Anasayfa
TARİHİMİZİ TANIYALIM
- Detaylar
- Kategori: Köşe Yazılarım
- Yayın tarihi: Perşembe, 02 Mayıs 2013 00:00
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 1978
ERMENEK TÜRKLERİNİN XIII. ve XIV. YÜZYILDA TAŞELİ’NİN TÜRKLŞEMESİ’NDEKİ
ZORLU MÜCADELELERİ VE IZDIRAP DOLU YAŞMLARINIDAN KESİTLER
İranlı İbni Bibi 1280’li yılların başında yazdığı Selçukname adlı eserinde Alaeddin Keykubat’ın 1228 yılında Balkusan ve çevresine uç beyi olarak yerleştirdiği Nure Sufi ve beraberindeki Türkmen çadırlarında yaşayan insanlara “ Ermenek Türkleri “ diye bahseder. ( 1 )
Nure Sufi kendilerinin yaşam alanlarını genişletip güvenliği sağlamak için Taşeli Yöresi’nde yönetimlerini kabullenmeyen Hristiyanları bölgeden uzaklaştırarak İçil’in* Türkleşmesine büyük katkı yaptılar. Oğlu Karaman Bey zamanında ( 1256-1261 ) beyliğin temeli güçlenir.
Karaman Bey’in oğlu olan Şemsettin Mehmet Bey ( 1261-1277 ) Beyliği iyice güçlendirince Anadolu Selçuklu Devleti’ne verdiği vergiyi keser.
Şemsettin Mehmet Bey, Anadolu Selçuklu Sultanlarına karşı ayaklanır. 1276’da Anadolu Selcuklu- İlhanlı ordusunu bozguna uğrattı. 1277’de Mısır’da bulunan Memluk Sultanı Baybars’ın Kayseri’ye girdiği bir sırada Konya’yı işgal eder. II.. Keykavus’un oğlu Alaeddin Siyavuş ( Cimri )’u tahta çıkarıp kendisini de vezir ilan ettiğinde tarihler 1277’yi gösterir.
Konya’daki Selçuklu Sarayı’nda ve çevresinde halkın Farsça konuşup yazdığını gören Şemsettin Mehmet Bey yayınladığı bir fermanla Türkçe’yi resmi devlet dili kabul ettirerek Farsça yazışmayı yasaklattır. İbni Bibi’nin yazmış olduğu Selçukname ( Selçuklu Tarihi )’de , bugünkü Türkçeye göre ferman metni şöyle:
“ Bugünden sonra hiç kimse sarayda, divanda, meclislerde ve seyranda Türk Dili’nden başka dil kullanmaya, defterler dahi Türkçe yazıla! “
13 Mayıs 1277
Böyle bir özetlemeden sonra, XIII. yüzyılda Taşeli Yarımadası’nı yurt edinen atalarımızın yaşadığı büyük felaketlerden kesitler vereceğim.
Taşeli Platosunda zor coğrafi şartlar altında yaşamlarını sürdüren atalarımız XIII. yüzyılda iç çalkantıların yanında, tarihin iki önemli en büyük felâketini yaşarlar. Bunlardan biri Doğudan gelen Moğol Akınları ve Kösedağ Savaşı (1243 ) ve Moğollar ( onların bir kolu olan ilhanlılar 1256-1336 ) tarafından yakılıp yıkılan Sivas ve Kayseri kentleri ve yerlerinden olan binlerce insanın güvenli yer aramaları… Dalga dalga yerlerini yurtlarını terk ederek daha güvenli buldukları Batı’ya ve korunaklı yerlere göçler…
Kösedağ Savaşı’ndan önce Moğol akıları nedeni ile yerinden yurdundan olan Türkmenler 1071 Malazgirt Savaşı sonrası olduğu gibi Anadolu’ya akın ediyorlardı. Baba İshak ( Baba Resul ) Anadolu’ya ya gelen Türkmenlerin ekonomik sıkıntılarından ve bazı huzursuzluklarından da yararlanarak onları kendi etrafında toplamayı başardı. Dini nitelik arz eden bu isyan güçlükle bastırıldı. Bu isyanın güçlükle bastırılması Selçuklu Devleti’nin eski gücünde olmadığını anlayan Moğollara cesaret verdi. Moğolların Anadolu’ya girmesi ile halk büyük acılar ve yoksulluk çekti. Anadolu Selçuklu Devleti Moğollara haraç ve vergi vererek fakirleşmişti. Buna dayanamayan halk, Memluk Sultanı Baybars’tan yardım istedi. Sultan Baybars, Anadolu’yu Moğolların baskısından kurtarmak için 1277 yılında Elbistan’a geldi. Burada Gürcü ve Selçuklu yardımcı kuvvetleriyle takviyeli Moğol ( İlhanlılar ) ordusunu ağır bir yenilgiye uğrattı.
