KÖYÜM BÜYÜKKARAPINAR Hasan ŞİMŞEK

  • Skip to content
  • Ana menü bloğuna geç ve giriş yap.

Blok arama görünümü

Dolaşım

Arama

Buradasınız: Home

Ana Menu

  • Anasayfa
  • Büyükkarapınar Yazıları
  • Büyükkarapınar Kitabı
  • Basında Büyükkarapınar
  • Biyografik Eserlerim
  • Eğitim Danışmanlığı
  • Genel Yazılarım
  • Köyümüzden Haberler
  • Kim Kimdir?
  • Fotoğraflar
  • İletişim
  • Teşekkür

Anasayfa

SELÇUK-NAME’YE FERMANIN YANSIMASI VE ERMENEK TÜRKLERİNİN ROLÜ

  • Yazdır
  • E-posta
Detaylar
Kategori: Köşe Yazılarım
Yayın tarihi: Pazar, 25 Ekim 2015 21:42
Yazar: hasan-simsek
Gösterim: 5311

SELÇUK-NAME’YE FERMANIN YANSIMASI VE ERMENEK TÜRKLERİNİN ROLÜ

Orijinal adı El Evamirü’l- Ala’iyye Fi’l-Umuri’l- Ala’iyye olan ve Türkçesi  Selçuk-Name olarak bilinen eseri İranlı İbni BİBİ 1281 yılında Farsça yazmıştır. Yukarıdaki eski Türkçe metin Topkapı Müzesi Revan Bölümü 1391 numarada bulunan Yazıcıoğlu Ali tarafından Türkçe’ ye çevrilen İbni BİBİ’nin eserinden alınmıştır,

Aşağıdaki yazı, yukarıdaki metnin de bir özeti alınarak okuyucuya sunulmuştur.

Karaman Bey,  olanca yararlılıklarına rağmen Selçuklu Sultanlarına karşı saygıda kusur etmediğinin karşılığını göremiyordu. Karamanoğullarının ilk yerleşim yerleri olan Sivas’tan ayrılıp muhtemelen Selçuklular tarafından Ermenek ve Mut taraflarına yerleştirilmekteydi. Hatta İbni BİBİ Karamanlılardan söz ederken Ermenek Türkleri  demektedir. Karamanoğuları Ermenek ve Mut’un arazisine sıkışıp kalınca coğrafi durumu dışarıya açılmaya müsait olan Larende ( Karaman ) şehrini Selçuklu Sultanı Rüknettin Kılınçarsalan’dan ister. Sultan cevaben “ iki adet mamur şehrim var birini sana mı vereyim? Larende anam atam yadigârımdır.” diyerek net olarak olumsuz cevap verir. Aradan birkaç yıl sonra oğlu Mehmet Bey güç kullanarak Selçuklu Sarayı’nda ihtilâl yapar ve vezir olur. Aşağıda özet olarak Mehmet Bey’in Konya’daki eylemini okuyacaksınız.

...Aksaray kalesini kuşatan Mehmet Bey, oluşan ortamın kendi lehine olduğunu görünce Konya’ya hareket etti. Karamanlıları kırmızı börklü, çarıklı, depme habalı Türkmenler Konya önünde göründüler. Naip Eminüddin Karamanlıları surların dışında karşılayalım dedi. Sonra kuvvetinin yetersizliğini görerek surların içine çekildi. Mehmet Bey aynı zamanda bir Selçuk şehzadesini de yanlarında getirip, onun sultanlığı için geldiklerini duyuruyorlardı. Karamanlılar Flobat Köşkü’ne vardıkları zaman Kırımda ölen II. Keykavus’un oğlu Cimri ( Düzme ) de beraberlerinde gözüküyordu. Ethem Bey Konya ileri gelenlerine haber saldı. Flobat Köşkü ( Yeşil Köşk/ köşk-ü sebz)’ne gelerek bir adı da Siyavuş olan Cimri’ye biat etmelerini söyledi. Konyalılar reddedince, kaledeki kuşatmayı hızlandırdılar. At Pazarı ( Suk-ul Hayl ) denilen, At Pazarı kapısının önüne odun yığarak ateşe verdiler. Yıkılan kapıdan atlılar alevler arasında süzülerek şehre dağıldılar. Kapıların durumunu gören Eminüdddin artık şehrin müdafaa imkânının kalmadığını anladı. Kıyafet değiştirerek Tokat’a kaçmak istedi ise de Kaymaz Kervansarayı’nda yakalandı. En büyük Karamanlı düşmanı olduğu için malları ve hazinelerinin yerleri kendisine söyletildikten sonra onu ve Sahil Bey’i, Bahiettin Muhammed’i öldürdüler. Karamanoğulları bu suretle 1277 yılı Perşembe günü şehre akın halinde geldiler. Karamanlı Türkmenleri bu büyük ve zengin şehri yağmaya giriştiler. Kıymetli mallar, altın gümüş ve mücevheratla dolu kervansarayları, çarşı ve pazarları Beylerin konaklarını ve büyüklerin evlerini talan ettiler. Karamanlılar Konya’ya hâkim olunca Flobat Köşkü’nde bulunan Alaetttin Siyavuş’u (Cimri’yi ) başı üzerinde Selçuklu sancağı olduğu hâlde, şehre getirdiler, Karamanoğlu Mehmet Bey, onun önünde yer öpüp biat ediyor, Selçuklu hanedanına bağlı olan Konya’nın ileri  gelenleri ve bu arada Ahi Ahmet Şah ve kendi Ahileri  ( tüccar ve esnaf teşkilatı ) ve iğduişbaşı ( Emirül egadişe ) Fahrettin Bey de kendi adamları ile gelip eski sultanlarının oğluna biat ve yemin ediyorlar.

