Anasayfa
SOSYOLOG DR.ÇAGATAY TOPAL’IN “KÖYÜM BÜYÜKKARAPINAR” KİTABI HAKINDAKİ ANALİZİ
- Detaylar
- Kategori: Köyüm Büyükkarapınar
- Yayın tarihi: Pazar, 27 Nisan 2014 19:12
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 4016
SOSYOLOG DR.ÇAGATAY TOPAL’IN
“KÖYÜM BÜYÜKKARAPINAR”
KİTABI HAKINDAKİ ANALİZİ
20. yüzyılın en önemli sosyologlarından C. Wright Mills’e göre sosyolojik bakış açısının temelinde biyografi ve tarih arasındaki etkileşimi görebilme yeteneği yatar. İyi bir sosyolog kendi kişisel yaşam hikayesini içinde yaşadığı toplumun yaşam hikayesi içerisine yerleştirebilmelidir. İyi bir sosyolog aynı zamanda toplumun hikayesini de kendi biyografisi üzerinden okuyabilmelidir. Sosyolojinin en basit ama en temel çıkış noktalarındandır: insan özü gereği toplumsaldır ve yine özü gereği çevresini dönüştürür. İnsan, toplumun kendisine aşıladığı süreçleri olduğu gibi almaz; değiştirerek, eğip bükerek alır. Öyle ki, bu değiştirme eylemi sonucunda ortaya yeni bir toplum çıkar. Bu yeniliği çoğu zaman farkedemeyiz. Değişimler algılayamayacağımız kadar küçüktür çünkü. Fakat günler, aylar, yıllar içinde küçük dönüşümler büyük birikimlere evrilir. Sonra sonra, yüzümüzün, bedenimizin, fikirlerimizin, yaşamımızın, ne kadar değiştiğinin farkına vardığımız bir an gelir. O an bizle beraber değişen, ve dahası bizim değişimimize tanıklık eden yeni bir toplumun varlığının da ayırdına varırız. Topluma, çevremize, şehrimize, kasabamıza, köyümüze, sosyolog olmasak da, sosyolojik bir duyarlılıkla baktığımız, kişisel tarihimizi toplumsal tarihimizle barıştırdığımız andır o an. Hasan Şimşek’in “Köyüm Büyükkarapınar” başlıklı kitabı, bir insanın ve bir köyün, aslında bir ve aynı yaşam olduğunun sergilendiği, C. W. Mills’in “sosyolojik imgelem”ine örnek oluşturabilecek bir yapıt.
Şimşek’in kitabı son derece titiz hazırlanmış etnografik bir çalışma olmuş. Şimşek, köyünün kültürünü, dilini, mekanlarını, tarihini, coğrafyasını, insanını, kısacası yaşam öyküsünü olabildiğince derinliğine inerek anlatmış. Bu anlatım Şimşek’in kendi yaşam öyküsü ile içe içe ilerlemiş. Kitaptaki anlatıcı, Şimşek gibi görünse de, Büyükkarapınar da Şimşek’i anlatmış aslında. Kitaba hakim olan, kişisel ve toplumsalın bileşkesinde ilerleyen söylemden hareketle, eserin Büyükkarapınar’a dair bütüncül bir resim vermeye giriştiğini ve bunu önemli oranda başardığını söylemek mümkün. Bu başarının koşullarından biri şüphesiz gayet detaylı yapıldığı anlaşılan arşiv taramaları ve kitaba yansıyan tarihsel belgeler. Bu açıdan bakılınca, kitap sözlü bir köy tarihini barındırdığı kadar, yazılı tarihten de ziyadesiyle yararlanmış. Şimşek’in eserini zenginleştiren ve duruşunu sağlamlaştıran önemli bir unsur da bu. Kitap, bu yönleriyle otobiyografik bir eser olmasının yanısıra, belgesel bir nitelik de taşıyor. Bu belgesellik görsel öğelerle de destekleniyor. Büyükkarapınar’ın öncesi, kökleri, kuruluşu, yerleşmesi, dönüşmesi, akıcı bir hikaye tadında anlatılıyor bu eserde. Özetle, Şimşek’in kitabı en başından itibaren Büyükkarapınar’ın da kitabı olarak yazılmış. Şimşek’in hayatı boyunca başından geçenler ve onu Hasan Şimşek olarak yaratan koşullar Büyükarapınar’ın hikayesini de tanımlıyor. Bazen Şimşek’in kişiselliği üzerinden köyü okuyoruz, bazen ise Şimşek’in hayatındaki önemli yapı taşlarınının ipuçlarını, bize köyün toplumsallığı veriyor. Her halükarda, Şimşek ve Büyükkarapınar ayrılmaz, bütünleşmiş ve uzun bir tarihin aynı dili konuşan iki yol arkadaşı olarak karşımıza çıkıyor.
