KÖYÜM BÜYÜKKARAPINAR Hasan ŞİMŞEK

  • Skip to content
  • Ana menü bloğuna geç ve giriş yap.

Blok arama görünümü

Dolaşım

Arama

Buradasınız: Home

Ana Menu

  • Anasayfa
  • Büyükkarapınar Yazıları
  • Büyükkarapınar Kitabı
  • Basında Büyükkarapınar
  • Biyografik Eserlerim
  • Eğitim Danışmanlığı
  • Genel Yazılarım
  • Köyümüzden Haberler
  • Kim Kimdir?
  • Fotoğraflar
  • İletişim
  • Teşekkür

Anasayfa

HER YAŞTAN ÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

  • Yazdır
  • E-posta
Detaylar
Kategori: Eğitim Danışmanlığı
Yayın tarihi: Pazartesi, 23 Aralık 2013 20:00
Yazar: hasan-simsek
Gösterim: 2990
HER YAŞTAN
ÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!
 
Sevgili Öğrenciler,
İşiniz çok zor, yaşamınız sınavlarla dolu.
Sınavla yatıp sınavla kalkıyorsunuz.
Sınavlar, kalktı kalkacak diyorlar!.
Yaşam boyu sınav kalkmaz, nüfusumuz 75 milyon olduğuna göre, iş alanları kıt, talep fazla olacağından her yerde her zaman karşınıza sınav çıkacaktır.
Yaşıtlarınızın sayısı fazla, eğitimleri eskiye göre daha iyi ama birileri diğerlerini yarışta geçecektir. Bu yarışın sonunda sınavın konulması sizler için büyük bir avantajdır. Yaşamım boyu gözlemlediğim ve sizler için yazdığımuyarıları harfiyen uygulamanız geleceğinizi belirleycektir.
 
1.İlköğretimden itibaren bütün derslerinizi hakkıyla öğreniniz. Her derse ayrı bir değer veriniz. Ortaokula gelince işlenen ders konularını önce evde, sonra sınıfta, sonra tekrar evde okuyarak öğreniniz. Okulda öğretmeninizi çok iyi dinleyiniz. Yardımcı kitaplardan faydalanınız. Bir iki firmanın yazarlarına bağımlı kalmayın, değişik yayın evlerinin ve yazarlarının kitaplarından test alıştırmaları yapınız. Çünkü her yazarın kendi alanında üretmiş olduğu sorular kendi zekâsı ve konulara hâkimiyeti ile doğru orantılıdır.
 
2.Tekrar, öğrenmenin bir parçasıdır, pekiştirmedir, sık sık konularınızı tekrar ediniz. Unutmayınız bütün sorular sizlerin okudukları kitaplardan çıkar. Bu nedenle işlediğiniz konuları çok iyi anlamaya ve özümlemeye çalışınız. Enerjinizin çoğunu derslerdeki konuları öğrenmeye harcayınız. Kitaplarınızdaki bilgileri yeterli ölçüde öğrenmenizi anlamanız için konu testlerinden yararlanınız. Konu testlerini çözmede zorlanıyorsanız mutlak surette ana kitaba dönün ve konularınızı öğreniniz. Çok test yapmakla başarı sağlanmaz. Derslerdeki konuları öğrenerek başarıya ulaşmanız çok daha kolay bir yöntemdir. Konuları bilmedikten sonra test çözmek bir anlam ifade etmez. Test yaparak değil, ders konularını işleyerek, öğrenerek soruları doğru çözebilirsiniz.
 
3. Çok sayıda güçlü rakipleriniz var. Sizin birilerinin omzuna basarak yükselmenizin tek yolu günde en azından okul dışı üç dört saat çalışmanızla mümkündür. Okul dışı günde üç dört saat ders çalışmayan bir öğrenci hedeflediği iyi bir okula giremez. Girmesi de mümkün değildir. Bu nedenle zamanınızın büyük bir kısmını kitaplarla haşır neşir olarak geçiriniz. Dinlenme amaçlı ders dışı kitapları da bol bol okuyarak kendinizi bilgi, düşünce, zihinsel olgunluk  yönünden geliştiriniz. Orta ve lisede Türk ve yabancı klasiklerden okuyabildiğiniz kadarı ile okuyunuz. Ders dışı bu etkinlik sizi her alanda sınav da dahil destekleyecektir.
 
