TOROSLARIN YUKARISI ERMENEK
- Detaylar
- Kategori: Köşe Yazılarım
- Yayın tarihi: Salı, 07 Şubat 2017 22:30
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 2090
Güzel bir kitap, İZVİTLİM ( Durmuş Ali ÖZBEK yazmış, bu ikinci kitabı, kapağında olduğu gibi içi de buram buram Ermenek kokuyor.
Torosların Yukarısı ERMENEK kitabı 14,5x 21,2 cm ebadında 160 sayfa. 53 yazı var, bunlardan 5’i şiir, diğerleri Ermenek ile ilgili köşe yazıları.
Durmuş Ali Özbek Bey, Ermenek ile ilgili sorunları, yapılması gerekenleri, çözüm yollarını ve kimlerin katkı yapabileceğini yazmış.
Yazmış olduğu köşe yazılarında, okuyucuların katkılarına da yer vermiş. Aramızdan ayrılan ve yüreği yöremiz için çarpan Hulusi Soydal’a da yorumlarda yer vermesi takdire değer bir davranış.
Torsların Yukarısı ERMENEK’te geçmişten izler, günümüzde yapılanlar ve gelecekteki hayallerimizi okuyup yaşayabilirsiniz.
Köşe yazılarının başlıkları ilginç olduğu kadar, içerikleri de ilginç bir yöntem ve düşünce ile anlatılmış. Yazılarını yerine göre öyküleştirmiş, yerine göre de belgeleştirmiş. Örneğin, Torosların Saklı Kenti Ermenek, Diren Kara Lastik, Taş Ağırı Memleketim, Yusuf Gelmez mi Acaba?
Herkes “Kentsel Dönüşüm” derken D. Ali Özbek “Köysel Dönüşüm Gerekir mi? “ diyor ve köylerdeki eski yapılaşmanın günümüz şartlarına göre yeniden düzenlenmesi gerektiğini köyünde yaşayarak görüyor ve çözüm öneriyor. Gerçekten artık köy sokaklarında taşıma arcı olarak eşekler değil, traktörler ve otomobiller dolaşıyor ya da dolaşmak istiyorlar. Dar sokaklarda yangın söndürme araçlarının bile girmediği/ girmekte zorlandığı biliniyor ve günün şartlarına göre köylerde yeni iskân planları yapılmasını öneriyor.
Torosların Yukarısı ERMENEK, Durmuş Ali ÖZBEK’in ikinci kitabı, birinci kitabı ise geçen yıl yayınlanan Sbide Antik Kenti idi. Sbide Antik Kenti her yönü ile dolu dolu bir kitap. Bu kitapta ise yazarın çoğumuzun ilginç bulabileceği seçme köşe yazıları var.
Kitap severlerin ve kültüre destek vermek isteyenlerin fiyatı 15,00 TL olan bu kitaptan birkaç tane alıp meraklı okuyuculara, yakınlarına hediye edebilirler.
Kültür için belirli fon ayırmak zorunda olan belediyelerimizin bu konuda ilgilenmeleri ve katkı sağlamaları beklenir. İş adamlarımızın da katkısı elbette beklenir. Karaman’da senede on kadar kitap çıkarılıyor ve yayınlanıyor. Yayınlanan bu kitapları Karamanlı iş adamları finase ediyor. Ermenek bunu duymalı ve görmeli diye düşünüyorum.
Kitabın isteme adresi:
Durmuş Ali ÖZBEK
Bu e-posta adresi spam robotlarından korunuyor. Görebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Bu e-posta adresi spam robotlarından korunuyor. Görebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir. GSM: 0535 544 97 67
KARAMAN’IN ÜNLÜ ŞAHSİYETLERİ
- Detaylar
- Kategori: Köşe Yazılarım
- Yayın tarihi: Çarşamba, 25 Ocak 2017 00:00
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 2505
KARAMAN’IN ÜNLÜ ŞAHSİYETLERİ
Tertipli, düzenli, devlet kaynaklarından alınan bilgiler güzel dizayn edilmiş. Derlemeler toplamalar özensiz ve eksik.
Kitabın adı başlıktaki gibi, yazarları Alaattin Uca, Aytunç Ülker, İbrahim Şaşma, H. İbrahim İncekara.