Hasan Şimşek kendisinin ve köyün hikayesini sosyolojik bir duyarlılıkla işlemiş. Hem kendisinin hem köyün dönüşümünü anlatmış bu eserinde. Ve bu anlatı ortaya yeni bir Şimsek ve yeni bir Büyükkarapınar çıkarmış diyebiliriz. Hep bildiğimiz, hep yaşadığımız, dönüşen yaşamlarımızın biriktirdiği, ama bir sakinlik anında dahi olsa üzerine düşünme gereği duymadığımız, bu yüzden de farkına varamadığımız bir yenilik bu. Bu farkındalığı bize yaşattığı ve imgelemimizi harekete geçirip kendi Büyükkarapınar’ımızı düşlememize yardım ettiği için Hasan Şimşek’e bir teşekkür borcumuz var sanırım...
Dr. Çağatay Topal
ODTÜ Sosyoloji Bölümü
BÜYÜKKARAPINAR KİTAPLAŞIYOR
- Detaylar
- Kategori: Köyüm Büyükkarapınar
- Yayın tarihi: Cuma, 23 Nisan 2010 01:41
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 2374
BÜYÜKKARAPINAR KİTAPLAŞIYOR
Taşeli’nin elma ve kiraz üretimi ile ünlü köyü Büyükkarapınar Hasan Şimşek tarafından yazılarak kitaplaştırılıyor. Köyün tarihini, coğrafyasını, ekonomisini, değişimini çeşitli yönleri ile ele alıp inceleyen, Hasan Şimşek küçük yaşta okumak amacı ile köyünden çıkıp İstanbul’da oturan ünlü bir eğitimci yazar. Gazetecilik eğitimi yaptığı yıllarda aldığı smıth- corona marka yazı makinesi ile yazar olmak için yola çıkan Hasan Şimşek, master eğitimi aldıktan sonra İstanbul’da ünlü bir ders kitapları yazarı oldu. 1988- 2002 yıllarında Anadolu Liselerine ve özel yabancı liselere giren öğrenciler onun yazdığı kitaplardan çalışarak sınavlarına hazırlandılar. İstisnasız büyük kentlerdeki duyarlı veliler ve öğrenciler ismen onu bilirler ve yazdığı kitaplardan dolayı karşılaştıklarında ve tanıştıklarında ona olan güven ve saygılarını bildirirler
Aslında o, Gazetecilik Yüksek Okulunun TV Bölümünü bitirdi. Gazetecilik ve Halkla İlişkiler dalında master yaptı. Öğretmen olduğu için Yardımcı Ders Kitaplarına önem verdi. “Baraja Doğru” adında yazdığı ilk kitabın ( l988 ) baskısı bir ayda tükendi. Bundan cesaret alarak sürekli her yıl yeni bir kitap yazdı ve yayınladı. Taa !...ki devlet ilköğretim okulu çocuklarına kitapları bedava verene kadar…
O yakalamış olduğu başarından ve ünden dolayı hiç şımarmadı, ağır ağır yolunda devam etti. Emekli olduktan sonra İstanbul’daki hemşehrilerinden bir ekiple birlikte kendini hayır işlerine verdi. Taşeli Yöresi’ndeki ilköğretim okullarının hemen hepsinde sınavlarla ilgili konferanslar verdi. Öğrencilerin sınavlara nasıl hazırlanmaları gerektiğini doğduğu yörenin çocuklarına anlattı. Onlara güç ve moral verdi. İstanbul’daki arkadaşlarını da teşvik ederek kurdukları vakıf kanalı ile en kaliteli kitapların bölgeye gönderilmesini sağladı. 2007 ERÇEV Genel Kurul toplantısında Ermenek yöresinde eğitim seviyesinin yükseldiğini bunda ERÇEV’in katkısının büyük olduğunu gururla arkadaşlarına anlatan odur.
