Anasayfa
MOSKAVA’NIN DİNMEYEN ÖFKESİ
- Detaylar
- Kategori: Köşe Yazılarım
- Yayın tarihi: Perşembe, 03 Aralık 2015 18:30
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 2607
MOSKAVA’NIN DİNMEYEN ÖFKESİ
Soğuk Savaş sonrası dağılan Sovyetler Birliği Rusya Federasyonu adı altında derlenip toparlanmıştır. Şu anki yönetim, başta devlet başkanları Vladimir Putin başbakanları Dmitry Medvedev olmak üzere on yılı aşkın süredir Rusya’yı yönetiyorlar.
Bu ikili dağılan gücünü kaybeden Sovyetler Birliği’ni sıkı ve otoriter bir yönetim anlayışı ile tekrar eski hâline getirme yönünde büyük hamleler yaptı. ABD ve AB ile rekabet edebilir bir duruma getirme gayreti içindeler. Büyük ölçüde başardılar da, bu başarının Putin’e verdiği güç, onu daha da emperyalist bir politika izlemesine neden oldu. Dağılan ve kaybedilen güçlerine güç katma ve kendilerini ispatlama adına, Baltık ülkelerine, Ukrayna’ya ve Kırım’a karşı genişleme ve toprak ilhak etme eylemlerine dur deme adına Batılı ülkeler özellikle AB ve ABD Rusya’nın yayılmacı politikalarına karşı sıkı bir ambargo uygulamışlardır. Uygulanan bu ekonomik ambargo Rusya’yı bunaltmıştır. Diğer yandan IŞİD tarafından Mısır’da düşürülen uçakları, yine Rus SU-24 tipi savaş uçaklarının Türk F-16’ları tarafından düşürülmesi Rus Devlet Başkanı Putin’in dünyaya meydan okurcasına uyguladığı genişleme siyasetini yerle bir etmiş, onun ve Rus halkının psikolojisini telafisi güç bir çıkmaza sokmuştur.
İşte bu nedenle Türkiye sınırlarını ihlal eden ve dur ihtarına karşı uymayan uçağın düşürülmesi eyleminde Türkiye’den özür talep eden Putin “ Yavuz hırsız ev sahibini bastırır. “ anlayışından yola çıkarak tehdit üstüne tehdit, şantaj üstüne şantaj, ambargo üstüne ambargo akıllarına ne gelirse Türkiye’ye zarar verecek her şeyi başbakanları Dmitry Medvedev ve Dışişleri Bakanları Sergey Lavrov, Rus Parlemantosu ve halkı ile birlikte Türkiye’ye top yekûn hücum ediyorlar. Neler söylemiyorlar ki:
* Rusya’da iş yapan yatırımcılara engel,
* Gümrük kapılarında Türk mallarına giriş ve çıkışlarda engelleme,
* Türkiye’ye turist göndermeme, özel uçaklara uçuş yasağı,
*Türkiye’den ithalatını yaptıkları gıda ürünlerini durdurma
* Parlamentolarından Ermeni soykırımı yalanını önceleri defalarca geçirdikleri hâlde yeniden geçirme teşebbüsü
* Ayasofya Müzesi’ni kiliseye çevirme teklifleri,
Rusya yönetiminden, parlamentosundan ve halkından bize karşı tarihin derinliklerinden gelen ciddi bir düşmanlık var. Nerdeyse bir kaşık suda boğacaklar. Hâlbuki son 30 yılda Rusya ile ilişkilerimiz mükemmel ölçüde iyi gitmiş, yeni nesil eski Çarlık Rusya’sının ve Stalin Dönemi’nin Türkiye üzerindeki emperyalist emellerini bilmiyor. Biz NATO’ya Rus tehditlerine karşı kendimizi korumak amacı ile girdik. Stalin’in Kars ve Ardahan’dan toprak talebi sonucu NATO’ya girmeyi zorlayan Rusya’nın yayılmacı politikasıdır. İşte bu gün de bu yayılmacı politikalarına karşı, tekerlerine taş koyan bir Türkiye var.( bkz. www. ermenekinsesi.com internet sitesinde ) Putin buna bozuluyor, yoksa bir uçak düşmüş bir Rus pilotu ölmüş onun için o kadar önemli değil. Mısır dönüşü IŞİD’in düşürdüğü uçakta 230 civarında insan vardı. Rusya yöneticileri ve halkı dünya ölçülerinde duyulacak bir tepki vermediler. Çünkü Türkiye’nin düşürdüğü savaş uçağı nedeni ile Rus liderinin kendi halkı ve dünya önünde gücünün büyüsü yok edilmiş, hiçe sayılmıştır. İşte Rusya’yı çıldırtan ana nokta Putin’in “ Bizi sırtımızdan vurdular! “ demesinin özü budur.