Kitap 400 sayfa, “ Devlet Adamları , Din Adamları, İş adamları ve Diğer Bazı Ünlü Kişiler “ başlığı altında alfabetik sıraya göre dizilmiş 103 tane kişinin biyografisi verilmiş. Belgesel nitelikte emek yoğun bir kitap, eksikleri de var, amatörce şiir yazanlar da kitaba girmiş. İlimiz ve Türkiye genelinde isim yapmış şahsiyetler kitapta yok.
Örneğin Türkiye’yi dünyaya tanıtan önemli şahsiyetlerden biri olan KESKİN COLOR’un kurucusu Naci Keskin, Selçuk Ecza’nın temelini oluşturanlardan Nevzat ve Nazım Karpuzcu kardeşler, Ermenek Rehabilitasyon Merkezini yaptıran Yaşar Alıçlı, TOBB Üniversitesi kurcu rektörü Sayın Tahsin Kesici, Atatürk’ün valilerinden Naci Kıcıman ve ailenin diğer üst düzey yöneticileri ve daha niceleri kitapta yerini bulmamış. Ermenek’te okul yaptırıp da isimleri verilen insanlarımızın aynı zamanda başarılı iş adamları olduğu da vurgulanmalı idi.
11 Ekim 2016 tarihinde Konya’da düzenlenen “ Şehirler ve Âlimler Sempozyumu”nda, adına Prof. Dr. Azmi Bilgin tarafından bildiri sunulan ve İstanbul’da “Ermenekli Saffet Hoca “ olarak anılan ve marka bir isim olan Saffet Hoca ve diğerleri vb. unutulmuş ya da bilinmiyor.
“Şairler, Halk Âşıkları, Yazarlar, Bilim Adamları, Araştırmacılar, Müzisyen ve Bestekârlar” bölümünde, eski yeni 252 kişi tanıtılmaya çalışılmış. Büyük bir boşluğu doldurmuş. Atlamalar, unutmalar var: Ünlü damar cerrahı, cerrahi biliminin tarihini yazan Prof. Dr. İbrahim Ceylan, geçen yıl vefat eden ve medyada büyük ölçüde haber olarak verilen Prof. Dr. Ayşe Baysal, kitapta atlanmamalı idi. Ermenek’te ilk gazeteyi Ermenek Postası’nı çıkaran Ahmet Tezcan, Yeşil Ermenek’i yıllardır özveri ile çıkaran Mustafa Şenol’a yakın tarihte Ermenek Güncel’ yayınlayan Ali Bardak, medya ermenek, ermenek gündem, ermenek’in sesi internet sitelerine yer verilmemiş. Gerçi Karaman merkezde de internet sitelerinin çoğuna yer verilmemiş ama artık internet gazeteciliği ve onların toplumsal olaylarda üstlendiği görevi görmemiz lazım.
Balkusan Karamanoğlu Mehmet Bey Külliyesi’ne her yıl artı değerler katmak için çalışan ve bu konuda ansiklopedik bir kültür dağarcığına sahip olan ve bir de eseri olan Habip Çalışkan yok hükmünde olmamalı idi.
Kitabın “Milletvekili “ bölümünde unutulan bir kimse yok gibi. İlimizde 1920’den bu yana 35 milletvekili görev almış.
“Karaman’da Görev Yapan Valiler” bölümünde 10 vali listelenmiş şu an görevde olan Sayın Süleyman Tapsız’ın adı, kitap 2015 basımı olduğundan girmemiş.
“Belediye Başkanları “ bölümünde 34 tane Karaman merkezde görev yapan başkanları görüyoruz. Ayrıca ilçe belediye başkanlarının da kitapta göreve geliş ve gidiş tarihleri ile birlikte bir listesi var.
Görev tarihi itibarı ile “ Karaman, Ayrancı, Başyayla, Ermenek, Kâzımkarabekir, Sarıveliler “ kaymakamlarının görevlerine başlayış ve bitiş tarihleri ile isimleri verilmiş.
“ Resmi Kayıtlarda Adı Geçmeyen Ulular” 20 kişi olarak listelenmiş. Bizim köyde sadece üç tane var. Bir tanesi önemli bir şahsiyet, vakıf kayıtlarında adı da var. Mutlaka araştırmacıların bunları tek tek tespit etmesi olanaksız. Ama yöre araştırmacılarından Mustafa Ertaş, Halit Bardakçi, Hasan Şimşek, Habip Çalışkan ve D.Ali Gürbüz gibi arkadaşlardan gönüllü olarak her türlü yardım alabilirlerdi.