Moğolların Anadolu’da yaptıkları baskı ve zulme karşı çıkan Türkmenler, zaman zaman baş kaldırıyorlardı. Sultan Baybars’ın Anadolu’da olmasını fırsat bilen yiğit insan Karamanoğlu Mehmet Bey Konya’yı ele geçirdi. ( 2 ). II. Keykavüs’ün oğlu Siyavuş( Cimri) ‘u sultan ilan etti. Ancak bir müddet sonra Anadolu’ya gelen Moğol kuvvetleri Mehmet Bey ve Sultan Siyavuş’u öldürdüler. Anadolu Selçukluları Moğol baskıları karşısında ezilirken Anadolu Selçuklularının sağladığı güven ve refah döneminden sonra Karamanoğulları Moğollar karşı mücadeleye devam etti. İlhanlı-Moğol hâkimiyeti, Anadolu’da yüz yıla yakın sürdü. Tarihçilere göre “ Selçukluların ve Beyliklerin bu ülkeye kazandırdıkları serveti âdeta soymakla bitirememişlerdir.” Bu dönem Türkiye Türklerinin ızdırap dolu yılları olmuştur. İlhanlı Devleti’nın yıkılması ile birlikte Anadolu Beylikleri kendi siyasi varlıklarını pekiştirmişlerdir. Karamanoğulları Beyliği de bunların başında gelir.
Anadolu Selçuklu Devleti yalnız Baba İshak isyanları ve Moğol saldırıları ile uğraşmadı.(3) Batı’dan gelen Haçlı Saldırıları ( 1096-1270 )’na karşı koyuşun çoğu mücadelesi, Konya ve çevresindeki topraklarda geçmiştir. Bu mücadelelerde Türkmenler çok büyük güç kaybettiği gibi ekonomik yönden de çok zayıf düşmüşlerdir. Avrupa’nın eli silah tutan insanlarından şövalyelerinden kontlarından, düklerinden meydana gelen büyük bir Haçlı Ordusu ( 500 bin olduğu söylenir ) Anadolu’ya girdi. Eskişehir yakınlarında Haçlı ordusunun önünü kesen Kılıç Arslan gelen gücün büyüklüğünü anlayarak Anadolu yaylalarında amansız bir gerilla savaşına girdi. Bu büyük saldırı karşısında Taşeli Türkmenleri de nasibin aldı. Denizden ve Karadan Küdüs’e giden yolların kesiştiği yer Taşeli çevresidir. Haçılar, Kudüs’e ulaşmak için deniz kenarından Silifke, Gazipaşa, Anamur’u tehdit ve tahribat uğratırken Konya ve Ereğli’den Gülek Boğazı yolu ile Kudüs’e giden Haçlı askerleri de Taşeli’nin iç kesimlerine büyük zararlar vermişlerdir. Deniz yolun takip edenler de Silifke ve Anamur içlerinde korku ve dehşet dolu yıllar yaşatmışlardır.
O dönem Ermenek Türkleri yani Türkmenler bu dev mücadelelerin yanında güneyde Kilikya’da komşuları Ermenilerle de büyük mücadele vererek yörenin Türkleşmesini sağlamışlardır.
Taşeli Coğrafyası zor bir coğrafya, Osmanlılar’daki adı İçil, Liva-i İçil’e bağlı kazalar (4) Ermenek, Mut, Karataş ( Silifke ), Gülnar, Selendi (Gazipaşa)’dir. O yüz yıllarda Alanya , Türklerin denize açılan kapısıdır. Ermenek Türkleri, X111 yüz yılda tarihin en büyük zulmüne uğramış bir halktır. Doğudan Moğol-İlhanlı saldırıları ve Batı’dan Haçlı Seferleri ve Anadolu’da yaklaşık yüz yıldan fazla süren büyük bir felaket ve ızdırap yaşamışlardır. Atalarımızın yaşam için düşmanlarına karşı kahramanca mücadeleleri, hatırlanmalıdır.
Sonuç olarak, bizim ithal ve suni kahramanlara; sözde ühreviyatçılara ihtiyacımız yoktur. Tarihin her döneminde vatanlarına, güçlerinin üstünde her alanda hizmet etmiş atlarımız vardır. Onlar yurt edindikleri vatanları uğruna seve seve canlarını vermişlerdir.
Öncelikle Türk varlığına, Taşeli Yöresi’ni vatan edinen 1301 gibi bir tarihte kendi ibadethanelerini açan ( Ulucami ) Müslüman varlığını Haçlılar ve Ermenilere karşı koruyan ve onun için on binlerce şehit canı veren atalarımıza saygı duyup onların adını yüceltmemiz ve onlar adına Fatiha ve mevlid okutmamız gerekmez mi? 02.05.2013. Hasan ŞİMŞEK
_______________________________________________
1) Ermenek Vakfı’nın Sesi Bülteni, Sayı 31,Mayıs 2010.