Türkiye- Rusya ilişkilerinde İsmet Paşa’nın Kıbrıs olayları sırasında ABD Cumhurbaşkanı’nın tehdidi üzerine “ Büyük devletlerle ilişkiler, ayı ile yatağa girmeye benzer.” sözü ile bugünkü Rusya ile yaşananlar aynı.
Rus SU-24 tipi savaş uçağının Türkiye tarafından düşürülmesi ile birlikte Rus halkı, parlamentosu hiçbir sorgulama yapmadan Devlet yönetiminin yanında yer almıştır.
Çar Deli Petro’dan bu yana Rusya’nın yayılmacı politikası ve Osmanlı toprakları üzerindeki gözü hiçbir dönemde bitmemiştir. Oysaki son 30 yılda Türkiye vatandaşları Rusya ile bir dostluk ve kardeşlik ilişkisi içinde yaşamaktadır. Türk kamuoyu Rus halkına karşı sıcak bir tavır sergilerken onların bizim hakkımızda bilinç altından sökülüp gelen düşmanca tavır almaları anlaşılır değil. Biz nasıl onların uçağının düşürülmesi olayında empati yapıyorsak, onlar da savaş hâli olan bir sınır bölgesinde -kimseyi takmayan çok ciddi bir sınır ihlali yapan savaş uçaklarının pilotları hakkında empati yapmaları gerekir. Ama Rus halkında böyle bir düşünce yok görünüyor. Öyle anlaşılıyor ki biz Devlet ve sivil toplum örgütleri olarak Rus halkına karşı halkla ilişkiler yönünden iyi çalışma yapmamışız, bu eksiklik mutlaka giderilmelidir. Bu arada yukarıdaki düşüncelerimi de doğrulayan İlber Ortaylı’nın 29 Kasım 2015 sabahı saat 10.00’da CNN TÜRK’te Hakan Çelik’in sabah programında söylediği şu söz ( mealen ) çok önemli “ İkinci Dünya Savaşı’nda Rusya’da taş üstünde taş kalmadı, Almanlar Rus topraklarını yerle bir etti. Ruslar bunu unuttular, onlar karşı bir düşmanlık hissi değil dostluk hissi ile yaklaşırken Türkiye’ye karşı düşmanca tavır beslemeleri anlaşılır gibi değil.” diyerek Rus halkının çelişkili tavrını ortaya koymuştur.
Sonuç olarak 1. Türkiye bu olayda vakur bir duruş sergilemiştir. Ülke sınırları yolgeçen hanı olamaz. Mesajın vermiştir.
2. Rusya’nın Türk iş adamlarına ve mallarına karşı aldığı ekonomik önlemlerden en fazla zarar görecek olan Rusya’dır. Türk halkı buna katlanmalıdır.
3. Rusya’nın Türk mallarına karşı almış olduğu yasaklama kararı en çok bizim güney komşularımız olan Antalya ve Mersinli üreticileri etkileyecektir. Bu nedenle ben her gün domates, biber, salatalık, patlıcan, kabak … gibi sebzelerden ve yasak kararı koydukları meyvelerden birer tane fazla tüketerek vatandaşlarımıza destek vereceğim.
4. Türkiye, Rus yönetiminin düşmanca tavrına karşı, halkı ile dostça geçinme niyetinde olduğunu ve Rus halkına karşı düşmanca bir tavır takınmadığını ve takınmayacağını her fırsatta işlemelidir.