Taşeli Yöresi’nde, belediyelerin bazı ünlü kişilere örneğin Başyayala’da Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezi, Ermenek’te cami ve kültür merkezi atlanmış. Sarıveliler merkezde, Lütfi Elvan iş Hanı ve daha nicelerinin caddelere, sokaklar verilen isimleri kitapta yok. Öyle anlaşılıyor ki bu adları verilen zevatın düzenli bir resmi kaydı listelenip ilgili yerlere bildirilmemiş. Ermenek ilçe merkezinde de bazı ünlü kişiler verilen cadde, sokak adlarından söz edilmiyor. Bu konuda son bir not 2010 yılında dikkatimi çekmişti, köyüm Büyükkarapınar’a gittiğimde köyün en büyük caddesinin adı Vali Ali Akan Caddesi olarak isimlendirildiğini görmüş ve muhtar tarafından bilgilendirilmiştim.
Sonuç olarak, bazı bölümler, bilimsel kriterlere göre hazırlanmış, çok emek verilmiş, eksikleri olsa da “Karaman’ın Ünlü Şahsiyetleri” adın taşıyan kitap, önemli bir başvuru kitabıdır. İkinci baskıda eksikliklerin giderileceğini ümit ediyor, yazanlara, finanse edenlere ve yayınlayanlara teşekkür ediyorum. Kültür hayatımız adına, kişiler adına iyi düşünülmüş büyük bir hizmettir. Altınordu Yayınları Atatürk Bulvarı, Kamar İşhanı, Nu: 61/4-5 Kızılay/ANKARA Tel: 0312 4332809- GSM: 0536 981 28 08 Hasan ŞİMŞEK 25.01.2017
ERMENEK ADININ TARİHÇESİ
- Detaylar
- Kategori: Köşe Yazılarım
- Yayın tarihi: Cuma, 06 Ocak 2017 22:34
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 2003
ERMENEK ADININ TARİHÇESİ
Bu yazıyı yazmama neden olan olayları değinmeden önce, bilgi ve bilgi kirliliği kavramlarına bir açıklık getirelim:
TDK’nin Türkçe Sözlüğüne göre,
bilgi : 1. insan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütününe verilen ad, malûmat.
2. Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malûmat, vukuf.
3. İnsan zekâsının çalışması sonucu, ortaya çıkan düşünce ürünü, malûmat, vukuf.
Bilgi kirliliği nedir?
Gazete, dergi, radyo, TV, internet sitelerinin yayınlarını izliyoruz.
Dinliyoruz, izliyoruz, okuyoruz, görüyoruz. Giderek artan bilgi bombardımanı altında kalıyoruz. Bir yandan da düşünerek, yorumlayarak, kendimizle konuşarak kendi kendimizle bilgi üretiyoruz. Üretilen bilgi miktarı artarken, birli kirliliği de hızla artıyor. Aldığımız mesajların taşıdığı bilgi çoğunlukla eksik, yanlış, düzensiz, turtasız ve ilişiksiz bir hâlde karşımıza çıkıyor. Konuların çeşitliliğine bilgi eksikliği de eklenince içinden çıkılamaz bir bilgi kirliliği ile karşılaşıyoruz.
Aldığımız bilginin düzenlenmesi, doğrulanması, tekrarlanması, kirliliği azaltır. Başka bir ifade ile aldığımız bilginin kaynağının güvenirliği, bilginin test edilmesi/doğrulanması, diğer bilgi kaynakları ile karşılaştırma bilgi kirliliğini azaltır.
Bilgi kirliliği ile ilgili genel bir açıklamadan sonra yazımıza konu olan ERMENEK adının nereden geldiği zırvasına, bir bakalım:
Efendim, bazı kurum ve kuruluşların internet sitelerinde Ermenek adının, kahraman anlamına gelen “er “, insan anlamına gelen “men “, Uygurca “karşı, yamaç “ anlamına gelen “ek “ kelimelerinin “er-men-ek = Ermenek “ birleşmesiyle ve “kahraman insanların yeri “ anlamında açıklanmaktadır. Öncelikle, açıklanan sözcüklere yüklenen anlam, bütünüyle yanlış. Birkaç yıldır, bu deli saçması denilecek açıklama internet sitelerinde ve bazı yazılı kaynaklar girmeye başladı. Açıklama ile ilgili elde bir güvenilir belge/vesika var mı? Bildiğim kadarı ile yok. Varsa sağlam ve güvenilir bir belge, ortaya konulması gerekmez mi? “Ermenek “ adının tarihi gelişimini böyle açıklayan internet sitelerinin bu yanlıştan/bilgi kirliliğinden tez zamanda dönmesi doğru bir davranış olacaktır. Araştırma için internet sitelerine giren gençler/öğrenciler bu yanlışları/zırvaları, doğru kabul edip yazımlarında ve sözlü sohbetlerde malzeme olarak kullanıyorlar. Yanlış üzerine yanlış bina ediliyor. Vahim olan da bu.