2) Tarih 1, Ders Geçme ve Kredi Yönetmeliği’ni uygulayan Orta Öğretim Kurumları, Hürriyet Ofset A.Ş. İstanbul 1994.
4) İçil: Bugünkü anlamı ile Silifke, Mut, Ermenek, Gülnar, Gazipaşa, Sarıvelilier, Başyayla ilçelerini kapsayan topraklardır.
SAYIN MURAT KOCA KARAMAN VALİSİ
- Detaylar
- Kategori: Köşe Yazılarım
- Yayın tarihi: Pazartesi, 22 Nisan 2013 00:00
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 1928
SAYIN MURAT KOCA KARAMAN VALİSİ
Konu: İl Müdürlerimizden Bazılarının İşlerini Eksik Yaptıkları Hakkındaki Tespitlerimidir.
Sayın Valim,
27 Mart 2013 tarihli Yeşil Ermenek gazetesinde “ Karaman İli Böyle Yönetiliyor ?“ başlıklı yazımda 14 tane il müdürümüzün işlerini vekâleten yürüttüğünü yazmıştım. Birini atlamışım. On dört değil on beş tane il müdürü vekâleten görev yapıyor.
Vekâleten iş yapan müdürlerimizin alt kademeye ne kadar söz geçirip devletin işlerini yürüttükleri sizlerin takdiri olmakla birlikte bizler de vatandaş olarak bazı gözlemlerimizi aktarmakta fayda mülahaza ediyoruz.
14.11.2012 tarihli Yeşil Ermenek gazetesi, Ermenek Taşeli Haber, ermenek haber internet sitelerinde yayınlanan yazımda , “ Karaman İl Kültür ve Turizm Müdürü Ne İş Yapar ? “ adı altında bir yazı yayınlamış ve Sayın Müdürün yapması gereken işleri haddimiz olmayarak hatırlatmıştık. Ama içinde bulunduğumuz “Turizm Haftası’na kadar Taşeli Yöresi’nde bir etkinlik gösterip uyarılarımızı dikkate almadılar.
Aynı şey İl Müftülüğü için de geçerli, Yeşil Ermenek gazetesi ve Taşeli Haber, ermenek haber sitelerinde yayınladığımız “ İl Müftümüz Sayın Nuri Değirmenci’ye Toplumsal Mesajımızdır “ başlığı altında yazdığımız yazı ile ilgili şikâyetlerimiz üzerine hiçbir eğilme bir düzeltme çabasına girmemişlerdir. Müftülüğün internet sitesinde de ilin bir yarısı yok hükmündedir. Ermenek Merkez’deki Sipas Camisi iki yıldır kapalıdır. Cemaat namaz kılacak yer bulmakta zorlanmaktadır. Sayın Müftünün bu konuda üst makamları uyarmaması bir görev ihmalidir.
Cami müştemilatlarının da çevresi temizlik konusunda dikkat edilmesi gereken önemli yerler olduğunu yazdık.
Yine “Taşeli Turizmi ve Tuvaletler” ile ilgili yazılarımız, çoğu kurumları ilgilendirdikleri hâlde, ilgili yöneticiler tarafından çözüm için bir çaba gösterilmemiştir. Bildiğiniz gibi Türkiye’deki iç turizm benzin istasyonlarındaki tuvaletlerin ıslahı ile bir noktaya gelmiştir.
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün internet sitesinde “ Toplumda turizm konusunda farkındalığı artırmak, turizm bilincini geliştirmek, iç turizmi canlandırmak ve halkın turizm hareketlerine katılımını sağlamak amacıyla her yıl 15-22 Nisan tarihleri arasında Turizm Haftası kutlanmaktadır.” deniliyor. Lakin bu kutlamaların Taşeli Yöresi’ndeki ilçelere bir yansıması olmadı. Bu ilçeler nazarında Turizm Haftası yok hükmünde midir? Yoksa İl Müdürlerimiz tarafından bu ilçeler yok hükmünde midir? İlimiz merkezinde “Turizm Haftası “ belirli bir program dahilinde kutlandı, ama Taşeli ilçelerinde kutlanmadı, Ayrancı ve Kazımkarabekir’in kutlayıp kutlanmadığı hakkında bir fikrimiz yok. Biz biliyoruz ki “ Turizm Haftası “ okullarda da kutlanır. Bizim müfredatımızda bu vardır. Eylül ayı başında öğretmenlerimiz bunun ne zaman işleneceğini bildiklerinden iş takvimlerine koyarlar. Taşeli’nde gerek eğitim kurumlarından gerek sivil toplum örgütleri ve turizmciler tarafından böyle bir etkinlik düzenlenmedi.