5. Geçmişte Rusya yönetiminde çok zalim Çarlar gelip geçti. Stalin Ahıska ve Kırım Türklerini darmadağın etti. 50 yıl bir Soğuk Savaş dönemi yaşadık. Putinler, Medvedevlerin, Lavrovların şantajları ve tehditleri de gelip geçer. Tarihte biz daha kötü örneklerini yaşadık. Rusya Batı ile birlikte güçlerini Türkiye’ye karşı birleştirmediği zaman Türkiye zararına hiçbir şey yapamaz, tarih böyle yazar. Yeter ki biz içerde ve dışarıda tutarlı ve birlik içinde olalım. .02.12.2015. Hasan ŞİMŞEK
PUTİN VE RUSYA
- Detaylar
- Kategori: Köşe Yazılarım
- Yayın tarihi: Cumartesi, 28 Kasım 2015 19:05
- Yazar: hasan-simsek
- Gösterim: 2961
RUSYA’NIN GERÇEK YÜZÜ
24 Kasım 2015 günü saat 09.24’te Hatay’ın Yayladağ bölgesinde sınır ihlali yapan iki Rus Su- 24 tipi savaş uçağından birini Türk F-16’ları düşürdü.
Suriye’deki Türkmen varlığının kökeni Tolunoğullarına dayanır. ( 868- 905 ), İhşidiler (935-969 ), Büyük Selçuklular, Anadolu Selçukluları, Memlükler, Osmanlılardan günümüze kadar gelir.(1) Suriye ve Irak’taki Türk varlığı Malazgirt( 1071) ‘ten en az yüz yıl öncesine dayanır. 30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Anlaşması öncesi bizim olan Suriye ve Irak topraklarını Mondros Ateşkes Anlaşmaları hükümlerini hiçe sayarak İngiltere Suriye’yi işgal etti. Bilhâre İngiltere Suriye topraklarını Fransa’ya bırakarak yer altı kaynakları (petrol) zengin olan Irak topraklarına yerleşti. Her iki devlet de bugüne kadar bu bölgeden elini ayağını çekmedi.
Rus uçağının düşürüldüğü yer, Türkiye’nin Yayladağ sınırına yakın Türkmen dağı yakında bulunan ve Bayır-Bucak Türkmenlerinin yoğun olarak yaşadığı bir yer. Türk yetkililerin açıkladığına göre bu bölgede DAİŞ= IŞİD ( Irak-Şam İslam Devleti ) denilen terör örgütü yok. DAİŞ’i vuruyoruz diye Ruslar Türkmenlerin yaşadığı bu bölgeyi bombardımana tutuyorlar. Rusların, Türkmen varlığının yoğun olarak bulunduğu bu bölgenin hemen güneyinde Lazkiye’de hava üssü, Tartus’da da deniz üssü bulunmaktadır. Bu üslerin güvenliğini sağlamak için yöredeki Türkmenleri uzaklaştırmak/ sürmek ve Türkiye’nin güvenlik bölgesi oluşturmak amacı ile sınırdaki Cerablus- Azez arasındaki 100 km uzunluğundaki bir şeridi hem IŞİD’den arındırılmış bir bölge, hem de PYD ‘nin egemen olamayacağı bir ara bölge hâline getirme hedefine engel olmaktır. Rusya Suriye’deki eylemleri ile Türkiye’nin kendi güvenliği için amaç edindiği hedefleri boşa çıkartarak Suriye topraklarında sağlam bir yere oturtmak istiyor. Onların amacı IŞİD terör örgütü ile mücadele filan değil, Suriye’de kendileri için güvenli yaşam alanları oluşturarak Doğ Akdeniz’e tam olarak yerleşmektir.Zaten Rusların taa!...II. Çar Deli Petro’dan bu yana sıcak denizlere açılma ve yerleşme ülküsü vardır. Şimdi yaptıkları bu ülkünün bir parçasıdır. Hatta günümüzde Doğu Akdeniz’in gaz ve petrol yönünden zengin bir bölge olması Rusların iştahını iyice artırmıştır.
