ZEYTİNDAĞI 45 YILDIR BİTİREMEDİĞİM KİTAP!

ZEYTİNDAĞI 45 YILDIR BİTİREMEDİĞİM KİTAP!

Hafızam beni yanıltmıyorsa 1969 yılında Prof. Dr. Orhan Oğuz’un Milli Eğitim Bakanlığı, Demirel’in Başbakanlık yaptığı dönemde, kültürel hayatımızı zenginleştirme adına 1000 temel eser yayınlanmasına karar verilmişti. Bu eserlerden 100 kadarı basıldı ve arkası gelmedi, ben o zaman bu kitapların çoğunu öğrenci bütçemle satın almıştım. Falih Rıfkı Atay tarafından yazılan Zeytindağı kitabı da bunlardan biri idi.

Falih Rıfkı Atay birinci Dünya Savaşı’nda, Suriye Cephesi’nde bulunan 4. Ordu Komutanı Cemal Paşa’nın emir subayı olarak Filistin ve Suriye’de bulundu.

Falih Rıfkı Atay, “Ölberg, Zeytindağı’nın Almancası! Cebelizzeytûn Arapçası, Zeytindağı sadece kitabımın adı.” diye başlıyor söze:

Biz şimdi kırkına yaklaşan, Osmanlı imparatorluğunun son gençleriyiz. 914’te üç, beş yedi yaşında bulunan çocuklar, bugün yeni Türkiye’nin gençleri olmuşlardır ve hatıralarında İmparatorluktan hiçbir iz kalmamıştır.İşte onlara saltanatın,Suriye’de, Filistin ve Hicaz’daki son yıllarını anlatmak istiyorum.

Karargâh Kudüs’te, Zeytindağı’nın tepesindeki Alman misafirhanesinde idi. Şehre vardığım zaman iki gümüş çeyrekten başka param yoktu. Hemen karargâha yerleşmezsem, ne geri dönebilirim, ne de otelde kalabilirdim.  

Zeytindağı’nın tepesindeyim. Lût denizine ve Gerek Dağlarına bakıyordum. Daha ötede, Kızıl Deniz’in bütün sol kıyısı, Hicaz ve Yemen var. Başımı çevirdiğim zaman Kamame’nin kubbesi gözüme çarpıyor. Burası Filistin’dir.Daha aşağıda Lübnan var; Suriye var; bir yandan Süveyş Kanalı’na , öbür yandan Basra Körfezi’ne kadar çöller, şehirler ve hepsinin üstünde bizim bayrağımız! Ben bu büyük imparatorluğun çocuğuyum.

Çıplak İsa, Nâsıra’da marangoz çırağı idi; Zeytindağı’nın üstünden geçtiği zaman, altında kendi malı bir eşeği,vardı. Biz Kudüs’te kirada oturuyoruz. Halep’ten bu tarafa geçmeyen şey, yalnız Türk kâğıdı değil, ne Türkçe ne de Türk geçiyor.

Floransa ne kadar bizden değilse, Kudüs de o kadar bizim değildir. Sokaklarda turistler gibi dolaşıyoruz.

Kamame Kilisesi’nin Hristiyan milletler arasında bölünmüş olduğunu bilirsiniz. İçerisinin her parçası ve kilisenin her hizmeti bir başka cemaatindir. Bu cemaatler yalnız anahtarı pay edememişlerdir. Anahtar bir hocada durur. Bütün bu kıtalarda biz işte bu hocanın görevini yapıyoruz. Ticaret, kültür, çiftlik, endüstri, binalar her şey Arapların veya başka devletlerin… yalnız jandarma bizim idi; jandarma bile değil jandarmanın esvabı ( giysi, elbise ).

1915-1918 yılları arasında dördüncü ordu komutanı olan Cemal Paşa’nın özel kalem müdürü olan yedek subay Falih Rıfkı Atay, Zeytindağ adlı kitabında yukarıda sözü edilen topraklarda, İngilizlerin  Almanların, Arapların ve Türklerin rollerini bütün çıplaklığı ile gözler önüne seriyor. Uluslar arası ticaret ve siyasetle uğraşan her Türk gencinin okuması gereken bir kitaptır. Bugünkü Irak ve Suriye olaylarını Falih Rıfkı’nın Zeytindağı kitabında yaşarsınız.

Son olarak ben 1969’da okuyamayıp yarım bıraktığım ve defalarca muhtelif tarihlerde okuma niyetiyle başladığım ama bir türlü bitiremediğim 172 sayfalık kitabın tamamını 2012  basımı Pozitif Yayınları’nın Hürriyet gazetesi için hazırlamış olduğu yeni baskısından okudum. Çoğu  kitaplarım elden çıkmış olsa da Devlet Kitapları tarafından basılıp herkes okusun diye 1 ( bir TL )’ye satın aldığım kitap hâlâ duruyor. Osmanlı kültürü ile yetişmiş bir yazarın Osmanlı tarihinden kesitler vererek yazdığı bu kitabı günümüz Osmanlıca sevdalılarından kaç kişi okudu bilemiyorum. 15.12.2014. Hasan ŞİMŞEK.