TARİHİ TALAN EDİLEN ANTİK KENTLER

TARİHİ TALAN EDİLEN ANTİK KENTLER

Ülke genelinde yabancılar ve onların yerli işbirlikçileri, yerelde define avcıları, tarihi yapılar ve kalıntılar üzerine büyük tahribat yaptıkları bir gerçektir.

Taşeli Yöresi’ndeki sit alanlarını, tarihi antik kentlerin ve yapıların nerede, ne durumda ve hangi döneme ait olduğunu en iyi bilenler Kültür Bakanlığı değil define avcılarıdır.

Tarihi yapıları korumakla görevli bakanlığın mensupları doğrusunu isterseniz bu konu ile pek ilgilenmemektedirler, ilgilenseler bile yeterli bütçeleri olmadığından bir şey yapamamanın çaresizliği içindeler. İşte Prof. Dr. Mimar Turgut Saner bir yıl önce gördüğü tarihi kemerin bir yıl sonraki talan edilmiş hâlini aşağıya yazmış, biz de size onun yazdıklarını nakledeceğiz.

“ 2009 yılı çalışması, 2008 yılında belgelenmesi tamamlanan kilise kalıntısını, bazı eksiklikleri gidermek için kısaca ele almak, köy içinde saptanan bezemeli mimarî parçaları ölçmek ve yukarıda anılan tahkimatı belgelemekle sınırlıydı. Ancak kilise kalıntısının, 2008 yılında, ekibimizin çalışmasının ardından yasa dışı bir kazı ile kısmen tahrip edilmesi sırasında yeni mimarî veriler ortaya çıkmış ve bu nedenle 2009 çalışmasının önemli bir bölümü yine aynı kalıntıya ayrılmıştır 8 kazının yol açtığı durum aşağıda başlık altında aktarılmaktadır..

Kilise kalıntısının kazadan sonra görülür olan batı duvarı, kuzey duvarının yeni ortaya çıkan kısımları,zemin elemanları ( kayaya oyulmuş döşeme seviyesi ve bazı döşeme taşları ) ve yine kazı sonucu ortaya çıkmış bir paye başlığı ölçülerek belgelenmiştir.

2008 yılında ekibimiz tarafından ele alınan kilise kalıntısı, büyük bir olasılıkla yukarıda sözü edilen yazıtta adı geçen Aziz Sokrates’e adanmış, ancak henüz bilim çevreleri tarafından tanınmayan bir 5.yüzyıl yapısına aittir; bu yönleriyle ve yine bir olasalıkla İmparator Zeno’un etkinliklerine ait olmasıyla kalıntı Geç Antik Çağ arkeolojisi ve mimarlığı içinde özel bir önem taşımaktadır. Kalıntının korunma durumu iyi değildir, yine de bu hâliyle 2008 çalışması içinde ayrıntılı olarak belgelenmiştir.

Sözlü bilgilere göre 2008 yılının sonbaharında bir iş makinesi ( dozer/kepçe ) ile harabeye girilmiştir. Yapıya batıdan sokulan ağır aracın izleri zeminde belli olmaktadır. Toprak ve moloz batıdan başlayarak kaldırılmış, derine inilerek doğuya doğru sürülmüştür. Burada yığılan molozun bir kısmı, kilisenin yer aldığı yükseltinin doğu yamacından aşağıya dökülmüştür, bir kısım da yapının kuzeydoğusunda birikmiştir. Bu faaliyet sırasında kilisenin kuzey duvarına ait yeni bir duvar parçası,  hem de zemin seviyesi ve zemin döşemesine ait kaplama blokları açığa çıkmıştır. Kilisenin ayakta duran tek kemeri bozulmamış, ancak bunun hemen kuzeyinde, yani yapının içinde zeminin de altına inilmiştir.özellikle bu durum kemerin budan sonra uzun süre ayakta kalmasını tehdit eder boyuttadır.2008 yılında ölçülen , kuzeydeki kemer sırasına ait ayak kalıntısı ise yerinden sökülmüştür.” diye yazar Prof. Dr. Turgut SANER (1 )

Sayın bilim adamının anlattığı yer yani Aziz Sokrates Kilisesi’nin bulunduğu tepeye arazi jeepleri filan çıkamaz, ancak patentli araçlar çıkabileceği bir yer. Böyle bir yere dozer/ kepçe ile çıkıp tarihi yapıda define arama adına antik çağa ait yapıyı tahrip etmek bu ülkeye ve yöreye yapılan en büyük hainliklerden biridir, çılgınlıktır.

Kültür varlıklarımızı korumak ve gelecek kuşaklara iletmek ve insanlığın hizmetine sunmak her vatandaşın görevidir.

---------------------------------------------------------------------

$11)      SANER,Turgut, Büyükkarapınar Zenonopolis-Isaurada Çalışmaları-2008-2009, Kültür Bakanlığı Yayınlarından ( A. Naci Toy- Candaş Keskin)