetlemek gerekirse M. Kemal’in Anadolu’ya bol para ile gönderildiği tezi kocaman bir yalandır. Olayların akışı Mustafa Kemal’in Anadolu’ya gidişini kolaylaştırmakla birlikte zorlu bir yolculuk olduğu tarihçiler tarafından bilinir.
1 Kasım 1922’de hilafet ve saltanat birbirinden ayrılarak saltanat kaldırıldı.17 Kasım’da Vahdettin İngiltere hiameyisene sığnarak Malaya zırhlısı ile Maltaya kaçmıştır. Vahdettin Yurtdışına gönderilince topu topu 30.000,00 TL bir para ile gider. Başka parası yoktur. O parayı da San Remo’da çapkın ve serseri kayınbiraderi Çerkez Albay Zeki ile eski İttihatçı muhaliflerinden Gümülcineli İsmail gibi macera adamlarına kaptırdığı bilinen bir gerçektir. (2 ) Nitekim Vahdettin İtalya’da parasızlıktan kaldığı kira evinin elektrikleri, suları kesilmiş, orda hayata gözlerini yumduğu zaman yanında bulunan para, komodinin gözünden çıkan 25 kuruştur.
Sonuç olarak, Mustafa Kemal’in Anadolu’ya gidişi Vahdettin tarafından bir vazifelendirme değil, bizzat Mustafa Kemal’in durumdan vazife çıkararak Anadolu’ya yönelişidir. İstanbul Hükümeti, kendilerine zarar verir düşüncesi ile Anadolu’ya onun gidişin kolaylaştırmıştır. Görev yazısın ve sınırlarını bizzat Mustafa Kemal amaçları doğrultusunda kendi kaleme almıştır.25.05. 2015. Hasan ŞİMŞEK
_________________________________________________________________________
1) Dokuzuncu Ordu Heyetinde Albay Refet ( General Refet Bele), Ordu Kurmay Başkanı Albay Kazım (Dirik), Yarbay Mehmet Arif, Şube Müdürü Binbaşı Husrev ( Gerede), Topçu Kumandanı binbaşı kemal,ordu sağlık Bakanı Albay İbrahim Tali (Öngören ), Yardımcısı Dr. Binbaşı Refik (Saydam), Başyaver Yuzbaşı Cevat Abbas,…).
2) Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam, II. Cilt.