UĞURLU’YA KÜTÜPHANE YİNE YAPTI YAPACAĞINI

UĞURLU’YA KÜTÜPHANE YİNE YAPTI YAPACAĞINI

Uğurlu’ya Rasime-Recai Şeyhoğlu tarafından modern bir kütüphane binası yaptırıldı ve içine kitaplar doldu. Düzenlemeyi Muhtar Yaşar Doğu Korkmaz yaptı.
1940’lı yıllarda şüphesiz İvriz Öğretmen Okulu’nda, Eskişehir Çifteler’de yetişen öğretmenlerden Osman Bobuş, Mustafa Sungur, Prof. Ayşe Baysal, Durmuş Ali Uğur gibi efsane öğretmenlerin yetiştiği Uğurlu köyünde bugüne kadar 700 öğretmen yetişmiş. Diğer meslekleri saymıyoruz. 300 nüfuslu köyde yazları 1000’i aşkın insan barınıyor. Köy dışındaki öğretmenlerin çoğunun Uğurlu’da evi var. Şimdi Uğurlu’da yaşlılar ve çocuklar var. Onların birinci işi okumak, ikinci işleri de okumak, üçüncü ve son işleri de yine okumaktır. Uğurlu işte böyle bir köy. Okumak olmazsa olmazları!
Muhtarları Yaşar Doğu Korkmaz Konya Lisesi mezunu aydın bir kişi ayrıca güzel bir usta, yapı ve marangozluk işleri elinden gelir. Ayrıca iyi bir folklorcu, iki yıl önce Sarıveliler ilçesine bir kültürel etkinlik için gittiğimizde tanıdım kendisini.
Kardeşi Adiller İlköğretim Okulu Müdürü Ali Korkmaz’ın da iş birliği ve araştırmacı gayreti ile İzmirli bir yardımsever olan Rasime- Recai Şeyhoğlu’nae ulaşırlar ve köylerine kütüphane açılmasını isterler.
Muhtar Yaşar Doğu Korkmaz, kütüphane binasını ve yerini yoğun bir çalışma ile hazırlar ve büyük bir kütüphane sevdalısı olan Rasime-Recai Şeyhoğlu Kütüphanesini açarlar. Az buz değil tam 4000 kitapla kütüphane açılır. Sarıveliler Kaymakamı Sayın Ali Öner ve Kütüphane kurmada lider olan Rasime –Recai Şeyhoğlu tarafından 29 Mart 2016 tarihinde mütevazı bir törenle okuyucuların hizmetine girer. İnterneti de olan kütüphanede Uğurlu çevre köylerdeki çocuklar da yararlanacak.
Türkiye’deki 41. Kütüphanesini de açan kütüphanecilerin büyük isimlerinden biri olan Rasime-Recai Şeyhoğlu yalnız kütüphane açmakla yetinmeyip zaman içinde kitap takviyesi de yapacak açmış oldukları kütüphaneye.
At binenin; kılıç kuşananın anlayışı ile düşünürsek; Evet, okumak, yazmak, birinci planda Uğurlu köyünün işi. Projede görev alan herkesi içtenlikle kutlarım. 03.04.2016 Hasan ŞİMŞEK

KARAMAN’DA NELER OLUYOR?

 KARAMAN’DA NELER OLUYOR?

Karaman üzgün,

Karaman konuşamıyor!

Ey Karaman halkı, yüz kızartıcı bu mütecaviz olayın sorumlusu sen değilsin!

Başını dik tut,  ve olayı özgürce sorgula!

Şanlı geçmişinin zedelenmesine ve örselenmesine müsaade etme!

Belirli konularda öne çıkardığımız kültürel ve ekonomik etkinlikler nedeniyle “başkent “ olarak övündüğümüz ilimizde öteden beri çok güzel şeyler olmuyor. Geçen yıl Karaman ilinin Ermenek ilçesinde büyük bir maden faciası ve 18 genç insanımızın kaybı ve yürekleri yakan acıları yaşarken bu yıl da İl merkezimize çocuklara tecavüz olayı Türkiye gündemine bomba gibi düştü.

Başlangıçta olayın saklanmaya, gizlenmeye ve üstünün örtülmeye çalışıldığı duyumları olsa da, yüz kızartıcı olaylar bir şekilde patlak verdi.

