MOSKAVA’NIN DİNMEYEN ÖFKESİ

MOSKAVA’NIN DİNMEYEN ÖFKESİ

Soğuk Savaş sonrası dağılan Sovyetler Birliği Rusya Federasyonu adı altında derlenip toparlanmıştır. Şu anki yönetim, başta devlet başkanları Vladimir Putin başbakanları Dmitry Medvedev olmak üzere on yılı aşkın süredir Rusya’yı yönetiyorlar.

Bu ikili dağılan gücünü kaybeden Sovyetler Birliği’ni sıkı ve otoriter bir yönetim anlayışı ile tekrar eski hâline getirme yönünde büyük hamleler yaptı.  ABD ve AB  ile rekabet edebilir bir duruma getirme gayreti içindeler. Büyük ölçüde başardılar da, bu başarının Putin’e verdiği güç, onu daha da emperyalist bir politika izlemesine neden oldu. Dağılan ve kaybedilen güçlerine güç katma ve kendilerini ispatlama adına, Baltık ülkelerine, Ukrayna’ya ve Kırım’a karşı genişleme ve toprak ilhak etme eylemlerine dur deme adına Batılı ülkeler özellikle AB ve ABD Rusya’nın yayılmacı politikalarına karşı  sıkı bir ambargo uygulamışlardır. Uygulanan bu ekonomik ambargo Rusya’yı bunaltmıştır. Diğer yandan IŞİD tarafından Mısır’da düşürülen uçakları, yine Rus SU-24 tipi savaş uçaklarının Türk F-16’ları tarafından düşürülmesi Rus Devlet Başkanı Putin’in dünyaya meydan okurcasına uyguladığı genişleme siyasetini yerle bir etmiş, onun ve Rus halkının psikolojisini telafisi güç bir çıkmaza sokmuştur.

 İşte bu nedenle Türkiye sınırlarını ihlal eden ve dur ihtarına karşı uymayan uçağın düşürülmesi eyleminde Türkiye’den özür talep eden Putin “ Yavuz hırsız ev sahibini bastırır. “ anlayışından yola çıkarak tehdit üstüne tehdit, şantaj üstüne şantaj, ambargo üstüne ambargo akıllarına ne gelirse Türkiye’ye zarar verecek her şeyi başbakanları Dmitry Medvedev ve Dışişleri  Bakanları Sergey Lavrov, Rus Parlemantosu ve halkı ile birlikte Türkiye’ye top yekûn hücum ediyorlar.  Neler söylemiyorlar ki:

* Rusya’da iş yapan yatırımcılara engel,

* Gümrük kapılarında Türk mallarına giriş ve çıkışlarda engelleme,

* Türkiye’ye turist göndermeme, özel uçaklara uçuş yasağı,

*Türkiye’den ithalatını yaptıkları gıda ürünlerini durdurma

* Parlamentolarından Ermeni soykırımı yalanını önceleri defalarca geçirdikleri hâlde yeniden geçirme teşebbüsü

* Ayasofya Müzesi’ni kiliseye çevirme teklifleri,

Rusya yönetiminden, parlamentosundan ve halkından bize karşı tarihin derinliklerinden gelen ciddi bir düşmanlık var. Nerdeyse bir kaşık suda boğacaklar. Hâlbuki son 30 yılda Rusya ile ilişkilerimiz mükemmel ölçüde iyi gitmiş, yeni nesil eski Çarlık Rusya’sının ve Stalin Dönemi’nin Türkiye üzerindeki emperyalist emellerini bilmiyor. Biz NATO’ya Rus tehditlerine karşı kendimizi korumak amacı ile girdik. Stalin’in Kars ve Ardahan’dan toprak talebi sonucu NATO’ya girmeyi zorlayan Rusya’nın yayılmacı politikasıdır. İşte bu gün de bu yayılmacı politikalarına karşı, tekerlerine taş koyan bir Türkiye var.( bkz. www. ermenekinsesi.com internet sitesinde ) Putin buna bozuluyor, yoksa bir uçak düşmüş bir Rus pilotu ölmüş onun için o kadar önemli değil. Mısır dönüşü IŞİD’in düşürdüğü uçakta 230 civarında insan vardı. Rusya yöneticileri ve halkı dünya ölçülerinde duyulacak bir tepki vermediler. Çünkü Türkiye’nin düşürdüğü savaş uçağı nedeni ile Rus liderinin kendi halkı ve dünya önünde gücünün büyüsü yok edilmiş, hiçe sayılmıştır. İşte Rusya’yı çıldırtan ana nokta Putin’in “ Bizi sırtımızdan vurdular! “ demesinin özü budur.

