Anasayfa
ZENONOPOLİS NERESİ? İSTANBUL BEYOĞLU NERESİ?
- Detaylar
- Kategori: Köşe Yazılarım
- Yayın tarihi: Salı, 09 Aralık 2014 17:46
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 3172
ZENONOPOLİS NERESİ?
İSTANBUL BEYOĞLU NERESİ?
9.Uluslararası Anadolu Medeniyetleri Yıllık Sempozyumu’nda işlenen konular arasında Büyükkarapınar Yaylası’ndaki Kale Yıkığı da vardı.
Bildiğiniz gibi eski adı İznebol / Elmayurdu olan antik yerleşim alanı, Bizans İmparatoru Zenon’un köyüdür. 6-7 Aralık 2014 Cumartesi ve Pazar günleri İstanbul, Beyoğlu İstiklal Cad.181 numarada bulunan KOÇ Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi’nde “ Prehistorik Çağ’dan Bizans Dönemi’ne Konya Ovası “ çevresindeki tarihi mekânlar bilim adamları tarafından iki gün boyunca konuşuldu, tartışıldı. Burada bizi ilgilendiren iki konu var birincisi Adillerli bir Arkeolog olan Yardımcı Doçent Osman Doğanay ( Aksaray Üniversitesi ) “ İsaura’dan ( Zengibar Kalesi )Orta Anadolu ve Akdeniz Kıyılarına Ulaşan Antik Yol Ağları “ tezini sempozyumda bilim adamlarına/meslektaşlarına sundu. , Biz Osman Bey’i dinleyemedik. ERÇEV’in organizasyonu olduğu için katılamadık, bir anlamda yetişemedik. Önemli bir fırsatı kaçırdık. İkincisi ve bizim için daha çok bir anlam ifade eden ise İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Mimar Prof. Dr. Turgut Saner’in bildirisi. Turgut Bey şahane bir görsel hazırlamış. İnceleme yaptıkları 1900 rakamlı Büyükkarapınar Yaylası’nda bulunan ve yerel halk tarafından Kale Yıkığı denilen yerde yapmış olduğu inceleme ve araştırmada, tarihi yapıyı fotoğraflamış. Kale’nin savunma ve gözetleme amaçlı yapıldığını ve Yayla’da bulunan Aziz Sokrates Kilisesi ve köydeki Nikropol ( mezarlık ), kaya mezarları ve diğer buluntularla yörenin büyük bir yerleşme alanı ( Zenon’un köyü ) olduğunu söyledi. Yöre halkının mücadeleci bir halk olduğunu denizden ve ovadan gelen tehlikelere karşı mücadele ettiklerini, yörenin aynı zamanda tehlikelere karşı bir sığınak olduğunu, Zenon Bizans’a imparator olduktan sonra yöreye devletin imkânlarını kullanarak imar ettirdiğini anlattı.
Muhteşem görsellerle Küçüksu Vadisi’ni ( Elmayurdu ve Tepebaşı’na uzanan vadi) 1900 rakımından( Kale Yıkığı’ndan ) kuşbakışı bir konumda görsellerle çevreye hâkim bir yerde olduğunu belgeleyen Sayın Turgut SANER , en son bölgeye 2009 yılında bir ekip olarak gittiklerini ve çevreyi etraflıca incelediklerini , tarihi kalıntıların defineciler tarafından tahrip edilmiş olduklarını iş makinelerinin,kepçelerin tarihi yapılara define arama tutkusu ile kırıp yıktığını ve önlem alınması gerektiği mesajını verdi.
9.Uluslararası Anadolu Medeniyetleri Yıllık Sempozyumu’nda Büyük Karapınar Yaylası’ndaki Aziz Sokrates Kilisesi ve Kale Yıkığını Turgut Bey’in de onayın alarak sizlere bilahare aktaracağım. 08.12.2014. Hasan ŞİMŞEK
ÇİN’LE FÜZE ANLAŞMASI GERÇEKLEŞİR Mİ?
- Detaylar
- Kategori: Köşe Yazılarım
- Yayın tarihi: Perşembe, 24 Ekim 2013 00:19
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 1994
ÇİN’LE FÜZE ANLAŞMASI GERÇEKLEŞİR Mİ?
ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone, Diplomasi Muhabirleri Derneği’nin geleneksel toplantısına katılarak gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Ricciardone,uzun menzilli hava savunma ve füze sistemi için Türkiye’nin bir Çin şirketiyle görüşmelere başlaması konusunda ne düşündüğü sorulduğunda,” ABD tarafından yaptırım uygulanan Çin firması ile Türkiye arasında muhtemel bir anlaşma hakkında endişeliyiz.Bu bir sır değil.evet, bir ticari karar.Savunma alımı veya herhangi bir konuda kendi kararlarını almak Türkiye’nin egemenlik hakkıdır. Aramazda bir anlaşamazlık yok. Ancak bunun ittifak (NATO ) füze savunma sistemi için ne anlama geldiği konusunda cidden endişeliyiz.
Büyükelçi Ricciardone, ABD’nin Çinli firmanın neden yaptırım listesine alındığına dair Amerikan uzmanlarının Türk muhataplarıyla görüşmelere başlandığını duyurdu. Ricciardone, gerekli bilgi paylaşımından sonra Türkiye’nin kararını vereceğini ifade ederken şu uyarıyı yaptı. Türk-Amerikan savunma işbirliği yoğun ve köklü. Türk savunma endüstrisine yardım etmekle iftihar ediyoruz. (1) Eğer ABD’niin yaptırım (ambargo ) uyguladığı Çinli CPMIEC firması ile anlaşma olursa Türkiye ile ilişkilerimiz etkilenir. Adli makamımız tarafından yaptırıma uğramış bir firmaya bu ihale verildi. NATO üyesi bazı ülkelerde, örneğin Yunanistan, Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti’nde de Sovyetlerden kalma Rus sistemi var. Hiçbir zaman o sistemler NATO savunma sistemine entegre edilmedi.Türkiye’nin gurur duyacağı 61 yıllık NATO üyeliği var.Türkiye’nin en büyük başarısı gelişmiş bir savunma endüstrisidir. 1990’larda Lockheed Martin ve TAİF-16’ları birlikte geliştirmeye başladılar. Üst düzey teknoloji transferi gerçekleşti ve üretilen her 7 F-167dan 5’nin parçaları Türkiye’de üretildi. Son olarak General elektrik CEO’su TUSAŞ’la jet motoru parçaları üretme konusunda çalışma kararı aldı. Sikorsky ile hâlâ müzakereler sürüyor. Ambargolu bir Çin firmasıyla anlaşma olursa kuşkusuz bu iş birliği etkilenir.”diyerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni basın önünde açıkça tehdit etmiştir.(2).
Kosova dönüşü uçakta Hürriyet muhabir Vahap Munyar’a Başbakan Sayın Erdoğan’ın yaptığı açıklama ise şöyle :
“ Savunma Sanayi Müşteşarlığımızda biz önce kriterleri belirledik. 1. Füzelerin yapımı ortak yapım olacak. 2.Birlikte üçüncü ülkelere açılmak. 3. Fiyatının uygun olması. Çin bu üç kritere en uygun teklifi sundu.
İtalya- Fransa konsorsiyumunun teklifi Çin’den 1 milyar dolar daha pahalıydı. Ortak yatırım ve 3’üncü ülkelere birlikte açılma konusu gündemlerinde yoktu. ABD’niin fiyatı onlardan 200 milyon dolar daha yukardaydı.
Rusya’nın fiyatı 4 milyar dolar daha yukardaydı. Gerçi hakkını teslim etmek gerekirse, Rus füzesi en kalitelisiydi. Ancak saydığım üç kritere uymuyordu.
Biz Savunma Sanayi Yüksek Kurulu olarak karamızı verdik. Bu aşamadan sonra ancak Çin vazgeçerse ihale süreci durabilir. Çünkü teklifler kapalı zarf usulü ile alındı. Füzeler NATO konseptine uyacak.
Bağımsızlığımızı kimse ile paylaşamayız. Öyle bir uyarı ekonomik bağımsızlığımıza müdahale anlamına gelir.” diyor Sayın Başbakan, öyle anlaşılıyor ki geçmişte benzer sanayi yatırımlarında olduğu gibi Batılılar Çin’le yapılan füze anlaşmasından çok rahatsızlık duyuyorlar.
ABD Büyükelçisi açıkça diyor ki: bizim çıkarlarımıza aykırı hareket eden ve bizim cezalandırmış olduğumuz bir firma ile siz füze anlaşması yapamazsınız. Yaparsanız aramız açılır, gerekirse önceden yaptığımız silah endüstrisi anlaşmaları çıkmaza girer diyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Çin Halk Cumhuriyeti ile yapmış olduğu füze savunması anlaşmasının sonunu getirebilecek mi? Bekleyip göreceğiz.
24.10.2013. Hasan ŞİMŞEK
----------------------------------------------------------------------------------
25 Ekim 2013, Zaman Gazetesi s.21.
25 Ekim 2013 , Hürriyet gazetesi s. 8