4. Büyük şehirlerdeki çocukların çoğu okula giderken günde en az iki saatini yollarda geçiriyorlar, üstelik de yoruluyorlar. Kaynak, öğretmen bulma ve benzeri üstünlüklerinin yanında okul yorgunlukları gibi zayıf yönleri de var. Sizler, diğerlerine göre bir iki soru fazla yaparak öne geçebilirsiniz. Bu da işi ciddiye alıp çalışmakla olur.
 
5. Türkçe, matematik , fen dersleri gibi konularda anlayamadığınız konuları mutlaka ders dışı da olsa hocalarınıza sorunuz. Öğrenemediğiniz konuları not edip birilerinden mutlaka öğreniniz. Bu öğreneceğiniz kişi sıra, sınıf ve okul arkadaşınız olduğu gibi öğretmenlerinizden biri de olabilir. Unutmayınız genç öğretmenler çeşitli sınavlardan geçerek sizin karşınıza geldiler. Sizin problemlerinizi çoğu çözer, çözerken de keyif alacaklarını düşünüyorum.
 
6. Dershanelere gitmeyiniz demiyorum. Ama biliniz ki dershaneler abartıdır. Her şey sizde biter, çalışmayan bir öğrenciye dershane bir şey yapamaz. Okulunuzda fen, matematik ve Türkçe gibi derslerde yeterli bir noktada olamıyorsanız ve bu da sizden kaynaklanmıyorsa o zaman belki dershanelerin bir yararı olacaktır. Okuldaki çalışmalarınızı ile dershanede öğrendiklerinizi beyninizde bütünleştirmeniz gerek.
 
7. Taşeli Yöresi’nin yokluğundan, rezilliğinden mahrumiyetinden kurtulmanın tek yolu Türkiye genelinde yaşıtınız olan 1 milyon 850 bin civarındaki öğrencinin içinde ilk 1000- 5000 arasında yer almanız gerekir. Bu yarışta siz hiç de geri değilsiniz. Ben inanıyorum ki sizin birinci işiniz okumak, ikinci işiniz yine okumak, üçüncü ve son işiniz de okumaktır. Yöremizde yetiştirilen ürünlerin mevcut insanları besleyemediğini sizler de biliyorsunuz.
 
8. Sizin okuyabilmeniz için hiçbir zaman babanızın yoksulluğu ön plana çıkmasın, böyle bir şey düşünmeyiniz, Ülkemizde yoksul ve fakir çocuklar için bütün okulların kapısı sonuna kadar açıktır. Yeter ki siz çalışarakbaşarılı olunuz.
  
9. Kapasitenizi tam olarak kullanırsanız ve ders dışı üç dört saat düzenli çalışırsanız hedeflediğiniz okulları kazanırsınız. Unutmayınız, Türkiye’de herhangi bir yere giriş yüzde yüz sınavla olacaktır, ama sınavın adı değişir, şekli değişir o ama kendisi hep olacaktır. Sizin en büyük sermayeniz okullarınızda kazanacağınız davranışlar ve bilgilerdir. Bulunduğunuz sınıfların derslerini özümleyerek geçerseniz, önünüze konulan her türlü baraj engelini  aşacağınızdan emin olmalısınız. “Çalışan kazanır.” atasözü sizin için iyi bir mesajdır.
 
10. İnternet bağımlısı olmayın, gerektiği zaman interneti kullanın, facebook’tan uzak durun. Facebook işsiz güçsüz insanlar içindir. Mutlaka bir yabancı dil öğrenmeye gayret ediniz.
 
11. Son olarak, sağlığınıza ve beslenmenize çok dikkat ediniz, imkânlarınız ölçüsünde yakın çevrenizde bol olan süt, yoğurt, peynir, yumurta, balık …gibi  çeşitli besinleri yiyerek vücut gelişiminize önem veriniz. Ders çalışma aralarında gezin, dolaşın, hava alınız. Çalışırken açlık aklınıza gelmesin. Sizlerin sağlıklı ve başarılı bireyler olmanızı yürekten diliyorum.
25.04.20013. Hasan ŞİMŞEK

“ KOLEJ “ SÖZCÜĞÜNÜN TARİHİ GELİŞİMİ VE KÖTÜYE KULLANIMI

  • Yazdır
  • E-posta
Detaylar
Kategori: Eğitim Danışmanlığı
Yayın tarihi: Pazartesi, 23 Aralık 2013 19:56
Yazar: hasan-simsek
Gösterim: 3024