Türkiye- Rusya ilişkilerinde İsmet Paşa’nın Kıbrıs olayları sırasında ABD Cumhurbaşkanı’nın tehdidi  üzerine “ Büyük devletlerle ilişkiler, ayı ile yatağa girmeye  benzer.” sözü ile bugünkü Rusya ile yaşananlar aynı.

Rus SU-24 tipi savaş uçağının Türkiye tarafından düşürülmesi ile birlikte Rus halkı, parlamentosu hiçbir sorgulama yapmadan Devlet yönetiminin yanında yer almıştır.

Çar Deli Petro’dan bu yana Rusya’nın yayılmacı politikası ve Osmanlı toprakları üzerindeki gözü  hiçbir dönemde bitmemiştir. Oysaki son 30 yılda Türkiye vatandaşları Rusya ile bir dostluk ve kardeşlik ilişkisi içinde yaşamaktadır. Türk kamuoyu Rus halkına karşı sıcak bir tavır sergilerken onların bizim hakkımızda bilinç altından sökülüp gelen düşmanca tavır almaları anlaşılır değil. Biz nasıl onların uçağının düşürülmesi olayında empati yapıyorsak, onlar da savaş hâli olan bir sınır bölgesinde -kimseyi takmayan çok ciddi bir sınır ihlali yapan savaş uçaklarının pilotları hakkında empati yapmaları gerekir. Ama Rus halkında böyle bir düşünce yok görünüyor. Öyle anlaşılıyor ki biz Devlet ve sivil toplum örgütleri olarak Rus halkına karşı halkla ilişkiler yönünden iyi çalışma yapmamışız, bu eksiklik mutlaka giderilmelidir. Bu arada yukarıdaki düşüncelerimi de doğrulayan İlber Ortaylı’nın 29 Kasım 2015 sabahı saat 10.00’da CNN TÜRK’te Hakan Çelik’in sabah programında söylediği şu söz ( mealen ) çok önemli “ İkinci Dünya Savaşı’nda Rusya’da taş üstünde taş kalmadı, Almanlar Rus topraklarını yerle bir etti. Ruslar bunu unuttular, onlar karşı bir düşmanlık hissi değil dostluk hissi ile yaklaşırken Türkiye’ye karşı düşmanca tavır beslemeleri anlaşılır gibi değil.” diyerek Rus halkının çelişkili tavrını ortaya koymuştur.

Sonuç olarak 1. Türkiye bu olayda vakur bir duruş sergilemiştir. Ülke sınırları yolgeçen hanı olamaz. Mesajın vermiştir.

2. Rusya’nın Türk iş adamlarına ve mallarına karşı aldığı ekonomik önlemlerden en fazla zarar görecek olan Rusya’dır. Türk halkı buna katlanmalıdır.

3. Rusya’nın Türk mallarına karşı almış olduğu yasaklama kararı en çok bizim güney komşularımız olan Antalya ve Mersinli üreticileri etkileyecektir. Bu nedenle ben her gün domates, biber, salatalık, patlıcan, kabak … gibi sebzelerden ve yasak kararı koydukları meyvelerden birer tane fazla tüketerek vatandaşlarımıza destek vereceğim.

4. Türkiye, Rus yönetiminin düşmanca tavrına karşı, halkı ile dostça geçinme niyetinde olduğunu ve Rus halkına karşı düşmanca bir tavır takınmadığını ve takınmayacağını her fırsatta işlemelidir.

5. Geçmişte Rusya yönetiminde çok zalim Çarlar gelip geçti. Stalin Ahıska ve Kırım  Türklerini darmadağın etti. 50 yıl bir Soğuk Savaş dönemi yaşadık. Putinler, Medvedevlerin, Lavrovların şantajları ve tehditleri de gelip geçer. Tarihte biz daha kötü örneklerini yaşadık. Rusya Batı ile birlikte güçlerini Türkiye’ye karşı birleştirmediği zaman Türkiye zararına hiçbir şey yapamaz, tarih böyle yazar.  Yeter ki biz içerde ve dışarıda tutarlı ve birlik içinde olalım. .02.12.2015. Hasan ŞİMŞEK