Henüz işgal edilmemiş kale muhafızları da bu manzarayı görüp 70 000 dirhem mukabilinde burasını da teslim edip yeni sultana tabiiyetlerini bildirdiler. Bunun üzerinde kalede sultanlar türbesinde bulunan II. Alaettin Keykubat’a ait sancak ve çetr de çıkarılarak yeni sultanın cülus merasiminde kullanıldı.  Velhasıl Siyavuş (Cimri ) Selçuklu usullerine göre Ermenek Türkmenlerinin başı olan Mehmet Bey tarafından tahta çıkartıldı. . Sultan Siyavuş tahta çıkış merasiminden sonra, ata binerek Türkmen Beyleri, çavuş, candar ve diğer muhafızlar ile şehir çevresinde bir gezinti yaptı. Dönüşte divanda toplandılar. Etrafa fermanlar gönderip valileri ve mevki sahiplerini itaate ve tabiyete davet ettiler. Mehmet Bey bu toplantıda ünlü fermanını irat etti. 13.yy Türkçesi ile ferman.

 “ Şimden girü hîç kimesne kapuda ve dîvânda ve mecâlis ve seyrânda Türkî dilinden gayrı dil söylemeye.

Günümüz Türkçesi ile ve Karaman Valiliği’nin 2006 yılı genelgesinde metin birliğinin sağlanması adına ilgili yerlere çıkardığı genelgede:

“ Bugünden sonra hiç kimse sarayda, divanda, meclislerde ve seyranda Türk dilinden başka dil kullanmaya. “

 (  13 Mayıs 277 )

Hasan ŞİMŞEK

Kaynaklar:

Yazıcıoğlu, Ali, Tevarih-i Âl-i Selçuk, Topkapı Sarayı, Revan Bölümü, 1391 numarada kayıtlı.

Duru, Ahmet Talat, Karaman Tarihi, Karaman,2010.

Şimşek, Hasan, Dil Bayramı ve Mehmet Bey’in Fermanı, İKEV Gazetesi 16.sayı.

TELEFON ŞİRKETLERİ TÜKETİCİLERİN KANINI EMİYOR!

  • Yazdır
  • E-posta
Detaylar
Kategori: Köşe Yazılarım
Yayın tarihi: Pazar, 25 Ekim 2015 19:25
Yazar: hasan-simsek
Gösterim: 2893

TELEFON ŞİRKETLERİ

TÜKETİCİLERİN KANINI EMİYOR!

Türkiye’de dolaylı ve doğrudan 50 milyonun üzerindeki insanların, cep telefonu, sabit telefon, internet bağlantısı ve diğer iletişim servis veren firmalar, tüketicilerin kanını bir sülük gibi emiyor. Siyasi iktidar da sözleşmelerde tüketici lehine düzenleme yapamadığından tüketici çok zor durumda kalıyor. Bu konuda iletişimle ilgisi olduğu düşüncesi ile  /Bakan olduğu dönemde Sayın Lütfi ELVAN Bey’e  iki üç defa uyarı mahiyetinde yazı yazdım ama çok fazla tüketiciler lehine bir düzenleme yapamadı. Bu tür şirketlerin müşteri hizmetlerine ulaşmak telefonla bir dert, faks ve e- mail adreslerini bulmakta zorlanırsınız. Çoğunun da yok. Telefonla e mail adresini isteseniz bile vermezler. Devleti yöneten siyasi iktidar bunların üzerine yaptırımlarla gitmiyor/gidemiyor. İletişim hizmeti veren firmalar, vatandaşı bezdirip usandırıyorlar. Ciddi anlamda tüketicilerin aleyhine olan bir düzenleme var. Mevcut sözleşmeler hizmet veren Kurumlar lehine işliyor. Sözde müşteri hizmetleri göstermelik bir ünite, sorunları çözmüyor, çözemiyor.  Tüketiciyi dinlemiyorlar. Bana bir yıl içinde üçü iletişimci diğeri giyecek satan dört firma haksızlık yaptı. Tüketici mahkemesine gittim, dördünde de haklı çıktım ve hakkımı aldım. Bu nedenle yeri gelmişken İstanbul/Bakırköy Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığına ve mensuplarına teşekkür ederim.