Karaman bu vahim olaya karşı soğukkanlı davranıp bundan sonra doğabilecek olaylara karşı cesurca bir yaklaşım, çıkış gösteremedi. Maden faciasında olduğu gibi bu cinsel istismar olayında da Türk kamuoyunu İstanbul medyası bilgilendirdi.

Çocukların eğitim yapacağı, kreş, yuva, anaokulu, ilk orta ve lise gibi eğitim kurumları devlet, özel kişiler ve vakıflar tarafından işletilir. Özel kurumların açılışı, faaliyetleri, Milli Eğitim Bakanlığının gözetim ve denetimi altında yürütülür.  Okul, kurs, etüt evi vs açılışından MEB’in yüzde yüz onayı alınır. Onay almak/izin almak o kadar zor ki, böyle kötü şeyler yaşanmasın diye aklına esene izin verilmiyor. Son yıllarda bu konuda büyük denetim boşluğu ve gevşekliği ( 4+4+ 4  örneğinde olduğu gibi ) var. Çocukların nerede ne yaptığı, kimlere emanet edildiği belli değil! Bunun da ötesinde MEB Müfettişlerinin (Eğitim Denetmenlerinin) her geçen yıl denetim etkinliği siyasi iktidar tarafından etkisizleştirildiği düşüncesi hâkim.

AK Parti Dönemi’nde, devletin kuralları yerine, siyasi iktidarın ve onların uzantıları/destekleyicileri olan sivil toplum örgütlerinin önü açılınca, gelişi güzel yerlerde, çocukları toplayıp istenilen şekilde yönlendirmek ve eğitmek mümkün hâle geldi. Karaman gibi devlet imkânlarının en iyi şekilde olduğu  küçük bir ilde “etüt evi”nin varlığının bir izahı olamaz.

Karaman’daki çocukları istismar eden feci olayda, Sayın Vali’nin, MEB il Müdürü’nün sorumlulukları olsa da  “merdiven altı eğitimi “ dediğimiz eğitimin, ortamını iklimini yaratan siyasi İktidarın Karaman İl Temsilcilerinin böyle feci bir olayın yaratılmasında payları büyüktür.  Bu facianın ortamını yaratan ve eğitimden bi haber olan siyasi etkinliklerini kemikleştirme sevdasında olan üst düzey siyasi aktörlerdir.

Sözde Asım’ın neslini yetiştirmeye talip olan kurumlar, kuruluşlar, eğitim öğretim konularının inceliklerini  bilmediklerinden her zaman böyle beklenmedik  sürprizlerle karşılaşmaları muhtemel olacaktır.

Başlangıçta Karaman bu vahim olayın nedenlerini araştıracağı, irdeleyeceği ve sebep ve sonuçları üzerinde bilimsel çalışmalar yaptıracağı yerde olayı kapatmayı denemekle hata etmiştir. Orda başta Üniversite de dahil özgür düşünce egemen olmadığı için herkes sessiz düşünmeyi tercih etmiş ve sorunlarına sahip çıkamamışlardır. Oysaki yapılması gereken olayın nedenlerini ve sonuçlarını özgürce analiz ederek/ ettirerek bu tür olaylara bundan böyle meydan verilmemesi şeklinde çalışma yürütmekti.  Olaya Karaman’ın sahiplenmeyişi ve ülke genelinde duyarlı kişi ve kuruluşların sahiplenmesi Karaman adına hiç de iyi olmamıştır.

Hiçbir Allah’ın kulu,  sivil toplum örgütü,  il ve ilçelerinden, göbeği Karaman’a bağlı diğer illerdeki sivil toplum örgütlerinden bir ses seda yoktur. Herkes bu vahim olayın altında ezilmiş, yiğitçe bir haykırış, kınama ve sorgulama göstermemiştir. Durum böyle olunca bu vahim olay karşısında susan başta il milletvekillerini, sivil toplum örgütlerini, , yasal dayanaktan yoksun olarak işletilen eğitim kurumlarına göz yumanları, kim olduğu belirsiz kökü dışarıdan dernek ve vakıfların Karaman temsilcilerini mağdurlar adına sorgulamamışlardır. Olay büyüdükten sonra ve CHP olaya el attığında, Baro temsilciliğinden, Sadet Partisi ve Eğitim Sendikası’nın birinden sesler gelmeye başlamıştır.