O şimdi köyü Büyük Karapınar’ı yazıyor, dostlarını yazıyor, eğitime öğretime ve sosyal yaşama hizmet eden Ermenklileri yazıyor. Şu an yaptığı ve bitirmek üzere olduğu “Köyüm Büyükkarapınar” adlı kitabıdır. . Üç yıla yakındır, bilgi ve belge topluyor ve sürekli yazıyor. 2009 yılında kitapla ilgili çalışmalar yapmak üzere üç defa köyüne gitti. Köyünün bugünkü yaşam tarzını inceledi. 1950’li yıllardaki Büyükkarapınar’ın yaşantısını gözleri önüne getirdi ve bugün ile dünü karşılaştırdı. Dünü yazarken de şöyle iddialı bir laf etti: “ Ben Selçuklular Dönemini yaşadım.” Bırakınız Osmanlı’yı Selçuklular Dönemini yaşamak bayağı abartı bir söz gibi gelse de o gerçeği şöyle vurguluyor. Motorlu taşıtların Ermenek’e ulaşmadığı dönemlerde at, katır ve deve sırtında yapılan taşımalarla dışarıdan köye ne geliyordu ki diye soruyor ve yanıtını yine kendi veriyor. Sadece tuz, gaz, buğday… Bunun dışında tüm ihtiyaç maddelerini köylüler kendileri üretip ihtiyaç fazlasını yakın komşu köylerle ve kaza (ilçe ) merkezinde takas ederlerdi. Bu yaşam tarzı Osmanlılarda olduğu gibi Selçuklular zamanında hatta ve hatta Bizanslılar Dönemi’nde de böyleydi. Yörenin en ünlü taşıma araçları köylerde eşekler, şehirlerarası yollarda ise at, katır ve develerdi. Malların alım ve satımı takasla ( değiş tokuşla ) olurdu. Para yok denecek kadar kıttı.
2010 yılına gelindiğinde köyünde ve çevresinde, eşeğin, katırın, atın ve devenin tamamen yok olduğunu ve bunların yerini “patpat” denilen bahçe motorlarının ve diğer motorlu araçların aldığını gördü ve yaşadı.
Artık Büyükkarapınar ve çevresindeki köylerde, arpa, buğday, çavdar ekimi yapılmadığını. Bundan kırk yıl önce Ermenek Bölgesi’nde önemli bir üretim merkezi olan fasulye tarımının da yok olduğunu. Mısırı, fasulyeyi, domatesi, soğanı, patatesi, patlıcanı üretenin yok denecek kadar az olduğunu, Kültürel bitki örtüsünün kırk yıl öncesine göre tamamen değişmiş olduğunu ve tahılın, sebzenin yerini meyveciliğin aldığını ayrıntıları ile anlatıyor.
Alanında bir ilk olan “ Köyüm Büyükkarapınar” adlı kitapta yazar, köyün tarihini, coğrafyasını, ekonomisini, kuruluşunu, ailelerin soy ağaçlarını; geçim kaynaklarını, gelişimini ayrıntıları ile anlatmaya çalışırken, yok olan gelenekleri, bozulan su kaynaklarını, tahrip olan doğayı içi sızlayarak anlatıyor.
Köyüm Büyükkarapınar” adlı kitabın ofset baskı dört renk ve kuşe kâğıda basılması tasarlanıyor. Köye ait resimler ve köylüler ile anlatımın desteklendiği kitap 19-20 forma ( 304-320 s.) hacminde olacak şekilde hazırlanıyor.
Hasan Şimşek, “ Köyüm Büyükkarapınar” adlı kitabın, çevre köylerde ve ilçelerde alanında bir ilk örnek olacağından, çevremizdeki köy ve beldeleri gelecekte yazacak olanlar için şekil ve içerik yönünden kaynak olarak güvenle kullanabilecekleri kitap olacaktır.” diyor.
Yazar, üç yıldır, sabır ve özenle topladığı kaynakları ve belgeleri özenle işliyor. O, buradan her Büyükkarapınarlı’ya bir daha sesleniyor. “ Köyün tarihi ve köylülerin kendi aileleri hakkında elinde en az seksen doksan yıl öncesi bilgisi ve belgesi olan ve katkı yapmak isteyen bana ulaştırsın, kitap basıldıktan sonra çok geç olur.” diyor.
E mail adresi ve telefon numarası : Bu e-posta adresi spam robotlarından korunuyor. Görebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir. Bu e-posta adresi spam robotlarından korunuyor. Görebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir. ,
tel 0532 253 010 12
Yeşil Ermenek olarak biz, her yönü ile Büyükkarapınar’ı yazan ve tarihe ışık tutan bir çalışma örneği sergilemeye çalışan Hasan Şimşek’i kutlarken kitabının baskısını merakla beklediğimizi belirtir, kendilerine sağlık ve başarılar dileriz.
23 Nisan 2010
Hasan ŞİMŞEK