Değerli okuyucular! Sözleşme hükümlerine aykırı hareket eden anlı şanlı büyük firmalardan korkmayınız. Kaymakamlıklarda bulunan Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’ne başvurunuz. Onlar size yol gösterip yardımcı olacaklardır. Tüketici yasası, tüketiciyi koruyan bir yasadır, aşağıda anlattığım şekilde müracaatlarınızı yaparsanız. Anlı şanlı, sözde telefon şirketlerini ve internet sağlayıcılarını dize getireceğinizden eminim. Pes etmeyiniz, onlar sizin pes etmeniz için her çareye başvuruyorlar, yöntemler öyle ama tüketici yasası sizden yana.

Tüketici Yasası’nın Kapsamı ve Müracaat Şekli Şöyle:

6502 sayılı Tüketici Kanunu ile birlikte devre tatil, paket tur, kampanyalı satış, kapıdan satış, mesafeli satışlar, tüketici kredisi, konut finansman kredisi, kredi kartları, süreli yayın, abonelik, ayıplı mal, internet servisleri, sabit ve mobil telefonlar… gibi hizmet alınan yerlerdeki kusurlu hizmetler, ayıplı mallar ile ilgili şikayetler illerde Sanayi ve Ticaret Müdürlüğü, ilçelerde ise Kaymakamlık binalarında bulunan Tüketici Hakem Heyetlerine başvuruda bulunulur.

Aldığınız hizmet ve maldan şikâyetçi olabilmenizi için bir takım ön koşullar vardır.

Tüketici Hakem Heyetlerine yapacağınız başvur esnasında satın aldığınız hizmetin ya da malın değerinin 3 bin lira ve altında olması gerekir. Üç bin liranın üzerinde olan şikâyetlere Tüketici Mahkemeleri bakar.

Tüketici Hakem Heyetlerine Nasıl Başvur Yapılır?

* Öncelikle şikâyet konusunu anlatan bir dilekçe,

* Malın veya hizmetin durumuna göre garanti belgesi

*  Fatura, fiş,  servis fişi gibi belgeler dilekçe ekine eklenerek bizzat başvuru yapılması gerekiyor.

Şikâyet dilekçesine, satın alınan mal veya hizmetin özelliklerini, mal veya hizmet için ne kadar para ödendiğini, servise verilmiş ise serviste geçen süreyi ve ne yapıldığını, satıcıya veya sağlayıcıya sorunun iletilip iletilmediğini ve en önemlisi seçimlik haklarından hangisinin kullanılacağı ( iade ve ödenen parayı talep etme, yenisi ile değiştirme… ) ayrıntılı olarak yazılmalıdır.

Tüketici Hakem Heyetlerine yapılan başvurularda son yıllarda önemli artışlar sağlanıyor.

2002 yılında  33 bin başvuru

2014 yılının 8 ayında 642 bin kişinin şikâyetlerini değerlendiren hakem heyetleri, 584 bin şikâyeti yani yüzde 91’ini tüketici lehine sonuçlandırdı.

2013 yılında tüketicilerin en çok bankacılık sektöründen şikâyetçi oldular.

Bunda medyanın ve tüketici hakları takip eden hukuk bürolarının payı büyük olduğunu sanıyoruz. Şurası bir gerçek ki vatandaşlarımız tarafından artık bankalara güven, banka gibi, banka gibi sağlam söylemlerini işitmez olduk. Bu güvensizlik ortamını Bankalar Birliği kendi içlerinde yapacakları düzenleme ile ileriki bir zamanda belki de gidermeyi deneyeceklerdir. Diğer yandan sabit ve mobil telefonlar, internet sağlayıcıları gibi kurumlar da tüketicilerin aklın çelerek haksız kazanç sağlama ve tüketime teşvik etme gibi eylemleri ile halkın yaşamlarını kolaylaştıracakları yerde zorlaştırıcı eylemler yapmaya devam etmektedirler. Tüm bu tür kurumlardaki Müşteri Hizmetleri tüketicilerden yana değil kurguları kendilerinden yana düzenlediklerinden tüketici derdini anlatmakta /iletişim sağlamakta oldukça zorlanmaktadır.  Böyle kısa bir yorumdan sonra,

Tüketiciler bilinçlendikçe ilçelerde kaymakamlıklarda bulunana Tüketici Hakeme Heyetlerine yukarıda yazdığımız şartlar çerçevesinde müracaat ederek haklarını almaktadırlar. Eksik bilgi, yanlış algı dışında bir Türk vatandaşının alışveriş yaptığı bir firmayı durup dururken şikâyet etmeyi düşündüğünü sanmıyorum.

Sonuç olarak, almış olduğunuz malın faturasını/fişini mutlaka alınız, garanti belgesini, varsa sözleşme şartlarını iyice okuyunuz. Sözleşmede sizden yana hükümler de olacağını ve ilerde bir sorun çıkarsa sizi koruyacağını unutmayınız. 17.10.2015, Hasan ŞİMŞEK

Sayfa 43 / 85

  • Başlangıç
  • Önceki
  • 38
  • 39
  • 40
  • 41
  • 42
  • 43
  • 44
  • 45
  • 46
  • 47
  • Sonraki
  • Son

Bizi Ziyaret Edenler

Bugün 3

Dün 6

Haftalık 49

Aylık 40

Toplam 32641

Currently are 4 guests and no members online

Kubik-Rubik Joomla! Extensions

Gücünü veren Joomla!®