KMÜ, kentle bütünleşip, kentteki bağnazlığı, kırıp kent halkını aydınlığa doğru yönlendiremediğinden,   kuruluş amaçlarını/verdiği eğitimi bulunduğu kente entegre edip kent halkını üst katmanlara çıkaramadığından, diğer bir anlatımla özgürleşmeyi sağlayamadığından /kendi içinde dahil ciddi anlamda sorgulanmalıdır.

KMÜ iyi yönetilmediğinden kentteki sivil toplum örgütleri de yeteri ölçüde Üniversitenin bilimsel ve özgürlük kokan havası ile beslenemediğinden vahim olayların yaşandığı “merdiven altı eğitim” in egemen olduğu Karaman’da bu tür olaylar yaşanabileceği endişesi hep olacaktır.

KMÜ ve diğer sivil toplum örgütleri bugüne kadar aklı başında ülke ve dünya olaylarından haberdar olan ve gençlerin ufkunu açacak kimseleri konferans vermek için Karaman’a davet etme gereğini duymamış kendi içine kapanmış şeffaf ve özgür bir düşünce anlayış geliştireceği yerde kapalı, sesiz içine kapanık düşünceyi yeğlemiştir.

 Karaman gittikçe düşünce yönünden aydınlanacağı yerde karanlığa, bağnazlığa doğru sürüklenmektedir.  40-50 sene önceki aydınlığa koşan Karaman ile bugün bağnazlığa koşan Karaman aynı değildir, Karamanlı bunu sorgulamalıdır!

Karaman’ı bu hâle getiren anlayış tek parti anlayışıdır.  Çocuklara istismar olayı da denetimsiz, sorgusuz, başıboş eğitimin, vahim bir soncudur.

26 Marta 2016 saat 17.30’da HABERTÜRK’ ün yayınında çocuklara tecavüz ilgili olayı analiz eden Prof Dr. Oğuz POLAT, olayın üç yıldır devam ettiğini ve hâlen ilgili vakfın mekânın neden kapatılmadığını,,Aile Bakanı’nın “ Bir kere olması karalamak için gerekçe olamaz,” şeklindeki beyanı ile iktidar partisinin Meclis’te konuyla ilgili bir araştırma önergesi verilmesine başta direnmesi” siyasi iktidarın kendilerini ve yandaşlarının olaya bakışı açısında  önemli bir ölçüdür. Çocuk psikolojisi ve çocuk hakları konusunda bir uzman olan Prof. Oğuz POLAT, en fak bir tecavüze teşebbüs durumunda velileri -çocukları uyararak 183 numaralı telefondan yardım alabileceklerini uyarısını yapıyor.

Sonuç olarak, ilde ve ilçelerde ne olduğu ne amaçla kurulduğu ve niye ve kime hizmet ettiği belli olmayan dernekler ve vakıflara Karaman kenti ve ilçeleri kucak açmamalı. Birleri bir yerlerden rant sağlama adına kocaman bir kentin, tarih boyu kazandığı onurlu duruşu bir anda ağır şekilde zedeleme hakkını-tedbirsizlik ve öngörüsüzlük nedeni ile meydan verilmemelidir. Geçmiş olsun sevgili yavrular!Geçmiş olsun Karaman! 28.03.2016. Hasan ŞİMŞEK

TAŞELİ NÜFUSU VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

TAŞELİ NÜFUSU VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Taşeli’nin Karaman ili sınırları içinde kalan Ermenek, Başyayla ve Sarıveliler ilçelerindeki nüfusuna şöyle bir göz atalım:

31 Aralık 2015 tarihindeki adrese dayalı kayıt sistemine göre,

Ermenek nüfusu                      29. 558

Alanı                                        1.645 km kare

Yükselti                                    1200-1400 m arası

Başyayla nüfusu                       3. 706

Alanı                                             102 km kare

Yükselti                                    1300-1400 m arası

Sarıveliler  nüfusu                    11. 622

Alanı                                            343 km kare

Yükselti                                    1500- 1645 m arası

  1. üç ilçe nüfusu       44. 886 kişidir.

31 Aralık 2012  sayımında her üç ilçenin toplam nüfusu 47.027 kişi olarak tespit edilmiştir. Üç yılda nüfus kaybı  47.027= 44.886= 2141 kişi olarak görülüyor.

Karaman merkez ve Kazımkarabekir hariç bütün yerleşim yerlerinde ciddi ölçüde bir nüfus kaybı vardır. (bkz. ermenekin sesi. com. H.Şimşek )

Taşeli Yöresi Türkiye’nin nüfus bakımından en tenha yerlerinden biridir.