 “ KOLEJ “ SÖZCÜĞÜNÜN TARİHİ GELİŞİMİ VE KÖTÜYE KULLANIMI

Son yıllarda özel öğretim kurumlarından bazıları klasik anlamda lise adı yerine kamuoyu karşısında kredibilitelerini yükseltmek için ve kendilerinin öğrenci talebini arttırmak düşüncesiyle okulları için özellikle yöneticileri  “ kolej “ adını kullanmaktadırlar. TDK Türkçe Sözlüğe göre, “Öğretim programında yabancı bir dil öğretimine ağırlık veren lise dengi okul.” olarak açıklamasını yapar.

Avrupa’da genel olarak orta öğrenim sonrası eğitim veren öğrenim kurumlarına; Türkiye’de ise programlarında bir yabancı dil programına ağırlık veren resmi veya özel Türk, yabancı lise dengi okullara verilen ada kolej denir. Kolejler, Avrupa’da Cizvitlerin  ( İsa Severlerini ) Katolik ülkelerde ve sömürgelerde misyoner faaliyetlerini yürütmek için açtıkları kurumlarıdır. Bu kurumlardan Paris, Oxford ve Cambridge gibileri sonradan gelişerek ünlü  birer üniversite olmuşlardır.

Amerikan’ın ünlü  misyoner teşkilatı Board, Osmanlı topraklarında  ilk defa 1824’te Beyrut, 1826’da İzmir, 1834’te Beyoğlu Kız okulunu açmışlardır. Bu okullar tamamen Amerikan çıkarlarına ve Hristiyan inançlarına göre öğrenci yetiştiren kurumlar olaark faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.

1910 yılında ABD misyonerlerinin Osmanlı ülkesinde 6 yüksek okulu, 29 orta dereceli, 395 ana okulu toplam bazda 430 okulları vardır. Bu okullarda 23.474 öğrencinin eğitim öğretim gördüğü tespit edilmiştir. Bu okullar tamamen kendi inanç ve kültürlerine göre öğrenci yetiştirme hedefi güttüklerinden  Abdülhamit bu okulların sayısını 10’a indirtmiştir.

Robert Kolej’de 1863’ten sonraki 40 senede, 436 kişi mezun olmuştur. Bunların milliyeti 195 Bulgar, 144 Ermeni, 76’sı Rum, 17’ü İngiliz, 3’ü Alman ve 1’i Türk’tür. Cumhuriyetten bu denge T.C. nin yararına sürekli değişmiştir.

ll. Abdülhamit döneminde Osmanlı ülkesinde İtalyan, İngiliz, Rus, Alman, Avusturya misyonerlerine ait 400’ ü aşkın okul olduğu bilinmektedir. Lozan antlaşması ile bu okullardan bazıları varlıkların sürdürmüşlerdir. Amerikan , Alman, İngiliz, Fransız, İtalyan, Avusturya ve Azınlıkalara ( Rum Ermeni ve Musevi ) ait okullar. Azınlıklara ait okullarda nüfus azalması nedeni ile tıpkı bizim bazı köylerde olduğu gibi okullar boşalmış  öğrenci bulamaz hâle gelmiştir.

Yabancı dilin önemi üzerinde duran devletimiz dünyaya açılımı hızlandırmak ve uluslar arası iletişim güçlendirmek için 1956 yılında Maarif Kolejlerini kurdu. Bu okullar yabancı dil ağırlıklı eğitim öğretim yapan kurumlardı. Konya Maarif Koleji gibi. Bu bilgilerden sonra gelelim şu “kolej “ hayranlığına ve yutturmacasına,

1973 yılında Temel Eğitim Kurumları Kanunu çıkınca yabancı okullar dahil orta öğretim kurumlarının hepsinin adı değişti, “kolej “  değil  “lise” oldu. Özel Amerikan Robert Lisesi Alman Lisesi gibi.

1970 yılında toplanan Sekizinci Milli Eğitim Şurası  “ kolej, enstitü, okul “ adlarının yerine orta öğretim kurumlarında “lise “adını benimsemiş oldu. Yalnız İçişleri Bakanlığı’na bağlı olarak eğitim ve öğretim gören ve yüksek tahsil ve Polis Akademisi’ne öğrenci yetiştiren “Polis Koleji “ istisna kılındı.