“ Bir delinin kuyuya attığı taşı, kırk akıllı çıkaramaz.” atasözünden hareketle pes etmeden/düş kırıklığına uğramadan bir çıkış yolu bulmamızda yarar var. Birinci koşul, yazılı kaynaklara bakmamız, uydurma, yalan yanlış, güvenilir olmayan/belgesiz yazılara itibar etmemektir. “Ermenek” adının nereden geldiğini yerel olarak bizde ilk açıklayan Doç. Dr. Kamil İlisulu’dur.(1 ) Onun kitabında ,bağlık bahçelik anlamında “İremnak” tan geldiğini, ikinci bir seçenek olarak da şehri fetheden Romalı komutan Germanikus’un adına izaveten Germenikopolis dendiğini yazar.
Halit Bardakçı’nın Bütün Yönleriyle Ermenek, Sarıveliler , Başyayla “ adlı kitabında da Romalı komutan Germanikus’a izaveten “Germenikopolis” tan geldiğini yazar.( 2)
Ermenek adının tarihi gelişimi içinde oluşumunu en kapsamlı araştıran Doç. Dr. Osman Doğanay’dır. Ermenek adının kökeni ile ilgili yazdığı makalede , bazı kasıtlı iddiaların aksine,Roma İmparatorlarından Caligula Glaudias veya Neron’un sıfatı olan Germanikus adından türemiştir.(3 ) Ermenek adının tarih içinde gelişimi ile ilgili en geniş, en yeni vesikalara dayanarak yazan Osman Doğanay’dır. Meraklılar academia.edu
İbrahim Hakkı Konyalı, şehrin iyi bilinen adlarından birisi “Germanikapolis”dir diye yazar.
“Germanik” İslami devirlerde “Ermenak şeklini almıştır. 1940’lı yıllarda da Ermenek adını almıştır.(4) Bu şehrin klasik adlarından birisinin de Maraspolis (Maraspolla) olduğu söylenir.
Sonuç olarak, hiçbir tarihi vesikaya/belgeye bakmadan gelişi güzel senaryolarla bir kentin tarihi hakkında yalan yanlış bilgi aktarmanın doğru olmayacağını düşünüyourm. Ricamız bu yalan yanlış bilgileri sitelerine alan kurum ve kuruluşların yanlıştan dönmeleridir. 05.01.2017 Hasan ŞİMŞEK
__________________________________________________________________________
1) İlisulu. Doç. Dr. Kamil, Ermenek Kitabı, Ankara, 1961.
2)Bardakçı, Halit, Bütün Yönleriyle Ermenek, Sarıveliler, Başyayla,İst.2005 basımı.
3) Doğanay, Doç. Dr. Osman, antik Dönem Germanikopolis araştırmaları ve Ermenek Adının Kökeni
4)Konyalı, İ. Hakkı, Karaman Tarihi, s.686
KAR TATİLİ TARTIŞMASI
- Detaylar
- Kategori: Köşe Yazılarım
- Yayın tarihi: Perşembe, 12 Ocak 2017 00:08
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 1933
KAR TATİLİ TARTIŞMASI
Eski Milli Eğitim Bakanı ve AK Parti Van Milletvekili Hüseyin Çelik, son bir hafta içerisinde 30 ilde hava koşulları nedeni ile okulların kapalı olmasını sert bir dille eleştirdi. Bundan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’yı belediyeleri ve valileri sorumlu tutan Çelik Twiter hesabından şunları söyledi:
“ Geçen bir hafta boyunca, ülkemizin yaklaşık 30 vilayetinde okullar, büyük çapta, hava muhalefetinden dolayı kapandı. Bakanlığım döneminde de en ufak hava olumsuzluğunda okulların tatil edilmesine hep karşı çıktım. Bence, valiliklerimiz kolayı seçiyorlar. En büyük sıkıntı taşımalı eğitimde yaşanır. Türkiye 70’li yılların şartlarını yaşamıyor. Her şeye rağmen ‘kapalı yol ‘ kabul edilemez. Başta Milli Eğitim Bakanımız Sayın Avcı olmak üzere valilerimizi ve eğitim yöneticilerini uyarıyorum. Zor şartlarda eğitim de eğitimin bir parçasıdır.