Ermenek’te kilometre kareye düşen insan sayısı : 18 kişi

Başyayla’da                    “                                    : 36 kişi

Sarıveliler’de                  “                                    : 34 kişi

Üç ilçenin ortalama yoğunluğu/km kareye düşen insan sayısı 21,5’tur.

İlimiz Karaman’ın nüfus yoğunluğu/km kareye düşen insan sayısı 27 kişidir.

Türkiye genelinde nüfus yoğunluğu/km kareye düşen insan sayısı 102’dir.

Sonuç olarak, Taşeli Yöresi’nin nüfus artmıyor azalıyor 40- 50 yıl önceki nüfusu bile koruyamaz hâle gelmiştir. Mevcut tarım alanları yörede yaşayan nüfusa yeterli gelmiyor. Elde edilen ürünler de insanların ihtiyacını karşılayacak bir değer ifade etmiyor.

Coğrafi yapı dağlık, kayalık, fazlası ile engebeli ve verimsiz bir arazi yapısı olduğundan çoğalan nüfus barındıracak/besleyecek zengin toprakları/arazisi olmadığından Türkiye’nin en tenha yerlerinden biridir.

Bütün sorun mevcut nüfus korumak için neler yapılabilir? Bu soruya cevap aramalıyız. Mevcut nüfusu yörede tutmak için hepimizin bir şeyler yapması kaçınılmaz hâle gelmiştir. 04.02.2016. Hasan ŞİMŞEK

ERMENEK’İ TANIYALIM

ERMENEK’İ TANIYALIM

İli : KARAMAN

İlçesi : Ermenek

Kaymakam : Mesut Tabakçığlu

Belediye Başkanı: Uğur Sözkesen

Rakım,ortalama: 1250 m

İle uzaklığı : 160 km

İlçe nüfusu : 29. 558

Yüzölçümü :  1645 km

Ermenek,  doğusunda Mersin’in  Mut,  güneyinde Gülnar ve Anamur ilçeleri,  batısında Karaman’ın Sarıveliler, kuzeybatısında Başyayla ilçeleri ile kuzeyinde Karaman merkez köylerinin sınırları ile çevrili 1645 kilometre kare toprağı ve 31 Aralık 2016 kayıtlarına  göre köyleri ile birlikte  29.475 nüfuslu bir ilçedir. Bulunduğu Taşeli Platosu, Türkiye’nin nüfus yönünden en tenha yerlerinden biridir. Yörede kilometre kareye düşen insan sayısı yaklaşık 22 kişi düşerken Ermenek’te  bu sayı 18 kişiye inmektedir. Türkiye ortalaması 102, Karaman il ortalaması ise 28 kişidir.

 Dağlık, ormanlık sarp kayaların bulunduğu bir platoda doğal kayalıklarla çevrili bir kalenin önünde kurulmuş tarihi derinliği olan bir ilçedir.

İlçe topraklarının  tam ortasından Göksu’nun güney kolu olan Ermenek Çayı üzerinde Türkiye’nin 4. Büyük  gölü olan Ermenek Barajı ve HES’ i vardır.

Hititler, Romalılar, Bizanslılar, Anadolu Selçukluları, Karaman Beyliği, Osmanlılar ve Cumhuriyet Dönemi’nde süre gelen zengin bir tarihi vardır. Adını, Romalı general  Germancius’tan aldığı rivayet edilir. Germancius’a izafeten  önceleri   Germanikopolis,  Ermenak, bilahare Ermenek olmuştur.

Bizans Dönemi’nde Dağlık Kilikya’nın en önemli merkezidir. Dekapolis’in başkenti Germanikupolis’tiir. Kendisi bir Taşeil çocuğu olan İmparator Zenon ( Elmayurdu/ Büyükkarapınar ) zamanında başkent Dekapolis ve diğer kentler, Titiupolis, Domiitopolis, Zenonopolis, Neapolis, Lassasis Eirenupolis Diokaisareia, Daliasndos, Klaudipolis, …  gibi kentler  ve yolları büyük imar görmüştür. ( 1 )

Taşeli Yöresi ( Ermenek- Sarıveliler -Başyayla ), tarih boyunca deniz tarafından gelen korsanlara ve Ova’dan gelen tehlikeler karşı insanların doğal bir sığınak alanı olmuştur.