1970 yılında Vlll. Milli Eğitim Şurası’nda alınan karara göre Mad.44 “ Yüksek öğretim hazırlama tek bir okulun inhisarını altında bulunmadığına, imkân ve şartların elverişli ikinci devre ortaöğretim veya hayata ve iş alanlarına hazırlayan programlar düzenlenebileceğine göre her çeşit ikinci devre orta öğretim kurumuna “ lise “  adı verilir. Belli bir programa ağırlık veren okullarda bu programın adı da eklenir  Fen lisesi, Öğretmen lisesi, Sosyal Bilimler Lisesi, Teknik Lisesi…gibi.

Böyle uzun bir açıklamadan sonra özel öğretim kurumlarının kendilerine “kolej “ adını yakıştırmaları ve kullanmaları eğitim öğretim ciddiyeti ile bağdaşmaz.  Çünkü MEB’e bağlı özel okulların tamamına yakın kısmında yabancı dil ağırlıklı eğitim verilmiyor. İkincisi bu kurumlara “lise “ denilmesi kararı var. Nemalanmak istedikleri  bu sözcük dilimize Fransızca’ daki “college “ sözcüğünden geçmiştir. Halbuki Batı’da, Cizvit papazlarının Müslüman halkı dininden soğutmak ve Hristiyanlaştırmak için çok büyük özverilerle Müslüman ülkelerinde kurdukları okulların cazip, güzel bir ambalajla Müslüman halka sundukları kurumun adıdır, “kolej “ .  Sonradan şekil değiştirerek Batı ülkeleri kendi ekonomik çıkarlarına  ve   kültürlerine göre Türkiye ve diğer Müslüman ülkelerde çok fakir ve zengin zeki aile çocuklarını alarak kendi ilkeleri doğrultusunda yetiştirmek ve onlardan ülkelerinin  çıkarları için  faydalanmak gibi misyonlar da yüklemişlerdir. Günümüzde dini ağırlığın yerine siyasi ve ekonomik ağırlığın öne geçtiği görülmektedir.

Okulların  üç beş  öğrenci fazla kaydetmek için  tuzaklarla dolu bu kelimeyi eğitimcilerimizin, özellikle bazı yöneticilerimizin  bilerek ya da bilmeyerek kullanması istemeyerek  de olsa aldatmaca bir davranıştır. Günümüz anlayışı içinde tüketici haklarına aykırı bir eylemdir. Ülkemizde yabancı dil ağırlıklı lise sayısı son derce azdır. Onların da adı  “lise”dir. İstanbul Lisesi, Kabataş Lisesi, Robert Lisesi,  Alman Lisesi gibi. Yabancı hayranlığına ve kültürüne karşı olduğunu beyan eden eğitimci meslektaşlarımın  “kolej “ sözcüğün kullanarak okullarını cazip hâle getirme çabaları samimi bir davranış değildir.

Pompalanan o kadar propagandalar karşısında, sözde kolejlerden  mezun olan   öğrencilerin üniversite başlangıcında yabancı dil sınavlarından muaf olmadıkları biliniyor. Bu duruma  “kolej “ adını kullanan özel okullarımız nasıl bir yanıt verir merak ediyorum. Ya adam gibi yabancı dil ağırlıklı ( Esas bir yabancı dil, ek ikinci dil, fizik, kimya, biyoloji derslerini yabancı dille yapan okullar ) eğitim öğretim yaparak “kolej “ sözcüğünün hakkını vereceksiniz, ya da  bu sözcüğü kendi kurumunuz için reklam ekseni olarak kullanmayacaksınız. Yapılan tüketici haklarına aykırı bir eylemdir. Doğru  olan da “kolej “ sözcüğünü kullanmamaktır.

Okuyucularımızın Ramazan Bayramını kutlar, sağlık ve başarılar dilerim.04.08.2013. Hasan ŞİMŞEK

Sayfa 23 / 85

  • Başlangıç
  • Önceki
  • 18
  • 19
  • 20
  • 21
  • 22
  • 23
  • 24
  • 25
  • 26
  • 27
  • Sonraki
  • Son

Bizi Ziyaret Edenler

Bugün 3

Dün 6

Haftalık 49

Aylık 40

Toplam 32641

Currently are 8 guests and no members online

Kubik-Rubik Joomla! Extensions

Gücünü veren Joomla!®