Bizdeki bu mantığa göre İskandinav ülkelerinde, Baltık cumhuriyetlerinde, ABD, Kanada ve Rusya’nın önemli bölümünde okullar hiç açılmaz. Belediye Başkanları, yolları açık tutamıyorlarsa kendilerini sorgulasınlar. Büyük şehir statüsünde olmayan 51 vilayette eğer yolları açık tutamıyorlarsa valilikler, il özel idareleri kendilerini sorgulasınlar.”
Sayın Çelik büyükşehir statüsündeki iller için bir öneri getirmiyor. Hâlbuki büyük şehir statüsündeki illerde kış şartları ilçelere göre indirgenerek değerlendirilmeli ve buna göre tatil kararı alınmalı.
Sayın Hüseyin Çelik AK Parti Dönemi’nde en uzun Milli Eğitim Bakanlığı yapan şahsiyetlerden biridir. Müfredat Programının bir kısmı onun zamanında yeniden yazılmıştır. İlköğretim ve orta öğretim öğrencilerine 100 temel eserin okunması için tavsiye ve eserlerin seçimi ve neşriyatı onun zamanında oldu. Yardımcı ders kitaplarına okullarda okutulması için Talim Terbiye Kurulu kararının aranmaması ( ben aranmasından/incelenmesinden yanayım ) onun zamanında gerçekleşti.
Hüseyin Çelik, son yerel seçimlerden sonra sesi soluğu kesilmiş bir köşede beklerken birden bire Twiter hesabından gönderdiği açıklama gündeme bomba gibi düşmesi hiç şaşırtıcı değil. Yukarıdaki açıklamalarında haklılık payı büyüktür. Gökyüzünde sinek gibi kar tanelerinin uçuştuğu bir zamanda okulların tatil edilmesi niye? Özellikle büyük kentlerde servis minibüslerinin lobisinin bu tatillerde etkili olduğu bilinmektedir. Sayın Çelik’in açıkladığı gibi günümüz Türkiye’si 70’li yılların Türkiye’si değil! Sayın Çelik, kış şartlarının en zor en çekilmez bir yerinden Van’dan geliyor. Kış şartlarını bilerek valilere, il özel idarelerine ve belediyelere sitem ediyor. Bir anlamda da uyarıcı muhalefet yapıyor. Özellikle büyük kentlerde okullar kapatılmak suretiyle enerji tasarrufu mu yapılmak istenmiştir!
Yaklaşık bir buçuk milyon sekizinci sınıf öğrencisi Temel Eğitim Okullarından Orta Öğretim ( TEOK ) kurumlarına geçmek için bir sınava yarışı içindeler. Böyle bir yarış ortamında yaşayan öğrencilerin bir kısmın tatil ortamına sokarak okulları kar nedeni ile tatile sokmak öğrenciler arası rekabet ortamını da etkiler. Kar tatili nedeni ile işlenmeyen 6 saatlik matematik veya fen dersleri çocuğun geleceği ile çok yakından ilgilidir. Öyle anlaşılıyor ki, Sayın Çelik, yerleşim merkezleri arasındaki yolların bakımı, elektrik akımının düzenli gelip gelmediği, okulların ısı sorunu vb. etkenlerin çözümlendiği kanısında.
Son yıllarda adrese dayalı kayıt sistemi de uygulandığından çocukların bir ilçeden diğer ilçeler gitme gibi sorunları da yok denecek kadar az. Olsa bile servis araçları ile okullarına gidip gelmeleri engel değil. Sayın Çelik’in dediği gibi “ Zor şartlarda eğitim de eğitimin bir parçasıdır.” Sözüne katılmamak elde değil. Eğitim, davranışların istenilen yönde değiştirilmesi diye tanımlarsak, eğitim sistemin içinde keyfiliği değil zorlayıcılığı görürüz. Sayın Hüseyin Çelik ile ilgili ortak bir noktada buluşacağımız hiç ama hiç düşünmemiştim.
12.01.2015. Hasan ŞİMŞEK
KAR TATİLİ YENİ MODA BİR EYLEM!