Yöre insanının karakterine, zamanla zor coğrafi şartlar ve beşeri münasebetler damgasını vurmuş,   denizden ve kuzeyden (ovadan ) gelen düşman saldırılarına karşı kendini koruma güdüsü geliştirerek, buyruk altında yaşamasını sevmeyen, müstakil yaşamaya alışmış, kavgacı, itaatsiz,  idaresi zor olan insan yapısı ortaya çıkmıştır. ( 2) Taşeli Yöresi’nin büyük bir kısmını kapsayan İzavriya ( İsauria )halkı Hristiyanlığın ilk yıllarında da bu yöreyi sığınak olarak kullanmıştır.

Anadolu Selçuklu Devleti’niin büyük hükümdarı  Sultan II. Kılıç Arslan zamanında Çukurova Ermenileri ile savaşılarak Sınırlar Silifke’ye kadar genişlettiler ( 1178 ).  II. Kılıç Arslan  zamanında Türkistan’dan gelen yüz binlerce Türk göçmeni Anadolu’ya yerleştirildi.

Oğuzların Afşar boyundan olan Karamanoğulları Anadolu Selçuklu  Sultanı I. Alaeddin Keykubâd tarafından Ermenek ve Çevresi’ne yerleştirildi ( 1228 ). Karaman oymağının başında bulunan Nûre Sûfî  Taşeli Yöresi Hristiyanları ile savaşarak topraklarını genişletti. Ölümünden sonra beyliğin başına Kerimüddin Karaman geçti ( 1256 ). Beylik bu tarihte kuruldu. Karaman Bey’in ölümünden sonra yerine oğlu Şemseddin Mehmet geçti. Her yıl Selçuklulara verdiği vergiyi kesti. Zamanla Selçuklulara ve  Moğollara karşı mücadele etti. Konya’yı ele geçirdi. Gıyaseddin Siyavuşu hükümdar yaptı. Resmi yazışmaların Türkçe olmasını bir fermanla ilan etti ( 13 Mayıs 1277 ). Mehmet Bey’in buyruğu üzerine 1997’den beri her yıl Ermenek Balkusan’da Türk Dil Bayramı etkinlikleri törenle kutlanır.

XII. ve XIII. Yüz yıllarda Moğol baskıları ve Haçlı Seferleri  Taşeli Yönesi’nde yaşayan Hristiyanları ve iç kesimlerde yaşayan Türkleri de olumsuz olarak  etkilemiştir. Yöre halkının yaşam şartlarını güçleştirmiştir.

Anadolu Selçukluların zayıflaması ile Anadolu Türk Birliğini kurmak için mücadele eden Karaman ve Osmanlı Beyliği arasındaki mücadelede Osmanlı Beyliği Fatih Dönemi’nde Rum Ahmet Paşa ve sonra Gedik  Ahmet Paşa tarafından gönderilen kuvvetler karşısında  Karaman Beylerinden  olan Pir Ahmet Mennan  Kalesi’ne sığınmış, orda savaşırken öldüğü  ya da öldürüldüğü sanılmaktadır ( 1472 ). Son Karaman Beyi Kasım Bey’in  1483 yılında ölmesi ile Beylik tamamen Osmanlı egemenliğine girmiştir.

Karaman Beyliği Dönemi’nde Ermenek ve çevresinde, toplumsal ihtiyaçları karşılayan  çok sayıda cami, mescit, medrese, zaviye, hamam,  köprü, çeşme yapılmış,   kurumları yaşatmak  ve süreklilik kazandırmak için çok sayıda vakıflar kurulmuştur.

Ermenek 1530’lu yıllarda Karaman Eyaleti’ne bağlı İÇ-İL ‘in sancak merkezidir. 1864 yılında ülke yönetiminde yeni bir takım düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemeye göre taşra yönetim birimleri  vilayet, liva (sancak ), kaza, köy diye birimlere ayrıldı.1871’de köy ile kaza arasına nahiye yeni bir yönetim birimi olarak girdi.  Nahiyelerin statüleri sona erinceye kadar Kazancı, Tepebaşı ve Göktepe Ermenek ilçesinin nahiyeleri olarak işlevini sürdürdü.