Rus uçağının Türkiye tarafından düşürülmüş olması uluslar arası arenada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in prestijini oldukça sarsmıştır. Bu nedenle; Rusya Lideri Putin “ Türkiye, ABD ile Rusya arasında benzer olayları engellemek için anlaşma bulunmasına rağmen uçağımız vurmuştur. Teröristlerin işbirlikçileri bize sırtımızdan darbe indirmiştir.” Diye ağır açıklamalarda bulunmuştur. Putin Ürdün Kralı 2’nci Abdullah ile Rusya’nın Soçi kentinde basın toplantısı yaparken de Türkiye’ye yönelik suçlamalarına devam etmiş: “ IŞID kanalı ile Türkiye’ye ciddi miktarlarda kaçak petrol sevkiyatı yapıldığını biliyoruz, IŞID petrol satışından milyarlarca dolar kazanıyor. Teröristler komşu devletler tarafından destek gördüğü ortada…Türkiye’nin bugün yaptığı ilişkilerimizi ciddi biçimde etkileyecektir.Türkiye NATO’yu IŞİD’in hizmetine mi sokmak istiyor?” şeklinde ağır suçlamalarda bulunurken,Rus Dış İşleri Bakanı Sergey Lavrov’da olayın ertesi Türkiye’ye yapacağı ziyareti iptal etti ve Rus halkına “ Ben Türkiye’ye gitmiyorum siz de turist olarak Türkiye’ye gitmeyin, Türkiye de sizin için Mısır gibi güvenli bir ülke değildir.” diyerek Rus turistlerin Türkiye’ye gitmemesi şeklinde tepkisini ortaya koydu.
Şimdi herkes ticaretin bozulacağı kaygısına düşmüş görünüyor.:
Gaz, ham petrol, atık kimya, hurda vs için Rusya’ya yılda 25 milyar dolar ödeme yapıyoruz. Bunun 16 milyar doları petrol ve doğalgaz. Rusların ihracatında Türkiye’nin % 5 payı var.
Tarım, tekstil, ev, otomobil, makine teçhizatı, giyim eşyası, plastik …Rusya’da bizden 5,9 milyar dolarlık mal alıyor. Türkiye için Rusya yüzde 2,5 ‘lik bir ihracat pazarı. İki tarafın alış verişinde yılda 20 milyar dolar Rusya’nın cebinde kalıyor. Rusların en çok mal sattığı 5. büyük pazar Türkiye.
Şimdi Rusya’nın kendisine ambargo uygulayan Avrupa ile arası bozuk. Ukrayna ile düşmanca ABD ile zaten ilişkileri soğuk.
Ruslar bakmayın çok büyük gözdağı verdiklerine, kantara koyduğunuzda, ekonomiyi hesaba kattığınızda, Rusya’da bu işten ciddi zarar görür. Rus devlet adamlarının verdiği demeçler onların soğuk yüzün bize bir daha gösterdi. Demek ki son 30 yıldır sürdürülen barışçı ilişkiler özenle yapılmış bir makyajdan ibaretmiş. Tarih hocalarının dikkatine!
Ermeni soykırımı söylemleri, askeri önlem alma tedbirleri, gümrüklerde engel çıkarmaları, turist göndermeme, Türk mallarına boykot tehditleri, şantajları yenilir yutulur olmasa da Türkiye, Rus uçağını düşürmekle kararlılığını göstermiştir. Bundan böyle gelişigüzel herkes Türkiye sınırlarına karada, havada ve denizde yaklaşırken sınırları ihlal etme durumunda bedelini ödeyeceğini bilecektir.
Türkiye’nin bu işte en önemli kaybı Batı ile yaptığı görüşmelerde onların isteklerine ne ölçüde direnebileceği meselesi var. Bunun dışında Rusya açıklamalarının arkasında dursa bile en çok kendileri zarar görecektir. Türkiye, sınırlarını ihlal eden ve kendi güvenliğine zarar veren, altını oyan ülkelere taviz veremez, hoşgörülü davranamaz.
Vladimir Putin’in göz göre göre kara propaganda ile teknik verileri de hiçe sayarak ihlal olayını inkâr yoluna gitmeleri kendilerini dünya kamu oyu önünde haklı çıkarma çabaları boşuna/zorlam bir gayretten başka bir şey değildir.
Temennimiz Türkiye’nin ve komşularının emperyalist devletlerin şerrinden uzak huzur ve refah içinde yaşamalarıdır.26.11.2015. Hasan ŞİMŞEK
_____________________________________________________________________
(1) ÖRSAM ili Suriye Türkmen Meclisi’nin en son yaptırdığı bir saha çalışmasına göre Suriye’deki Türkmen nüfus 3,5 milyon olarak belirlenmiştir.