Karaman ilimizin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü internet sitesinde Taşeli görselleri ile ilgili bir tane obje bulamazsınız. Nitekim bu yıl kutlanan Turizm Haftası ile de ilgili bir etkinlik yoktur. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ne iş yapar doğrusu bilemiyoruz.
Karaman İl Turizmi Etkinliğinin Çeşmeli Kilise ile Tartan Evi arasındaki mekânlarda yapılan etkinliklerle sınırlı kalması yeterli değildir. Taşeli Yöresi’nin Turizm Haftası etkinliklerinin dışında pasif olarak kalması, bırakılması geleceği yayla, kayak, su sporları, yamaç paraşütü, av …tarih, kültür,mağara turizmi gibi konularda potansiyeli olan yöreyi ihmal etmek büyük bir görev eksikliğidir.
İl müdürlerinin internet sitelerinde Taşeli Yöresi İliçlerinin zenginlikleri kesinlikle yansıtılmıyor. İl algısı çok eksik ve yanlış. Müdürlerimiz kızmasınlar ama il olarak yalnız Karaman merkez ilçeyi internet sitelerinde gösteriyorlar. İlimiz Karaman’ın bir yarısını yok saymak vahim bir olaydır.
Valilik internet sitesi haricindeki hiçbir sitede Ermenek Baraj Gölü daha yansıtılmış değildir. Size bağlı olmasa da KMÜ, Karaman ilinin Taşeli ilçelerini ve Karaman merkezin Bucakkışla tarafındaki dağ köylerini görmüyor. Bu konuda bilimsel bir çalışmaları yok. Hadim’den inen Göksu üzerine Beylik Dönemi’nde yapılan Bucakkışla Köprüsü, tıpkı Ermenek Barajı altında kalan Ermenek Çayı üzerindeki Görmel Köprüsü gibi literatüre geçen önemli köprüler arasında yer alır.
Önümüzdeki günlerde Dil Bayramı Etkinilikleri kutlanacak, geçen yıl bu etkinilkler nedeni ile 1 milyon 250 TL civarında harcama yapıldı. Bayrama konu olan Mehmet Bey’in ve atalarının ikâmet ettiği ilçe merkezine ve köyüne bu harcamalardan 25 kuruş harcanmadı, gelmedi, gönderilmedi. İlimizde eşitlik ve gerçekçilik ilkesi karar vericiler tarafından hep göz ardı edildi.
Sonuç olarak, il yöneticilerimiz ve il müdürlerimiz Taşeli Yarımadası içinde kalan il toprakları hakkında çok fazla bir bilgileri ve görgüleri yok. Bu yöredeki doğa güzelliklerini, tarihi varlıkları, bilinmiyorlar ve tanımıyorlar. Karaman merkez medyası da bu Yöre hakkında çok fazla bir bilgi vermiyor. Ancak cinayet ve hırsızlık olayları hakkında haberlere rastlayabiliyorsunuz. Kırsal Turizm’den söz eden Rektör Yardımcısı’nın açıklamasından da anlıyoruz ki ilin turizm potansiyeline vakıf değiller. Demeç vermekle basın açıklaması yapmakla bu işler yürümüyor. Eğer bir kurulun ve etkinliğin başında olacaksan o kurumu ve mekanizmayı çok iyi tanımak gerekiyor. KMÜ yöneticileri kusura bakmasınlar ama Taşeli hakkında yüzeysel de olsa bir bilgiye sahip değiller. Adlarını aldıkları ata yadigarı toprakların tarihi hakkında bilimsel bir çalışmaları yok.
Dağ köyleri ve Taşeli Karaman Merkez’e yabancı, Karaman Merkez de dağ köylerine ve Taşeli’ne çok yabancı. Bu yabancılığı ancak turizm etkinlikleri ile giderebiliriz. Çok küçük paralarla sadece taşıma ücreti ile Taşelili öğrencilere Karaman Merkez en iyi şekilde tanıtılabilir. Cuma- cumartesi iki gün Karaman merkezdeki 300-400 öğrenciyi sıfır yatak ücreti ile Taşeli’ndeki yurtlar barındırabilir. Yeter ki il yönetimindeki ilgili yöneticiler okulları ve öğretmenleri gezip görmek için teşvik etsin. Ermenek, Sarıveliler, Başyayla ilçeleri Karaman için Kaf Dağının Arkası’ndaki bir yer değildir. Bir öğrenci için Taşeli’ni gezip görmek yarı yarıya coğrafya dersini halletmek; Hitit, Roma, Bizans, Selçuklu ve Karaman Beyliği tarihini öğrenmek demektir.
Sayın Valimiz, dileklerimizi dikkate alarak ilgili yöneticileri ve il müdürlerini uyaracağınızı ümit ediyor, saygılar sunuyorum.
22.04.2013. Hasan ŞİMŞEK