1845 yılında İçel Sancak merkezi olmuştur. 1871 yılında sancak merkezi Silifke’ye taşınmış. Ermenek 1910-1915 yıllarında Konya iline bağlanmış, 1915’te tekrar İçel Sancak merkezine, 1919 yılında da ise tekrar Konya iline bağlanmıştır. Ermenek ilçesi, 1989 yılında Karaman il olması ile Karaman’a bağlı bir ilçe hâline gelirken Ermenek’e bağlı Başyayla ve Sarıveliler belediye merkezleri de ilçe statüsüne getirilmiştir

Kurtuluş Savaşı Dönemi’nde 1920’de çıkan isyanlardan bir tanesi de  Bozkır Delibaş isyanıdır. Aslan Mehmet adındaki eşkıyanın Ermenek köylerindeki uzantıları  Ermenek’i basmışlar ve şehir halkına özellikle varlıklı kesime dehşet saçan korkular yaşatmışlardır. Şehrin akıllı yöneticileri şehri basmadan isyancıları bir Nasihat Heyeti göndererek Dindebol (Katranılı) yakınlarında oyalamışlar ve onlarla anlaşma yoluna gitmişlerdir. Bu anlaşma sürecinde Konya telgraf hattı kesildiğinden  Silifke’ye jandarma güçlerine haber verilmiş ve Ermenek kentinde ciddi anlamda çatışma yaşanırken isyancılar tepelenmiş ve başı Ermenek Hükûmet Konağı  önünde Ankara’nın talimatı doğrultusunda idam edilmiştir.

15.09.1934 yılında Belediye Başkanı Hami Koçaş’ın önderliğinde,Ermenek’e HES kurulmuş ve Türkiye’nin Tarsus ve Akşehir’den sonra elektriğe kavuşan üçüncü ilçesi olmuştur.

Geçen yüz yılın başında hayvancılık ve hayvan ürünleri ve el sanatları ve rençperlikle geçimini sağlayan Ermenek halkı, günümüzde,  çok küçük çapta meyvecilik (elma, kiraz, ceviz ) , sebzecilik, ticaret, nakliye, madencilik, çok az sayıda küçükbaş ve büyükbaş hayvancılığı gibi alanlarda faaliyet göstermektedir

Ermenek ilçesinin köyleri, eski adları ile birlikte verilmiştir:

Günümüzde Ermenek ilçesine bağlı  merkez hariç iki belde Güneyyurt ve Kazancı beldeleri ile birlikte (26 ) köyü vardır: Ağaççatı (Çimene), Ardıçkaya (Nadire ), Aşağı Çağlar ( Aşağı İzvit ), Balkusan , Boyalık, Çamlıca (Muğallar ), Çavuş,  Elmayurdu (İznebol ), Esikce, Evsin (İmsi ), Gökçekent ( Akmanastır ), Gökçeseki, Görmeli (Üçbölük ), İkizçınar  (İerenepolis ), Katranlı (Dindebol ), Kayaönü ( Ezvendi ), Olukpınar (Kopukoluk ) , Pamuklu ( Cenne ), Pınarönü (Eresiller ),Sarıvadi,  Tepebaşı (Halimiye ),Yalındal ( Arnava ), Yaylapazarı ( Zeyve ), Yerbağ ( Güzve ), Yeşilköy (Gürmün ) ve Yukarı Çağlar (Yukarı İzvit). Çatalbadem Kazancı’nın bir mahallesi olmuş ve köy sayısı 26’ya inmiştir.

*Şimşek, Hasan , Köyüm Büyükkarapınar,287

** a.g.e.s.286

NOT: Dip not olarak verdiğimi kitabı 2008-2010 yılları arasında yazdım 452 sayfadır. Ermenek’teki bütün kuramlarda ve okullarda vardır. İsmen kaynak olarak kullanmaları için ücretsiz olarak göndermiştir. Ağırlık Büyük Karapınar olmakla birlikte Taşeli coğrafyası,  tarihi ve kültürü de çok geniş olarak yakından uzağa doğru her yönü ile işlenmiştir. Saygılarımla arz ederim.  04.03.2016.

Hasan ŞİMŞEK

Em.Öğretmen, Yayıncı-Yazar

Halkla ilişkiler Uzmanı

Bu e-posta adresi spam robotlarından korunuyor. Görebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir. Bu e-posta adresi spam robotlarından korunuyor. Görebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir. ,

GSM: 0532 253 01 12

KARAMAN BÜYÜKŞEHİR OLABİLİR Mİ?