- Detaylar
- Kategori: Köşe Yazılarım
- Yayın tarihi: Pazartesi, 26 Aralık 2016 00:11
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 2030
KAR TATİLİ YENİ MODA BİR EYLEM!
Bugün 26 Aralık 2016 Pazartesi, ilimiz Karaman merkezde ve Taşeli ilçelerinde yer yer 30 cm ile 70 cm arasında kar var, bu nedenle ulaşım zorluğu gerekçesi ile eğitim öğretime ara verildi. Kimsenin bu idari karara itirazı olamaz. Zira olağanüstü bir kar yağışı olduğu ve yolları kapattığı görülüyor.
15 Aralık 2016’da yaptığım açıklamada, “Kar yağışı nedeni ile ikide bir eğitim öğretime yerli yersiz ara verme eylemidir. Bu eylemi yapan talep götüren öğrenciler, gençler değil, yöneticilerimizdir. Ne şiş yansın ne kebap anlayışı ile sinek uçsa kar var diye tatil yapıyorlar.” düşüncelerimi açıklamıştım.
Eğitim öğretim bir planlama ve yapılan planlamayı uygulama işidir. Bir ders yılında öğrencinin örneğin bir matematik derisini kaç saat okuyacağı ve öğreneceği konular önceden belirlendiğinden zamanla sınırlandırılmıştır.
Taşımalı eğitimin olmadığı yerlerde bugünküler gibi olağanüstü kar yağışının olmadığı zamanlarda özellikle kent merkezlerinde şöyle böyle kar yağışı nedeni ile okulları tatile sokmak bir kolaycılıktır.
Düne göre belediyeler yol açma ve tuzlama yönünden eskiye göre daha olanaklar sahip olduğu gibi çocuklar da giyim kuşam yönünden çok daha iyiler. 10-15 cm kar yağdı diye okulları tümüyle tatile sokmak çocukların lehine olan bir eylem değildir.
Diğer yandan taşımalı eğitimin doğru olmadığını, çocukların kendi okullarında ilkokul eğitimi yapmaları gerektiğinin daha yararlı olacağını düşünenlerdenim. Taşeli Yöresi’nde iki tane YİBO var.
Bu okullarda kar tatili nedeni ile aralığın ortasındaki günlerde eğitim ve öğretime ara verilmesi kabul edilemez. Adı üstünde yatılı okullar. Tam da böyle kış havasında eğitim öğretim etkinliğinin en üst seviyede olması gerektiği hava şartları yaşanırken, eğitim öğretime ara verilmesi doğru bir yaklaşım değildir. “Vakit nakittir.” Anlayışı ile derslerin işlenip pekiştirilmesi hem dersi işleyen öğretmenlerin hem de öğrencilerin lehine olacaktır.
Ermenek Fikret Ünlü YİBO’da öğrenci okuma kapasitesi 250 kız, 250 erkek öğrenci olduğu hâlde bugün bu okulun taşımalı eğitim vs gibi nedenlerle altı boşaltılmıştır.
Tam idari boşluğun ilçe kaymakamlarının görevde olmadığı ya da yeni göreve başlama aşamasında olduğu bir zamanda eğitim öğretim adına yapılan bu tatiller öğrenciler adına büyük eksikliktir. Bundan sonra göreve başlayacak kaymakamlarımızın bu konuda daha da duyarlı olacağınıdüşünüyorum. Kar tatili ve diğer nedenlerle kış mevsiminde kaybedilen günlerin telafisi sene sonunda Taşeli Platosun’nda gerçek anlamda giderilemez. Zira Yöremiz haziran ayında güneş ışınlarının en dik geldiği Türkiye’nin uç noktalarında yer almaktadır. Sıcak günlerde derslerin işlenemediği gerçeğini de hatırlamamızda yarar var. Taşımalı eğitimde, yeni moda özellikle İstanbul, Ankara gibi büyük kentlerde 2 cm kar yağdı mı hemen valiliğe ve TVa kanallarına telefon trafiği başlar.
Sonuç olarak, olağanüstü yağışların haricinde, karlı ve yağışlı havalarda, bazı öğrenciler okullar uzaklıkları nedeni ile okula gidemeyebilir ama gelebilenlerin önünü tıkamak ve okulları kar bahanesi ile kapatmak doğru bir yaklaşım değildir, kabul edilemez.
26.12.2016 Hasan Şimşek