KARAMAN BÜYÜKŞEHİR OLABİLİR Mİ?

Haberin bas kismina Sayin Vali Koca, TOBB Baskani Sayin Hisarciklioglu, Basbakan Yardimcisi Sayin Lütfi Elvan ve Mut Ticaret ve Sanayi Odasi Baskani Sayin Mehmet Gürsel Aydin’in ( ! ) birlikte oldugu bir de fotograf karesi koymuslar. Güya ciddiyetten yoksun uydurma bir habere adi geçen bu muhterem kisilerin fotografini da koyarak inandiricilik saglayacaklar. Isin prosedürünü bilmeyen okuyucular bu masa basi uydurma haberin tezini ciddi sayip dogru oldugunu düsünürler ve öyle algilarlar.
Haberde “ Mersin’in Mut, Konya’nin Eregli ilçesinin Karaman’a baglanmasi ile birlikte ortaya çikan sikintilarin giderilmesi söz konusu olurken, bu sartlar altinda Karaman’in büyüksehir olmamasi için bir neden görünmüyor.” varsayiminda bulunuyorlar.
Internet sitesi, haber yorum karisimi düzenlemis oldugu asparagas bir haberle “Mut ile birlikte Eregli’nin Karaman’a baglanmasi ile birlikte Karaman ilimizin büyüksehir olmaya en büyük aday illerden birisi olacagini “ yaziyor.
Haberi yazan muhterem kisi büyüksehir olma kosulunun nüfusla baglantili oldugunu biliyor ama miktarini bilmiyor. Biz yazalim da ögrensin 10.07. 2004 yilinda çikan 5216 sayili Büyüksehir yasasi ve 25531 sayili R.G. yayinlanan yasanin degisik 12.11.2012 tarihli 6360 sayili yasanin 5.Mad-göre Toplam nüfus 750.000 den fazla olan illerin il belediyeleri kanunla büyüksehir belediyesine dönüstürülebilir. Kosulu var.
Simdi muhterem habercinin -yorum ve öneriden olusan “Karaman büyüksehir olabilir! “ formülünün gerçekle bagdasip bagdasmadigina bakalim: 2014 nüfus sayimina göre,
Karaman : 240.362, Eregli 139.131, Mut 62.354 .Toplam nüfus: 441.847’dir. Aranan sayi 750.000’dir. 750.000- 441.847 = 308,152 kisiye daha ihtiyaç var. Bu kadar büyük farki nereden bulacagiz, Hadim ( 13260), Taskent ( 6620 ), , Bozkir ( 27457 ), Çumra ( 65.054 ), Güneysinir ( 9769 ), ile birlikte ( tamami 564.007 ) sayiyi tamamlamasi mümkün degil!
Süphesiz Karaman’in büyüksehir yapilmasi ilin çikarina olacaksa temenni edilir, karsisinda olmamiz söz konusu olmaz ama bu ülke yillardir gerçek olmayan halkin hayalini süsleyen yanlis algilarla idare ediliyor. Bizim karsi oldugumuz yanlis alginin olusmasina haber sitesinin bilinçli ya da bilinçsiz katki saglamasidir.
Diger yandan Eregliliyim diye israrci olan Ayranci halkini dahi Karaman’a benimsetemeyen yönetim anlayisi Eregli’yi nasil kendi bünyesine dahil edebilecek? Ayrica sorgulanmaya deger. Anamur’un ya da Alanya’nin il olmasi hâlinde ayni sey Taseli Yöresi için de geçerlidir. Iki yil önce (bkz. kgrt internet sitesi )“Karaman Bütünlesmelidir. “ diye bir yazi yazmistim. Karaman’in mevcut kazanimlarini korumasi ve daha da büyümesi için Karaman merkez yöneticilerinin ve kurumlarinin özellikle KMÜ’nün AKTEKKE merkez yariçapi on km uzaklik sinirini asmasi ve mevcut ilçeleri ile hizmet bakimindan iyi iliski kurup bütünlesmesi dogru bir yaklasim olur. “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak’ ta var.
Sonuç olarak 12.11.2012 tarihli ve 6360 sayili yasanin yürürlüge girmesi ile nüfusu 750 binden az olan illere merkezi bütçeden % 30 daha az bir yardim yapildigi gerçegi görülerek küçük illere yapilan bu adil olmayan uygulamanin giderilmesi için il milletvekillerinin ciddi anlamda çalismasi gerekir.